DEFİNECİLER AKADEMİSİ
ÖNCELİKLE SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ...
SİTEMİZDEN YARARLANMAK İÇİN ÜYE OLUNUZ..
AKSİ TAKTİRDE SİTEMİZİN İÇERİĞİ TAM OLARAK GÖRÜNMEYECEKTİR...
DOLAYISI İLE SİTEMİZDEKİ İŞLENMEKTE OLAN KONULARI ve KONULARA YAPILMIŞ OLAN YORUMLARI GÖREMEZSİNİZ.
PAYLAŞIMLARA KATILAMAZSINIZ PAYLAŞIM YAPAMAZSINIZ ..
SİZ GELİN EN İYİSİ ÜYE OLUN...
SIKINTI ZORLUK YAŞAMAYIN..
LÜTFEN GEÇERLİ MSN ADRESİ VERİN..
ÜYE OLDUKTAN SONRA TÜM REKLAMLAR ENGELLER GİZLENECEKTİR..
SANAL ALEMİN NİMETLERİNDEN FAYDALANARAK GİZLENEREK KÜFÜR KAFİR ETMEKLE İNSANLARI KIRMAKLA İNCİTMEKLE AŞAĞILAMAKLA BİR YERE VARILMAZ O SİZİN YETİŞTİRİLME ŞEKLİNİZİN AHLAK YAPINIZIN BASİTLİĞİNİZİN İNSAN OLAMAMANIZIN VERDİĞİ BİR ÖLÇÜYÜ GÖSTERİR..
LÜTFEN ÜYE OLUNUZ...

SAYGILAR : SİTE YÖNETİMİ

DEFİNECİLER AKADEMİSİ
ÖNCELİKLE SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ...
SİTEMİZDEN YARARLANMAK İÇİN ÜYE OLUNUZ..
AKSİ TAKTİRDE SİTEMİZİN İÇERİĞİ TAM OLARAK GÖRÜNMEYECEKTİR...
DOLAYISI İLE SİTEMİZDEKİ İŞLENMEKTE OLAN KONULARI ve KONULARA YAPILMIŞ OLAN YORUMLARI GÖREMEZSİNİZ.
PAYLAŞIMLARA KATILAMAZSINIZ PAYLAŞIM YAPAMAZSINIZ ..
SİZ GELİN EN İYİSİ ÜYE OLUN...
SIKINTI ZORLUK YAŞAMAYIN..
LÜTFEN GEÇERLİ MSN ADRESİ VERİN..
ÜYE OLDUKTAN SONRA TÜM REKLAMLAR ENGELLER GİZLENECEKTİR..
SANAL ALEMİN NİMETLERİNDEN FAYDALANARAK GİZLENEREK KÜFÜR KAFİR ETMEKLE İNSANLARI KIRMAKLA İNCİTMEKLE AŞAĞILAMAKLA BİR YERE VARILMAZ O SİZİN YETİŞTİRİLME ŞEKLİNİZİN AHLAK YAPINIZIN BASİTLİĞİNİZİN İNSAN OLAMAMANIZIN VERDİĞİ BİR ÖLÇÜYÜ GÖSTERİR..
LÜTFEN ÜYE OLUNUZ...

SAYGILAR : SİTE YÖNETİMİ

DEFİNECİLER AKADEMİSİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
DEFİNECİLER AKADEMİSİ

DEFİNE DEFİNECİLİK VE KOLEKSİYONERLİK TREASURE, ANT ANCİENT COİNS
 
AnasayfaAnasayfa  PortalPortal  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  DEFİNE İŞARETLERİ VE ANLAMLARIDEFİNE İŞARETLERİ VE ANLAMLARI  
DEĞERLİ ÜYE ARKADAŞLARIMIZ YENİ YÖNETİMLE DEĞERLİ ÜYE ARKADAŞLARIMIZLA HER KONUDA BİLGİ ALIŞ VERİŞİNDE BULUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ İYİ FORUMLAR
DEGERLİ ÜYELERİMİZ DİĞER KOLEKSİYONERLER SİTEMİZDEDE ÜYE KAYITLARI BAŞLAMIŞTIR HANGİ KATAGORİDE KOLEKSİYON YAPIYORSANIZ VE ELİNİZE GEÇEN SİKKE VE OBJELERİNİN ORTALAMA FİYATLARINI ÖĞRENMEK İSTİYORSANIZ BİZE AİT OLAN wwwdefinecilerkulubu.com ADRESİNE ÜYE OLARAK PAYLAŞIMLARINIZI YAPABİLİRSİNİZ..
En iyi yollayıcılar
catterpillar (457)
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_lcapMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Voting_barMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_rcap 
kepenekli çoban (370)
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_lcapMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Voting_barMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_rcap 
BURAKBEY (347)
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_lcapMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Voting_barMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_rcap 
hattap (345)
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_lcapMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Voting_barMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_rcap 
aslan54 (300)
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_lcapMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Voting_barMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_rcap 
MAMİ (266)
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_lcapMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Voting_barMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_rcap 
SİMBAT (154)
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_lcapMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Voting_barMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_rcap 
menderes1278 (153)
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_lcapMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Voting_barMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_rcap 
selim (111)
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_lcapMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Voting_barMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_rcap 
aslicix67 (109)
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_lcapMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Voting_barMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Vote_rcap 
kontrol paneli
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR ConfigureProfiliniz
Bilgiler
Seçenekler
İmza
Avatar
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Kwalletmanager Sosyal
Arkadaş ve Tanınmamış
Üye listesi
Grup
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Newmsg Özel Mesaj
Gelen Kutusu
ÖM Gönder
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Kthememgr
Gözlenmiş Konular
Kimler hatta?
Toplam 4 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 4 Misafir :: 1 Arama motorları

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 197 kişi C.tesi Tem. 29, 2017 12:23 pm tarihinde online oldu.
En son konular
» Kahpe saldırı bezele karakol baskını
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeSalı Şub. 01, 2011 1:31 am tarafından kepenekli çoban

» Ashab,ı Kehf,
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimePtsi Ocak 31, 2011 3:50 am tarafından kepenekli çoban

» ÖNERİLERİNİZ VE İSTEKLERİNİZ
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimePerş. Ocak 20, 2011 1:28 am tarafından kepenekli çoban

» DEFİNECİLİK İŞİ PROFESYONELCE YAPILIR RUHSATLI VE BİLİNÇLİ
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimePaz Ocak 16, 2011 7:26 am tarafından sakin adam

» İKİNCİ EL CİHAZ ALIM SATIMI VE TAKASI
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimePaz Ara. 26, 2010 2:17 am tarafından kepenekli çoban

» ücretsiz vbullettin sitesi kurmak resimli anlatım,,
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeCuma Ara. 10, 2010 4:18 am tarafından menderes1278

» ITALYA ROMA NARNI
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeCuma Ara. 10, 2010 12:26 am tarafından kepenekli çoban

» İlginç bir saat‏
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimePtsi Kas. 29, 2010 11:41 pm tarafından Misafir

» Büyük Sırrın Arkeolojik Keşfi: Nuh Tufanı.
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimePaz Kas. 28, 2010 5:15 am tarafından kepenekli çoban

» BULANLAR BULUYOR AMA TEK TEK AMA FARKLI ŞEKİLLERDE
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimePaz Kas. 28, 2010 4:20 am tarafından Misafir

» Rüyada Define Görmek.
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimePaz Kas. 28, 2010 3:52 am tarafından Misafir

» kıyamet günü
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeC.tesi Kas. 27, 2010 4:34 am tarafından Misafir

» AYAK İŞARETİ (çözülmüş)
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeCuma Kas. 26, 2010 11:27 pm tarafından kepenekli çoban

» 7 DELİK Lİ TAŞ ve TAŞ YIĞMA
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeCuma Kas. 26, 2010 7:04 pm tarafından Misafir

» Arkeolojik Terimler Sözlüğü.
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeCuma Kas. 26, 2010 2:18 am tarafından menderes1278

» MEZAR ÖRNEKLERİ VE MEZARDAN ÇIKAN HEDİYELERİ
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimePerş. Kas. 25, 2010 11:52 pm tarafından Misafir

» bir ruhsatlı define kazısından hikayeler
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimePerş. Kas. 25, 2010 3:38 am tarafından Misafir

» 3 Yaşında Define Buldu..
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimePerş. Kas. 25, 2010 2:43 am tarafından Misafir

» Göz testine buyrun... !!!!
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimePerş. Kas. 25, 2010 2:16 am tarafından Misafir

» FAYDALI LİNKLER
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 8:43 am tarafından kepenekli çoban

» Define Arama İle İlgili Yasal Dayanaklar.. "Define arama ruhsatnamesi"
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 5:23 am tarafından menderes1278

» Bulunan Defineye Paha Biçilemiyor
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 5:07 am tarafından Misafir

» ALAN TARAMALAR ,,
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 5:02 am tarafından Misafir

» minelap 4500
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 4:00 am tarafından kepenekli çoban

» burada ne görüyorsunuz
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 2:43 am tarafından Misafir

» Cennet annelerin ayakları altındadır
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 1:15 am tarafından menderes1278

» MEYVA YETİŞTİRİCİLİĞİ
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeC.tesi Kas. 20, 2010 12:23 am tarafından Misafir

» Piramitlerin Sırrı.
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeCuma Kas. 19, 2010 7:17 pm tarafından Misafir

» Denizli-sandıras dağı-define hayaliyle gölü boşalttılar
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimePerş. Kas. 18, 2010 2:40 am tarafından kepenekli çoban

» Tarihten en güzel laf koymalar
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeÇarş. Kas. 17, 2010 7:14 pm tarafından Misafir

Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
google
hitsaati web trafik hizmetleri
döviz
HABERLER
KOD
hava durumu


 

 MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Empty
MesajKonu: MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR   MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeCuma Nis. 30, 2010 4:44 pm


MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_lol
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Gif-1

BU İKİ BALONU ABLAMA GETİRDİĞİ ÇİÇEĞİ ELİME TUTUŞTURDU METİN AMCAMMMMMM AMA ABLAMLA NEREYE GİTTİİİİLERRRRR NERDE BUNLARRR YAAAAA.......... MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_cool MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_lol

Guetamala ormanlarindaki, kan kirmizi rengindeki piramidin önünde, büyük bir kalabalik saatlerdir ayakta bekliyordu. Kimse kipirdamiyordu; tüm gözler, piramidin dorugundaki atalarin bilgileriyle dolu süslü kafatasindaydi. Kalabalik kralin hareketlerini göremiyor fakat dinsel bir ayin oldugunu anlayabiliyordu. Kral yanardagda olusan keskin taslari alip penisini delecek ve sonra yaranin üstünü bir iple baglayip; kanin agaç kabugundan yapilmis kaba akmasini saglayacakti. Daha sonra bunu alip, bir ates yakacak, bu atesten yükselen duman araciligiyla iblisle konusacakti. Ve Kral, ortaya çikti pestemalinin altindan kanli elini göstererek, atalarinin mesajim daha öncelerde de oldugu gibi yine haykirdi; "Savas için hazirlanin" Kalabalik, nese içinde tekrarladi. Artik kan dökme zamani baslamisti.


MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Mayamonuments0ig



MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Kurban
KAN HASADI
Eski Maya toplumunda politik ve dini olaylar, korkunç kan dökme ayinlerinin nedeniydi.
Savas, onlarin yasamiydi
Mayalar kimdi? inanilmaz büyüklükteki piramitleri Amerika'nin ortasina insa eden ve sonra birdenbire terkedip kaybolan bu insanlar kimlerdi? Neden o garip dinsel kurallara inaniyorlardi? Bu sorular bugüne kadar sayisiz bilim adaminin zihnini kurcaladi. 150 yil geçtikten sonra Mayalar daha anlasilir olmaya basladilar. Artik, Mayalarin MS. 250-900 arasinda yasadiklarini, dönemlerinin en gelismis yazi sistemini bulduklarini, matematikle ilgilendiklerini , astrolojik takvimler olusturduklarini ve piramitler insaa ettiklerini biliyoruz. Bugüne örnek olacak mimari örnekler bulundu, insaatlarini, yagmur ormanlarina zarar vermeden belli zamanlarda yapiyorlardi. Mayalar dogalligin bozulmamasi için bize iyi bir ders vermislerdir, Güney Belize'nin orman kapli daglarinda; yeni bulunan dört Maya kenti gösteriyor ki; Mayalar buralarda yasamaktan kaçinmislardi, iste buralari 900'lü yillarda yokolan Mayalarin toplumsal yasamlari hakkinda henüz çözülememis bir çok soruya isik tutacaklardi. "National Geographic" yazarlarindan arkeolog George Stuart; "Her sabah uyandiginida Maya'lar hakkinda ne kadar az sey bildiginiizi düsünüyorum, bu tropik iklimde nasil yasadiklarinin %1 ini ancak biliyoruz" diyordu. Kisitli imkanlara ragmen, arkeologlar, sanat tarihçileri, yazit uzmanlari, antropologlar, cografyacilar, ve dil uzmanlari yillardir Mayalarin pesinde. Ortada, "Mayamanik" bir durum var; Tennesse Üniversitesi arkeologlarindan Arthur Demarest son 4 yildir Kuzey Guetemala'da Maya kenti Dös Pilas'i inceliyor. Demarest'e göre ormanin içinde kayip kentler var; buralarda çözümlenemeyen yazitlar bulunuyor ve bu yazitlar Mayalarin ani yok olusunu açiklayabilir. Ortaya çikan bilgi patlamasi, siddetli tartismalar yaratti. Kimin kuraminin dogru oldugu tartisiliyor. Yine de uzmanlar bir görüs üzerinde fikir birligine vardilar; savas, Maya halkinin olusmasinda ve yasaminda kilit noktaydi.


MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Mayanballgameaction
Oyun topu
Mayalar'in top oyunlari hem eglence hem de dinsel törenler içindi. Seyirciler, sonuçlar üzerinde bahis oynarlardi. Günesin veya Ay'in sembolü olan bu top hep havada kalmaliydi. Topu düsüren kaybediyordu ama oyunu degil yasamim da; oyunun finalinde kurbanlar hazirdi. Galipler, kaybedenlerin baslarini kesip top olarak kullandilar ya da öldürüp vücutlarini piramitlerden asagiya sallandirdilar
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Mayat5
Maya kentleri yasamak için degil miydi?
Mayalarin spordan dine kadar her konuda iskence ve kurban törenleri düzenliyorlardi. Meksikali Antropolog Carlos Navarette "Bu, Mayayla ilgilenenleri sok edecek bir iddiadir" diyor. Klasik Maya Kültürü'nün olusmaya basladigi MS 250'den sonraki yüz yillarda, küçük çatismalardan, büyük savaslara dönüsen kabile çekismeleri, görkemli kentlerin hayalet kasabalara dönüsmesine neden oldu. ilk batili arastirmacilar olan Stephens ve Latherwood, büyüleyici diye tanimladiklari Copan, Palenque, Uxmal ve digerleri hakkinda kitaplar yazmaya basladilar. Stephens'in yazdigi basarili kitaptan sonra onu, Catherwood ve diger yazarlar takip etti. Sonraki yarim yüzyilda Popol Vuh (Mayalari anlatan kutsal kitap) ve "Relacion de las Cosas de Yucatan" adli kitaplar yayinlandi. 16. yüzyildan sonra piskopos Diego de Lan da, Maya kültürüne karsi ispanyol zaferlerini anlatan bir kitap yazmisti. 1890'larda ise, ingiliz arastirmaci Alfred Maudsiay degisik kaynaklardan derleyerek, Maya kentlerinin mimarisini anlatan bir katalog olusturdu.
Tüm bilgiler, 19. Yüzyil bilginlerini hiyeroglif yazilarini yorumlamaya, Mayalarin tarihini yeniden incelemeye ve bu toplumun neden yok oldugunu arastirmaya itti. 20. yüzyilin ilk yarisinda daha çok kazilar yapildi ama hala ortaya ciddi bir sey çikmamisti. 1950'lerde Carnegie Enstütüsü'nden J. Eric Thompson ve SIyvanus Morley, bölgeyi incelemeye aldilar onlara göre bulunan kentler, yasamak için degil dinsel ayinler için yapilmisti. Yazitlarda astronomi ve takvim çalismalari yer aliyor, tarihi olaylar, çiftçilik yöntemleri ve tarinidan bahsedilmiyordu. Böylece bu mekanlarin sadece özel durumlar ve çalismalar için yapildigi kanitlaniyordu. Morley ve Thompson; Mayalarin yok oluslarina ait bilgileri antik kentlerden elde edemeyeceklerini düsünüyorlardi. Çagdas bilginler, daha iddiali ve umutlu, modern teknoloji gibi bir de avantajlari var;
örnegin radyo karbon testi.

Dos Pilos'ta çalisan Arthur Demarest MS. 761'den önce ve sonra olarak Mayalarin tarihçesini iki bölüme ayirdi. 761'den önce savaslar düzenliydi; kabileleri tek bir yönetim altinda toplamak için yapilirdi. Ama 761'den sonra savaslar; kabile üstünlügüne ve mallarin yagmalanmasina dayanmaya basladi. O yil, Dos Pilos Krali kabilelere dur demek için savas açti ama Tamarindito'da yakalanarak kurban edildi. Demarest'e göre; bu dönemden sonra ortaya çikan soylu kanun yapicilari, çikar ugruna birbirlerini yemeye basladilar ve güçleri çok artti. Böylece sivil iç savas basladi; iste bu da Mayalarin sonu oldu ve buna benzer olaylar baska bölgelerde de yasandi.
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Maya2MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Chich%C3%A9n_Itz%C3%A1_Goal

Susuzluk ve nüfus patlamasi kuramlari
Florida Üniversitesi arkeologlarindan Arlene ve Diana Chase'e göre Belize'de yaptiklari arastirmalarin sonucunda, kabile savaslari Mayalarin sonunu hazirlamisti. Bu iki arkeolog, kazilarda binalar üzerinde hasarlar tespit etmisler ve gömülmemis bir çocuk iskeletiyle, silahlar bulmuslardi.

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Maya5
Bu yerlerde şu zarif şekilli yapının sakladığı sırrı kim keşfedebilirdi ? Bir sarmaşığın üstüne tünemiş "quetzal" kuşu, bu sırrın bekçisi gibi duruyor. Nihayet bir gün, talihli bir arkeolog, tapınağın içine giden merdiveni bulmayı başardı. Bu resimde, merdivenin izlediği yol, duvarlar arasından, tıpkı bir radyografide olduğu gibi görülebiliyor. Maya ormanının hâlâ bilinmeyen derinliklerinde, acaba buna benzer kaç tapınak yatıyor? Acaba kaç tapınak, böylesine sırlar saklıyor

Bir çok uzman yok olusun nedenini savaslara baglarken, baskalari bunun hikayenin tümü olmadigini düsünüyor. Yokolmada rol oynayan bir diger neden; yagmur ormaninin ekolojik dengesindeki ani bir bozukluk olabilirdi.

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Maya
Arizona Üniversitesi arkeologu Patrick Culbert; "Yeralti çalismalarindan anladiginiiza göre, neredeyse orman tamamen yok olmus"diyordu.Su sikintisi, yok oluslarinda rol oynamis olabilirdi. Cincinnati Üniversitesi arkeologlarindan Vernon Searborugh ise, Tikal'deki kazisinda gelismis kanalizasyon sistemleri buldu. Yilin 4 ayi yagmurlu bir bölgede yasayan bu insanlarin ani bir susuzluga ugramalari gerçekten yok olus nedeni olabilirdi. Bir baska neden nüfus patlamasi olabilir, yirmi kentten toplanan bilgilerden anlasildigina göre km kareye 200 insan düsüyordu. Culbert'e göre;
endüstrisi olmayan bir toplumda nüfus bir sorun olabilir. Arastirmacilar, kazilarda, iyi gelismemis çocuk iskeletleri buldular, bu da yetersiz beslenmenin göstergesi olarak kabul edilebilir. Yine Culbert, böyle karmasik ve kalabalik bir toplumun çöküs nedeninin; savas, çilgin bir kral, açlik ya da susuzluk olabilecegini düsünüyor ve ekliyor "Böyle bir toplumun çöküsü için milyonlarca neden söylenebilir".


MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Mayat4
Mayalar tapinaklarini yaparken
Takvimi ve dis dolgusunu bilen insanlar
Bu çöküsten çikarilacak ders nedir? Birçok uzman, çevreci mesajlar veriyor; Culbert;
"Nüfus patlamasi, ekolojik dengeyi bozdu ve milyonlarca insan öldü." diyor. National Geographic dergisi yazari George Stuart ;bu fikre katiliyor ve bu bilgilerin günümüz dünyasinin sorunlarini yeterince çözemese bile önemli uyarilarda bulundugunu düsünüyor. Ona göre en önemli mesaj, yagmur ormanlarini kesmemek ama digerleri bundan pek emin degil. Hiyeroglif uzmani Stephen Houston de, Mayalardan daha pek çok ders alinacagi düsüncesinde; "Çok farkli bir toplumdular ve onlari bir arada tutan çok baska bir seydi".

Arkeologlar, Mayalarin gerçekten farkli bir toplum oldugunu, onlarin günlük yasamlanndan çikariyorlar. Mezarlarda bulunanlar, gömütler, alelade evlerin mimarisi ve bulunan duvar resimleri; ortalama bir Maya gününün nasil geçtigini bizlere gösteriyor. 57 kisiden olusan tipik bir Maya ailesi kahvaltida sicak çukulata, yeterince zengin degillerse haslanmis misir ve seker kamisi yiyorlardi ve "atole"denilen bir içki içiyorlardi. Genelde evler tek odali ve çamur sivaliydi. Büyük olasilikla gün içinde misir, bezelye, tavsan ve hindi diger yiyecekleri arasindaydi.
Hasat mevsimi erkekler tarlalarda çalisirken, kadinlar evde yemek pisiriyorlardi. Günün sonunda tüm aile evde toplaniyor ve evin reisi küçük bir dini ayinle atalara dua ediyordu. Zamanlarini sadece tarimla geçirmiyorlar, piramitler ve tapinaklar insa ediyorlardi. Genelde dügün törenlerine kutlamalara, astrolojik ve takvimsel çalismalara katiliyorlardi. Böyle zamanlarda kral kurbanlar kesiyor ve top oyunlari düzenliyordu. Kaybedenler piramide asiliyor ya da kurban ediliyordu. Çiftçiler bu günler için yemek hazirlayip, standlar açiyorlardi. Mayalar'in gelismis bir estetik anlayisi vardi. Yale Üniversitesi antropologu Michael Coe "Mayalar" adli kitabinda; "Aileler çocuklarinin burunlanna onlarin gücünü artirici süsler takarlardi" diye yaziyor. Mayalar ayni zamanda bebeklerin iskeletlerine sekil vermek amaciyla onlari sararlar ve koni seklinde bir sapka takarlardi. Belki de günümüzün besik ve kundak aliskanligi onlardan miras kalmistir. Bazi arastirmacilar, bu sekildeki kafataslarinin bu aliskanligin sonucu oldugunu ileri sürüyorlar. Mayalar dislerini bazen "T" seklinde bazen de delerek doldurur .lardi (anestezi yapip yapmadiklari kesin degil). Dislerini çogunlukla degerli taslarla en çok da yesimle kaplarlardi. Coe'ya göre; genç erkekler evlenene kadar kendilerini siyaha boyuyorlar daha sonra ise degisik dövmelerle süsleniyorlardi. Bu bilgiler sadece bulunan nesnelerden degil geride biraktiklari hiyerogliflerden de ögrenildi.

Mayalar, hiyeroglif türünden denilebilecek gerçek bir yazı icadetmişlerdi. Bu yazıda olaylar ve nesneler, fonetik bir görünüm alabilen sembolik işaretlerle dile getiriliyordu. Bununla birlikte, bugün hâlâ Kızılderililer tarafından konuşulduğuna göre Maya dillerinin çeşitli grupları her ne kadar biliniyorsa da, hiyeroglif işaretlerinden birçoğunun anlamı bilinmiyor. Bu işaretler tahta tavanlar ya da ağaç kirişler üzerine, sunaklar alınlıklar, duvarlar üzerine ve özellikle mezar taşları üzerine kazılıp işlenmişti. İspanyollar, bu elyazmalarm Dresden, Madrid ve Paris'te muhafaza edilen üç tanesi dışında, tümünü yaktılar! Kalanlar da hiçbir zaman tercüme edilemedi.
Yapılarının ayrıntılarında büyük farklar göstermekle birlikte Meksika'daki anıtlara piramit denir. Orta Meksika'da bunlar "teocalli" adını taşırlar ve Mısır piramitlerine oldukça benzerler. Ancak, onların tersine, çok yayvan olup merdivenlerle donatılmışlardır ve tepelerinde de küçük bir tapınak vardır. Bu tapınaklardan bazıları yıkılmış ve geriye, ülkenin kili "adobe"den yapılma bir kaide kalmıştır. Piramitleri anımsatan özellikle bu kaidedir. Oysa, anıtın tümü daha çok Mezopotamya'daki ziggurat'lara benzer. Maya dünyasında bu anıtların artık piramitle hiç bir ilgisi yoktur. Üst üste birçok kattan oluşan kaidenin tepesinde, büyük bir taş tapınak bulunur. Tapınağın doruğu göğe doğru öylesine yükselir ki, bazı Tikal tapınaklarında olduğu gibi, kaidenin boyu, mimarî bütünün yansını aşar. Diğer anıtlarda, piramit Chichen Itza savaşçılannınkiler gibi iki katlı bir kaideden ibarettir. Bütün bu anıtlar arasında bir tanesi, bilim dünyasının özellikle ilgisini çekmiştir; Palenque'deki Yazıtlar Tapınağı. 1949'dan 1952'ye kadar süren uzun bir açma çalışması boyunca, Meksikalı arkeolog Alberto Ruiz Lhuilier, anıtın içinde uzun bir merdiven keşfetti. Bu merdiven, bir mahzene, yalancı mermerden alçak kabartmalarla süslü küçük bir salona iniyordu. Salonda, çok büyük bir oyma kapak taşıyle örtülü dev bîr lahit vardı. Kapak taşı kaldırılınca, mücevherlerle süslü bir iskelet bulundu. İskeletin başında sayısız yeşim taşı ve obsidiyen parçalarından yapılma bir maske vardı. Bu maskeyi yeniden yapmak için, gelişigüzel dağılmış bu parçaları tıpkı bir "puzzle" oyununda olduğu gibi bir araya getirmek gerekti. Bu kral mezarı M.Ö. 700 yılından kalmıştı


GECMiSi YASIYORLAR
Meksika daki tur rehberleri bir öykü anlatirlar.Bir turist, korku içinde piramitlere bakar ve rehbere dönüp; "Bu binalarin hepsi çok güzel, fakat tüm insanlar nereye gitti?" der. Rehber kafasini alayci bir sekilde sallayarak cevap verir; "Su anda bir Maya île konusuyorsun, bizler hala buradayiz hiç bir zaman burayi terk etmedik". Yasanan karmasa, Maya bilmecesinin kalbindedir. Bilim adamlari binlerce yil Öncesindeki Maya imparatorlugu'nu arastirirlarken bugün Guatemala çevresinde 1.200.000,Belize çevresinde ise, 5.000.000 Maya insani yasiyor. Etnik olarak, onlar dünyanin en gelismis imparatorlugunu Orta Amerika'da kurmus insanlarin soyundan geliyorlar. Maya kalintilarini gezmeye gelen birçok turist Amerika'da eski Mayalarin torunlarinin yasadigini ögrenseler soka girerlerdi. Yüzyillardir olagelen kültür etkilenmesinden sonra Orta Amerika'da yasayan Mayalarin torunlari yeni kültür yaratarak yasamlarini sürdürüyortar. Orta Amerika'da yasayan Mayalarin torunlari simdi sadece gelen ziyaretçiler ?çin atalarinin kiyafetlerini giyiyorlar. 1992'de Orta Amerika'nin yerlileri olan Maya halkina karsi Meksika devleti tarafindan zulmedildi, yapilanlar, insan haklarina aykiriydi.1990'daki toprak kavgasinda 11 kisi,1988'de de Maya halkindan 100 kisi yakalanmis ve iskence edilmisti.

30 saat boyunca hiç bir tibbi müdahale olmadan aç birakildilar ve Mayalar, 140.000 Guetamalaliyi öldürecek gerilla savasina basladilar. Hükümet onlarin köylerini yakti.16.yy'da ispanyol istilasi sirasinda birçok yerli, dini inançlarindan uzaklastirildi. Kabartmalar yikildi, dini inançlarina ait olan hersey misyonerler tarafindan harap edildi.Yeni koloniler kurmak için köle gibi çalistirildilar.400 yil ispanyollar tarafindan ezildikten sonra Meksikalilar tarafindan isgale ugradilar ve hala öyleler... Bugün Meksika Hükümeti, insan haklari adina Mayalara esit sans taniyacaklarini açiklamasina ragmen; Mayalar hala sosyo ekonomik siranin en altindalar. Chipas'ta 9 tane yerli dili musuluyor ve Meksikalilar azinliklara ragmen iktidari ellerinde tutuyorlar. Ne yazik ki, yerli nüfusu ülke potansiyelinin çok üzerinde. Ayrica yerlilerin % 70'i su sikintisi çekiyor. Bu kötü kosullarda Birçok Maya insani modern ,yasam sartlarini reddederek eski aliskanliklarini sürdürüyor. Daglarda yasayan Mayalar, 4000 yil önceki atalari gibi yasiyorlar.


































"Birden beyin kanallarim açildi..."Maya yazitlari, çesitli ilgi alanlari olusturdu. Güney Alabama Üniversitesi sanat ögretmeni Linda Schele eski yazitlar konusunda birdenbire ortaya çikan ilginç bir örnektir. 1970 yilinda Meksika ziyaretinde, Palenk konferansinda Schele; 7. Yüzyil baslarindan 8. Yüzyil sonlarina kadar yasayan yasa yapicilarin kanunlarini 2.5 saat süren bir konusmada açikladi ve bunlar dogruydu. Bu nasil olmustu? Çünkü Schele bir amatördü; Profesyoneller kabartmalarin açiklamasinin bir çesit içgüdüye ve sezgiye bagli oldugunu söylüyorlar. Verilen yazi sistemine uyularak çözülmüs olabilecegin'i de ekliyorlar. Linda Schele; "Aydinlanma dakikalari kariyeriniin dönüm noktasiydi. Birden beyin kanallarini açildi ve hersey yerli yerine oturdu" diye anlatiyor. Bu olaydan
sonra, bir çesit dil çözüm devrinii basladi. Bölge genç tarihi yazit uzmanlari ile doldu. 34 yasindaki Stephen Houston ile 28 yasindaki David Stuart'da bunlara dahildi. Kariyerlerine çok küçük yaslarda baslamislardi. Maya arkeologu George Stuart'in oglu ilk Maya gezintisini 3 yasindayken yapmisti ve 1984'de 18 yasindayken çözdügü bir Maya grafigiyle, Maç Arthur Dernegi tarafindan en genç yazi çözücüsü ve dahi ilan edildi. Stuart'in sonraki projesi simdiye kadar çözülmüs tüm Maya yazitlarini inceleyen bir katalog yapmak. Neredeyse yüzyillik bir çalisma bu ve genç Stuart; "Bu çalisma benden sonra da aranan bir kaynak olacak" diyor.

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Map
Bir uygarligin umutsuzlugu
Örneklerde görüldügü gibi kabartmalarda propaganda da var. Düsünün, Körfez Savasi'ni anlamak için Saddam'in konusmalannin duvarlara yazildigini... Arlen Chase;
Mayalar'in politik ve sosyal yasamlarini çözmek için bu yazitlari okumanin yeterli oldugunu, arkeolojinin bunu saglamak için gerekli oldugunu ifade ediyor. Houston ise, yazitlarin propaganda ile dolu oldugunu, yine de bir toplumu anlamak için yararli oldugunu söylüyor.

Maya yazitlarini desifre etme üzerindeki tartismalar sürüyor, hiçbir zaman nihai çözüm bulunmayacak. Çünkü yeni bulgular farkli bakis açilari getiriyor. Chase'in arastirmalarina dayanarak söylenebilir ki, Mayalar orta sinif bir toplumdu. Mezar kazilari, yasam tarzlarinin, bilimsel yönleri kadar gelismedigini gösteriyor. Kimyasal toprak arastirmalari, iskelet incelemeleri bize onlarin hastaliklarini, tarini yöntemlerini hatta iklim kosullarini gösteriyor. Birçok arastirmaci ve bilim adami Mayalar'in yok olus gizeminin pesinde. David Freidel, Mayalar'in tarihte esine az rastlanan bir umutsuzluga düsmüs olduklari görüsünde; ona göre, geçmise bakildiginda Mayalar'in ulastigi bilimsel ve toplumsal düzeyin nedeni, hayalgücü ve reel eylemin disindadir çünkü onlar yasami anlamli kilmak istiyorlardi. Mayalar'in birden yokolus nedeni veya nedenleri hala bilinmiyor, dev bir uygarlik nasil ve neden kayboldu? Uxmal'da yansi yenmis yemek tabaklari hala durmaktadir;
kimden ya da neden kaçtilar ve en önemlisi su anda onlarin kalintilari nerede?


MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Mayabirdmd6
Uploaded with ImageShack.us

Mayalara ait bu buluntular sizce neye benziyorlar


MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Wwwteknocepnetpk0













































MAYA UYGARLIĞI / DİL YAPISI
Bu dil, eski Mısır dili ve modern Japonca da olduğu gibi kelimeleri ve fikirleri belirten ideogramların ve sesleri belirten fonetik sembollerin bir karışımından oluşmuştur.
Dil uzmanları tarafından ancak dörtte biri çözülebilmiş, yaklaşık 800 hiyeroglif işaret kullanmışlardır. Bugün, günlerin isimleri, aylar, tanrılar, rakamlar, renkler ve pusula yönleri rahatlıkla okunabilmektedir.


MAYA UYGARLIĞI / YÖNETİM ŞEKLİ
Bilimsel ve dini literatürleri ve bilgileri son derece ileri, askeri ve dini liderler olan Kral tarafından yönetiliyorlardı.Yöneticilerin ve çevrelerindeki asillerin altında göreli olarak daha küçük bir uzman zanaatkar grubu bulunmaktaydı.
Bunlardan sonra da kalabalık bir sıradan çiftçiler grubu geliyordu.Yaşamsal gereçler haricinde pek fazla kişisel mala sahip değillerdi. Mısır ve diğer mahsulleri yetiştirmek için basit tarım araçları kullanırlar, bununla beraber toprağın verimliliğini sağlamak amacıyla, tuhaf ve acı verici majik ayinler düzenlenmesi gerektiğine inanırlardı. Bu majik nitelikli ayinler, doğayla barış yapmak adına harikulade süslü ve gösterişli giysileriyle rahipler ve kabile liderleri tarafından yürütülürdü. Maya kabilesi hiyerarşik bir toplumdu. Kanun adamları da köylüler de yerlerini bilirlerdi.

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Wwwteknocepnethy1

Basketbolu ilk oynayanların Mayalar olduğu kabul edilir.


MAYA UYGARLIĞI / SOSYAL HAYAT
Basketbolu ilk oynayanların Mayalar olduğu kabul edilir.Yazıtlardan, kentlerin, yaşamak için değil dinsel ayinler, özel durumlar ve çalışmalar için yapıldığı anlaşılmaktadır.
Tipik bir Maya ailesi kahvaltida sıcak çukulata, yeterince zengin degillerse haşlanmış mısır ve şeker kamışı yiyorlardı. Atole denilen bir içkileri vardı. Genelde evler tek odal ve çamur sıvalydı. Büyük olasılıkla gün içinde mısır, bezelye, tavşan ve hindi diger yiyecekleri arasındaydı.
Hasat mevsimi erkekler tarlalarda çalışırken, kadınlar evde yemek pişiriyorlardı. Günün sonunda tüm aile evde toplanıyor ve evin reisi küçük bir dini ayinle atalara dua ediyordu. Zamanlarını sadece tarımla geçirmiyorlar, piramitler ve tapınaklar inşaatında çalışıyorlardı. Genelde dügün törenlerine, kutlamalara, astrolojik ve takvimsel çalışmalara katılıyorlardı. Böyle zamanlarda kral kurbanlar kesiyor ve top oyunları düzenliyordu.

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Wwwteknocepneter8

Kurban edilmiş bir bakire

MAYA UYGARLIĞI / KÖKENİ VE TARİHİ
Kurban edilmiş bir bakire Mayalar’ın ve onların devamı niteliğinde olan Aztek ve İnka’lar çok üstün seviyeli dinsel bilgilere sahiptiler. Tek tanrı inancındaki eski Mu Güneş Dinine bağlı bir topluluktular.
Bugün, genellikle Meksika ve Guatemala’da yaşayan yaklaşık 2 milyon Maya Yerlisi vardır. Çoğu çiftçidir. Hemen hepsi Katolik olmakla birlikte, inançları geleneksel Maya dininden çok etkilenmiştir; yağmur ve [bereket]] için putperest ayinler düzenlerler.
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Wwwteknocepnetqo8

MAYA UYGARLIĞI / KAYIP ŞEHİR
Fransız bilim adamı Dr. Augustus Le Plongeon Maya İmparatorluğu’nun kayıp şehirlerini fotoğraflayan ilk kişi oldu.Arkeolog Le Plengeon’un Kutsal Sırlar Mabedi dediği Yukatan’daki Uxmal Mabedi’nde James Churchward’ın İnsanlığın İlk Dini Diyagramı dediği MU kozmogonik diyagramı bulunmuştur. Bu diyagramda merkezdeki dairenin Güneş’in, Ra’nın ve Tanrı’nın kolektif simgesi olduğu belirtilmektedir.


MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Wwwteknocepnetaq1

MAYA UYGARLIĞI / BİLİM VE SANAT
Mayalar’a göre yeryüzünde meydana gelen en önemli değişimlerden biri de eksen açısıyla ilgiliydi. Günümüz bilimsel bulguları Mayalar’ın bu bilgisiyle tam anlamıyla örtüşmüş durumdadır.
Maya yılı her biri 20 günlük 18 aydan oluşuyordu. Ayrıca haab adı verilen 5 ekstra gün daha vardı. 360 günlük periyoda tun deniyordu ve bu periyot, takvimin temelini oluştururdu.
Mayaların 584 gün olarak buldukları Venüs yılı, bugünkü hesaplara göre 583.92 gündür
Mayalar özellikle astronomi, mimarlık, matematik, heykel ve [hiyeroglif]] yazı gibi birçok alanda ilerlemişlerdi.Çok karmaşık bir takvim sistemleri vardı.El sanatlarında da ileriydiler, güzel boyaBir çeşit güneş dinine inanırlardı. Bu din, insan kurban etmek gibi dünya tarihindeki en vahşi uygulamaları barındırıyordu. Çok başarılı takvim hesaplamaları, piramitleri, altın işlemedeki başarıları inceleyenleri hayrete düşürmüştür. Nasıl yok oldukları dahil olmak üzere, pek çok gizem barındırılar.
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Wwwteknocepnetdk9


MAYA UYGARLIĞI / MİMARİ
Mayalar ters çatı kemeri [Kimmerler] tarafından yapılan ve Camdodia’da Ankgkor’da bulunan dirsekli kum taşı kemerlere benzemektedir) güçlü bir kireç harcı ile yapılandırılmışlardır. Bu tip l. Ve 12. yüzyıllar arasında yapılan Maya binalarında görülebilmektedir.Büyük boyutlu yapılar binalar inşaa etmişlerdir.En büyük boyutlu binalar Yucatan’ın en büyük şehri Uxmal’dadır.











MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Wwwteknocepnetqo8


MAYA UYGARLIĞI / BİLİMSEL BELGELER
1. Yukatan’da hazırlanmış eski bir Maya kitabı olan ‘Troano El Yazması, bugün British Museum’da bulunmaktadır.
2. Troano El Yazmasıyla ayni yaşta olan bir baska Maya kitabı ‘Cortesianus Kodeksi’dir. Madrid Ulusal Müzesinde bulunmaktadir.
3. Paul Schlieman tarafindan Tibet’te bir Budist tapınağında bulunan ‘Lhasan Belgesi
4. Yukatan’da Mu Kıtası anısına inşa edilmiş [Uxmal Tapınağı]]ndaki Yazitlar yaklasik 12.000 yıllıktır. Bu tapınakta ‘Geldigimiz yer olan Bati ülkelerinin anisini korumak için insa edilmistir,’ diye kabartma yazilar bulunmaktadir.
5. Meksiko sehrinin 96 km güneybatisinda yer alan ‘Xochicalo Piramiti Yazıtları’. Bu piramit, üzerindeki kabartma yazılara göre Batı ülkelerinin yıkımının anısına inşa edilmiştir.
6. Dr. Niven’in Alaska’da buldugu Mu kıtası sembolleriyle islenmiş bir totempol.
7. Eflatun’un Timeus ve Critias adlı eserinde batık kıtaya dair şu sözler geçer: ‘Mu ülkesinde 10 halk vardı.’
Bir zamanlar muazzam piramitler inşa edip, yıldızlar ve gezegenler üzerine çalışma yaptıkları bölgenin büyük bir kısmı şu anda ormanın ve toprağın derinliklerinde yatmaktadır.

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Wwwteknocepnetdk9

MAYA UYGARLIĞI
Mayalar, M.Ö 300 M.S 1500 yılları arasında hüküm süren medeniyet.M.Ö 600 dolaylarında yükselişe geçti ve Milat’tan kent devletlerinin çoğunun siyasi kargaşalar sonucunda çöktüğü İS 900′e dek, günümüzde Orta Amerika ve Meksika sınırları içinde kalan geniş bir alana hükmetti.
M.S. 600 – 800 yılları arasındaki Post-Klasik dönem ve sonraki birkaç yüzyıl dünyadaki en önemli sanat eserlerinden bazılarını üretmişlerdir. Fakat hala tam olarak anlaşılamayan bazı sebeplerden dolayı, Maya Uygarlığı çökmüş ve kabile, kentlerini terk etmek zorunda kalmıştır.
Bugün Meksika diğer yerlerdeki Mayalar dağlarda yaşar, 4000 yıl önceki ataları gibi…




BÜYÜK KRALLIK
Yüzyılın başından beri bilim adamları Mayalar´ın kim olduklarını, nasıl yaşadıklarını, ve uygarlıklarının bir anda neden yok olduğunu araştırıyorlar. Bu garip uygarlık MS 300´lerde dünyanın en gelişmiş uygarlığıydı ama dünyanın güneşin çevresinde 365 günde döndüğünü dahi bilen Mayalar tarihin en kanlı kasaplarıydılar ve yemeklerini dahi yarım bırakarak birden yok oldular. Bilim Mayalar´ın bilimi ve kültürü vardı, onlara bu bilgiyi kim öğretmişti?
Guetamala ormanlarındaki, kan kırmızı rengindeki piramidin önünde, büyük bir kalabalıklar saatlerdir ayakta bekliyordu. Kimse kıpırdamıyordu; tüm gözler, piramidin doruğundaki ataların bilgileriyle dolu süslü kafatasındaydı. Kalabalık kralın hareketlerini göremiyor fakat dinsel bir ayin olduğunu anlayabiliyordu. Kral yanardağda oluşan keskin taşları alıp penisini delecek ve sonra yaranın üstünü bir iple bağlayıp; kanın ağaç kabuğundan yapılmış kaba akmasını sağlayacaktı. Daha sonra bunu alıp, bir ateş yakacak, bu ateşten yükselen duman aracılığıyla iblisle konuşacaktı. Ve Kral, ortaya çıktı peştemalinin altından kanlı elini göstererek, atalarının mesajını daha öncelerde de olduğu gibi yine haykırdı; ”Savaş için hazırlanın” Kalabalık, neşe içinde tekrarladı. Artık kan dökme zamanı başlamıştı.
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Palenque20maya2ww

SAVAŞLA GELİŞEN YAŞAM TARZI
Mayalar kimdi? İnanılmaz büyüklükteki piramitleri Amerika’nın ortasına inşa eden ve sonra birdenbire terkedip kaybolan bu insanlar kimdiler? Neden o garip dinsel kurallara inanıyorlardı? Bu sorular bugüne kadar sayısız bilim adamının zihnini kurcaladı.150 yıl geçtikten sonra Maya’lar daha anlaşılır olmaya başladılar. Artık, Maya’ların MS. 250-900 arasında yaşadıklarını, dönemlerinin en gelişmiş yazı sistemini bulduklarını, matematikle ilgilendiklerini , astrolojik takvimler oluşturduklarını ve piramitler inşaa ettiklerini biliyoruz. Bugüne örnek olacak mimari örnekler bulundu. İnşaatlarını, yağmur ormanlarına zarar vermemek belli zamanlarda yapıyorlardı. Mayalar doğallığın bozulmaması için bize iyi bir ders vermişlerdir, Güney Belize’nin orman kaplı dağlarında; yeni bulunan dört Maya kenti gösteriyor ki; Maya’lar buralarda yaşamaktan kaçınmışlardı, işte buraları 900’lü yıllarda yokolan Maya’ların toplumsal yaşamları hakkında henüz çözülememiş bir çok soruya ışık tutacaklardı. ”National Geographic” yazarlarından arkeolog George Stuart; ”Her sabah uyandığımda Maya’lar hakkında ne kadar az şey bildiğimizi düşünüyorum, bu tropik iklimde nasıl yaşadıklarının %1 ini ancak biliyoruz” diyordu. Kısıtlı imkanlara rağmen, arkeologlar, sanat tarihçileri, yazıt uzmanları, antropologlar, coğrafyacılar, ve dil uzmanları yıllardır Maya’ların peşinde. Ortada, Mayamanik bir durum var; Tennesse Üniversitesi arkeologlarından Arthur Demarest son 4 yıldır Kuzey Guetemala’da Maya kenti Dos Pilas’ı inceliyor. Demarest´e göre ormanın içinde kayıp kentler var; buralarda çözümlenemeyen yazıtlar bulunuyor ve bu yazıtlar Maya’ların ani yok oluşunu açıklayabilir. Ortaya çıkan bilgi patlaması, şiddetli tartışmalar yarattı. Herkes kimin kuramının doğru olduğunu tartışıyor. Yine de uzmanlar bir görüş üzerinde fikir birliğine vardılar; savaş, Maya halkının oluşmasında ve yaşamında kilit noktaydı..
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Maya0ci

BÜYÜK KENTLERDE YAŞARLARDI
Maya’ların spordan dine kadar her konuda işkence ve kurban törenleri düzenliyorlardı. Meksikalı Antropolojist Carlos Navarette “Bu, Mayayla ilgilenenleri şok edecek bir iddiadır” diyor. Klasik Maya Kültürü’nün oluşmaya başladığı MS 250´den sonraki yüz yıllarda, küçük çatışmalardan, büyük savaşlara dönüşen kabile çekişmeleri, görkemli kentlerin hayalet kasabalara dönüşmesine neden oldu. İlk batılı araştırmacılar olan Stephens ve Latherwood, büyüleyici diye tanımladıkları Copan, Palenque, Uxmal ve diğerleri hakkında kitaplar yazmaya başladılar. Stephens’in yazdığı başarılı kitaptan sonra onu, Catherwood ve diğer yazarlar takip etti. Sonraki yarım yüzyılda Popol Vuh (Mayaları anlatan kutsal kitap) ve “Relacion de las Cosas de Yucatan” adlı kitaplar yayımlandı. 16. yüzyıldan sonra piskopos Diego de Landa, Maya kültürüne karşı İspanyol zaferlerini anlatan bir kitap yazmıştı. 1890’larda ise, İngiliz araştırmacı Alfred Maudslay değişik kaynaklardan derleyerek, Maya kentlerinin mimarisini anlatan bir kataloğu oluşturdu. Tüm bilgiler, 19. Yüzyıl bilginlerini hiyeroglif yazılarını yorumlamaya, Mayaların tarihini yeniden incelemeye ve bu toplumun neden yok olduğunu araştırmaya itti. 20. yüzyılın ilk yarısında daha çok kazılar ve kataloglar yapıldı ama hala ortaya ciddi bir şey çıkmamıştı. 1950’lerde Carnegie Enstütüsü’nden J. Eric Thompson ve Slyvanus Morley, bölgeyi incelemeye aldılar onlara göre bulunan kentler, yaşamak için değil dinsel ayinler için yapılmıştı. Yazıtlarda astronomi ve takvim çalışmaları yer alıyor fakat tarihi olaylar, çiftçilik yöntemleri ve tarımdan bahsedilmiyordu. Böylece bu mekanların sadece özel durumlar ve çalışmalar için yapıldığı kanıtlanıyordu. Morley ve Thompson; Mayaların yok oluşlarına ait bilgileri antik kentlerden elde edemeyeceklerini düşünüyorlardı. Çağdaş bilginler ise, daha iddialı ve umutludur ama modern teknoloji gibi bir de avantajları var; radyo karbon testi gibi… Dos Pilos’ta çalışan Arthur Demarest MS. 761’den önce ve sonra olarak Mayaların tarihçesini iki bölüme ayırdı. 761’den önce savaşlar düzenliydi; kabileleri tek bir yönetim altında toplamak için yapılırdı. Ama 761’den sonra savaşlar; kabile üstünlüğüne ve malların yağmalanmasına dayanmaya başladı. O yıl, Dos Pilos Kralı kabilelere dur demek için savaş açtı ama Tamarindito’da yakalanarak kurban edildi. Demarest’e göre; bu dönemden sonra ortaya çıkan soylu kanun yapıcıları, çıkar uğruna birbirlerini yemeye başladılar ve güçleri çok arttı. Böylece sivil iç savaş başladı; işte bu da Mayaların sonu oldu ve buna benzer olaylar başka bölgelerde de yaşandı…
SUSUZLUK VE NÜFUS ARTIŞI KURAMI
Florida Üniversitesi arkeologlarından Arlene ve Diana Chase’e göre Belize’de yaptıkları araştırmaların sonucunda, kabile savaşları Mayaların sonunu hazırlamıştı. Bu iki arkeolog, kazılarda binalar üzerinde hasarlar tespit etmişler ve gömülmemiş bir çocuk iskeletiyle, silahlar bulmuşlardı. Bir çok uzman yok oluşun nedenini savaşlara bağlarken, başkaları bunun tüm hikaye olmadığını düşünüyorlar. Diğer neden; yağmur ormanının ekolojik dengesindeki ani bir bozukluk olabilirdi. Arizona Üniversitesi arkeoloğu Patrick Culbert; “Yeraltı çalışmalarından anladığımıza göre, neredeyse orman tamamen yok olmuş” diyordu.Su sıkıntısı, yok oluşlarında rol oynamış olabilirdi. Cincinnati Üniversitesi arkeologlarından Vernon Searborugh ise,
Tikal’deki kazısında gelişmiş kanalizasyon sistemleri buldu. Yılın 4 ayı yağmurlu bir bölgede yaşayan bu insanların ani bir susuzluğa uğramaları gerçekten yok oluş nedeni olabilirdi. Bir başka neden nüfus patlaması olabilir, yirmi kentten toplanan verilerden anlaşıldığına göre km kareye 200 insan düşüyordu. Culbert’e göre; endüstrisi olmayan bir toplumda nüfus bir sorun olabilir. Araştırmacılar, kazılarda, iyi gelişmemiş çocuk iskeletleri buldular, bu da yetersiz beslenmenin göstergesiydi. Yine Culbert, böyle karmaşık ve kalabalık bir toplumun çöküş nedeninin; savaş, çılgın bir kral, açlık ya da susuzluk olabileceğini düşünüyor ve ekliyor “Böyle bir toplumun çöküşü için milyonlarca neden söylenebilir.” .

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Mayasarcophaguslid7ks


































Bu resimdeki adamın kullandığı alete bir dikkatli bakınız sizce neye benziyor.....


Bu çöküşten çıkarılacak ders nedir? Birçok uzman, çevreci mesajlar veriyorlar; Culbert; “Nüfus patlaması, ekolojik rengeyi bozdu ve milyonlarca insan öldü.” diyor. National Geographic dergisi yazarı George Stuart; bu fikre katılıyor ve bu bilgilerin günümüz dünyasının sorunlarını yeterince çözemese bile önemli uyarılarda bulunduğunu düşünüyor. Ona göre en önemli mesaj, yağmur ormanlarını kesmemek ama diğerleri bundan pek emin değil. Hiyeroglif uzmanı Stephen Houston de, Mayalardan daha pek çok ders alınacağı düşüncesinde; ”Çok farklı bir toplumdular ve onları bir arada tutan çok başka bir şeydi”. Arkeologlar, Mayaların gerçekten farklı bir toplum olduğunu, onların günlük yaşamlarından çıkarıyorlar. Mezarlarda bulunanlar, gömütler, alelade evlerin mimarisi ve bulunan duvar resimleri; ortalama bir Maya gününün nasıl geçtiğini bizlere gösteriyor. 5-7 kişiden oluşan tipik bir Maya ailesi kahvaltıda sıcak çukulata, yeterince zengin değillerse haşlanmış mısır ve şeker kamışı yiyorlardı ve “atole”denilen bir içki içiyorlardı. Genelde evler tek odalı ve çamur sıvalıydı. Büyük olasılıkla gün içinde mısır, bezelye, tavşan ve hindi yiyorlardı. Hasat mevsimi erkekler tarlalarda çalışırken, kadınlar evde yemek pişiriyorlardı. Günün sonunda tüm aile evde toplanıyor ve evin reisi küçük bir dini ayinle atalara dua ediyordu. Zamanlarını sadece tarımla geçirmiyorlar, piramitler ve tapınaklar inşa ediyorlardı. Genelde düğün törenlerine ve kutlamalara katılıp, astrolojik ve takvimsel çalışmalara katılıyorlardı. Böyle zamanlarda kral kurbanlar kesiyor ve top oyunları düzenliyordu. Kaybedenler piramide asılıyor ya da kurban ediliyordu.
Çiftçiler bu günler için yemek hazırlayıp, standlar açıyorlardı. Mayalar´ın gelişmiş bir estetik anlayışı vardı. Yale Üniversitesi antropoloğu Michael Coe “Mayalar” adlı kitabında; ”Aileler çocuklarının burunlarına onların gücünü artırıcı süsler takarlardı” diye yazıyor. Mayalar aynı zamanda bebeklerin iskeletlerine şekil vermek amacıyla onları sararlar ve koni şeklinde bir şapka takarlardı. Belki de günümüzün beşik ve kundak alışkanlığı onlardan miras kalmıştır. Bazı araştırmacılar, bu şekildeki kafataslarının bu alışkanlığın sonucu olduğunu ileri sürüyorlar. Mayalar dişlerini bazen “T” şeklinde bazen de delerek doldururlardı (anestezi yapıp yapmadıkları kesin değil). Dişlerini çoğunlukla değerli taşlarla en çok da yeşimle kaplarlardı. Coe’ya göre; genç erkekler evlenene kadar kendilerini siyaha boyuyorlar daha sonra ise değişik dövmelerle süsleniyorlardı. Bu bilgiler sadece bulunan nesnelerden değil geride bıraktıkları hiyerogliflerden de öğrenildi.

MAYALARIN SIRRI ÇÖZÜLÜYOR
Maya yazıtları, çeşit ilgi alanları oluşturdu. Güney Alabama Üniversitesi sanat öğretmeni Linda Schele eski yazıtlar konusunda birdenbire ortaya çıkan ilginç bir örnektir. 1970 yılında Meksika ziyaretinde, Palenk konferansında Schele; 7. Yüzyıl başlarından 8 Yüzyıl sonlarına kadar yaşayan yasa yapıcıların kanunlarını 2.5 saat süren bir konuşmada açıkladı ve bunlar doğruydu. Bu nasıl olmuştu? Çünkü Schele bir amatördü; Profesyoneller kabartmaların açıklamasının bir çeşit içgüdüye ve sezgiye bağlı olduğunu söylüyorlar. Verilen yazı sistemine uyularak çözülmüş olabileceğini de ekliyorlar. Linda Schele; “Aydınlanma dakikaları kariyerimin dönüm noktasıydı. Birden beyin kanallarım açıldıve herşey yerli yerine oturdu” diye anlatıyor. Bu olaydan sonra, bir çeşit dil çözüm devrimi başladı. Bölge genç tarihi yazıt uzmanları ile doldu. 34 yaşındaki Stephen Houston ile 28 yaşındaki David Stuart’da bunlara dahildi. Kariyerlerine çok küçük yaşlarda başlamışlardı. Maya arkeoloğu George Stuart’ın oğlu ilk Maya gezintisini 3 yaşındayken yapmıştı ve1984’de 18 yaşındayken çözdüğü bir Maya grafiğiyle, Mac Arthur Derneği tarafından en genç yazı çözücüsü ve dahi ilan edildi. Stuart’ın sonraki projesi şimdiye kadar çözülmüş tüm Maya yazıtlarını inceleyen bir katalog yapmak. Neredeyse yüzyıllık bir çalışma bu ve genç Stuart; ”Bu çalışma benden sonra da aranan bir kaynak olacak” diyor

MAYALARIN SONU
Bir çok örnekte görüldüğü gibi kabartmalarda propaganda da var; düşünün, Körfez Savaşı’ını anlamak için Saddam’ın konuşmalarının duvarlara yazıldığını… Arlen Chase; Mayalar´ın politik ve sosyal yaşamlarını çözmek için bu yazıtları okumanın yeterli olduğunu, arkeolojinin bunların sağlamak için gerekli olduğunu ifade ediyor. Houston ise, yazıtların propaganda ile dolu olduğunu ama yine de bir toplumu anlamak için yararlı olduğunu söylüyor. Maya yazıtlarını deşifre etme üzerindeki tartışmalar sürüyor, ve hiçbir zaman nihai çözüm bulunmayacak. Çünkü yeni bulgular farklı bakış açıları getiriyor. Chase’in araştırmalarına dayanarak söylenebilir ki, Mayalar orta sınıf bir toplumdular. Mezar kazıları, yaşam tarzlarının, bilimsel yönleri kadar gelişmediğini gösteriyor. Kimyasal toprak araştırmaları, iskelet incelemeleri bize onların hastalıklarını, tarım yöntemlerini hatta iklim koşullarını bile gösteriyor. Birçok araştırmacı ve bilim adamı hala Mayalar´ın yokoluş gizeminin peşinde. David Freidel, Mayalar´ın tarihte eşine az rastlanan bir umutsuzluğa düşmüş oldukları görüşünde; ona göre, geçmişe bakıldığında Mayalar´ın ulaştığı bilimsel ve toplumsal düzeyin nedeni, hayalgücü ve reel eylemin dışındadır çünkü onlar yaşamı anlamlı kılmak istiyorlardı. Mayalar´ın birden yokoluş nedeni veya nedenleri hala bilinmiyor, dev bir uygarlık nasıl ve neden kayboldu? Uxmal´da yarısı yenmiş yemek tabakları hala durmaktadır; kimden ya da neden kaçtılar ve en önemlisi şu anda onların kalıntıları nerede?
Meksika’daki tur rehberleri bir öykü anlatırlar. Bir turist, korku içinde piramitlere bakar ve rehbere dönüp; ”Bu binaların hepsi çok güzel, fakat tüm insanlar nereye gitti?” der. Rehber kafasını alaycı bir şekilde sallayarak cevap verir; “Şu anda bir Maya ile konuşuyorsun, bizler hala buradayız hiç bir zaman burayı terk etmedik. Yaşanan karmaşa,Maya bilmecesinin kalbindedir. Bilim adamları binlerce yıl öncesindeki Maya İmparatorluğu´nu araştırırlarken bugün Guatemala çevresinde 1.200.000, Belize çevresinde ise, 5.000.000 Maya insanı yaşıyor. Etnik olarak, onlar dünyanın en gelişkin imparatorluğunu, Orta Amerika’da kurmuş insanların soyundan geliyorlar. Maya kalıntılarını gezmeye gelen birçok turist Orta Amerika’da eski Mayaların torunlarının yaşadığını öğrenseler şoka girerlerdi. Yüzyıllardır olagelen kültür etkilenmesinden sonra Orta Amerika’da Mayaların torunları yeni bir kültür yaratarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Orta Amerika’da yaşayan Mayaların torunları şimdi sadece gelen ziyaretçiler için atalarının kıyafetlerini giyiyorlar. 1992´de Orta Amerika’nın yerlileri olan Maya halkına karşı Meksika devleti tarafından zulmedildi, yapılanlar, insan haklarına aykırıydı.1990’daki toprak kavgasında 11 kişi, bundan iki yıl önce de Maya halkından 100 kişi yakalanmış ve işkence edilmişti. 30 saat boyunca hiç bir tıbbi müdahale olmadan aç bırakıldılar ve Mayalar, 140.000 Guetamalalıyı öldürecek gerilla savaşına başladılar. Hükümet onların köylerini yaktı.16.yy’da İspanyol istilası sırasında birçok yerli, dini inançlarından uzaklaştırılmışlardı. Kabartmalar yıkılmış, dini inançlarına ait olan herşey misyonerler tarafından harap edilmişti. Yeni koloniler kurmak için köle gibi çalıştırıldılar. 400 yıl boyunca İspanyollar tarafından ezildikten sonra Meksikalılar tarafından işgale uğradılar ve hala öyleler… Bugün Meksika Hükümeti, insan hakları adına Mayalara eşit şans tanıyacaklarını açıklamasına rağmen; Mayalar hala sosyo ekonomik sıranın en altındalar. Chipas’ta 9 tane yerli dili konuşuluyor ve Meksikalılar azınlıklara rağmen iktidarı ellerinde tutuyorlar. Ne yazık ki, yerli nüfusu ülke potansiyelinin çok üzerinde. Ayrıca yerlilerin % 70’i su sıkıntısı çekiyor. Bu kötü koşullarda birçok Maya insanı modern yaşam şartlarını reddederek eski alışkanlıklarını sürdürüyorlar. Dağlarda yaşayan Mayalar, 4000 yıl önceki ataları gibi yaşıyorlar.

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Siberianshamanwv8

MAYA UYGARLIĞI / YARADILIŞ EDSANESİ
Maya dininin yaratılış efsanesini,Popol Vuh isimli bir kutsal kitaptan öğreniyoruz.Popol Vuh, bugüne kadar bulunan en büyük Maya belgesidir.Popol Vuh, 17.yüzyıl civarında çevrilmiştir.Yaratılış efsanesi,dünya yaratılmadan önceki şeyleri anlatarak başlar:Başlangıçta sonsuz karanlığın içinde yalnızca yukarıda gökyüzü, aşağıda deniz vardı.Hareket edecek ya da gürültü yapacak hiçbir şey olmadığı için sakin ve sessizdiler.Yeryüzü henüz sulardan yükselmemişti.Otlar ve ağaçlar, taşlar, mağaralar ve koyaklar, kuşlar ve balıklar, yengeçler, hayvanlar ve insanlar daha yaratılmamıştı.Kükreyecek ya da gürleyecek hiçbir şey yoktu, çünkü yalnızca yukarıda boş gökyüzü ve aşağıda sakin deniz vardı.Daha sonra yaratıcılardan bahseder:

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Mayasarcophaguslid7ks
Suyun içinde yeşil ve mavi tüylerin altına yaratıcılar gizlenmişti.Bu büyük düşünürler suyun içinde sessizce konuştular.Evrende gecenin sonsuz karanlığında yalnızdılar.Birlikte ne olacağına karar verdiler.Birlikte yeryüzünün sulardan ne zaman yükseleceğini, ilk insanin ve tüm diğer canlı türlerinin ne zaman doğacağını,bu canlı varlıkların yaşamak için ne yiyeceklerini ve şafağın dünyayı soluk ışık seline ilk ne zaman boğacağını kararlaştırdılar…Evet,yaratıcılar dünya yaşamını yaratmayı kararlaştırdılar.Sonra da yaratılış başladı:Yaratıcılar,”Boşluk dolsun! Deniz çekilsin ve yeryüzü ortaya çıksın!Dünya,uyan! Böyle olsun !” Ve yeryüzünü yarattılar.Yaratıcılar yaptı bunu.O uçsuz bucaksız, sessiz ve durgun deniz birden canlandı!(ki bu bana mısır mitolojisini hatırlattıı) Denizden dağlar yükseldi (bu da Ben ben tepesini çağırıştıryor) ve toprak ortaya çıktı. Vadiler, ovalar oluştu. Topraktan da ağaçlar çıktılar.Hatta Popol Vuh bize bu ağaçların çam ve selvi ağaçları olduğunu söylüyor. Neyse, sonra da dağlar delindi ve buralardan tatlı sularakmaya başladı. Yaratıcılar çok sevinçlilerdi. Yarattıkları toprağın üzerine çıktılar. Ancak etraflarını biraz dolaştıktan sonra: Yaratıcılar sordular,”Yarattığımız ağaçların altında yalnızca sessizlik mi olsun istiyoruz? Vahşi hayvanlar, kuşlar ve yılanlar yaratalım.Böyle olsun!” dediler. Sonra tasarılarını hayata geçirdiler. Geyikler yarattılar, geyikler çayırlarda, otlaklarda, nehir kıyılarında yaşadılar. Kuşlar yarattılar, kuşlar ağaçların dallarında yuva yapıp neşeyle şarkılar söylediler. Ancak gene istedikleri şeyler vardı: ”Konusun,seslenin ve bağırın, her biriniz yapabildiğiniz kadar. Bizim adimizi söyleyin, bizi övün ve bizi sevin.”Fakat kuşlar ve hayvanlar bunu yapamazlardı. Çığlık atabilir, tıslayabilir veötebilirlerdi ancak yaratıcıların adlarını söylemezlerdi! Bunun üzerine yaratıcılar yeni bir yaratık yapmaya karar verdiler. Bu yeni yaratık,yaratıcısını bilecek,onun adını söyleyecek, ona tapacak ve onu sevecekti.Diğer bütün yaratıklardan üstün olacaktı ve hayvanları kesip onların derilerinden,etlerinden yararlanabilecekti. Çamurlu toprağa şekil verdiler, ona hayat üflediler: (kii bu biçok dinde kabul görmüş ortak bi tez)fakat bu malzeme çok yumuşaktı.Hareketsiz ve zayıf bir yaratık oldu meydana gelen.Konuşabiliyorsa ama hiç kimse dediklerine anlam veremiyordu. Yaratıcılar bu çamur-adamdan hoşlanmamışlardı. Onu yokettiler. Sonra yeni yaratıkları tahtadan oymayı denediler. Gerekçeleri tahtanın sağlam ve dayanıklı olmasıydı. Sonra, bu yaratığa hayat üflemeden, nasıl bir şey olacağını bilmeden başkalarını da yaptılar. Şekillerini sevmişlerdi büyük ihtimalle. Neyse, bu yaratıkları canlandırdı yaratıcılar ve seyretmeye koyuldular: Tahtadan canlılar yasadı ve çoğaldılar,ama hiç kimse dediklerine anlam veremiyordu ve içlerinde, yüzlerinde ruh, elleri ve ayaklarında kuvvet yoktu.Ciltleri sari ve kuruydu, altında besleyecek kan dolaşmıyordu.Dört ayakları üzerinde anlamsızca dolaştılar ve yaratıcılarını düşünmediler.Ne yazık ki bu tahta-adamlar, iki ayakları üzerinde yürüme yeteneğini bilmelerine rağman,hayvanları taklit ede ede dört ayaklı yaratıklara dönüşmüşlerdi. Yabanıl ve kaba olmuşlardı ve yaratıcılarını tanımak istemiyorlardı. Konuşmuyorlardı.Sonra, “Tahtadan yapılmış yaratıklar yasayıp çoğalmak için yeterince iyi değil” diye bağırdı yaratıcılar.Ve bu tahtadan yaratıkları yok etmeye karar verdiler. Gökte özsuyundan büyük bir sel oluşturdular ve yeryüzüne döktüler. Yeryüzü karanlıkla örtüldü ve aralıksız bir kara yağmur yağdı. Güçsüz kalınca, düşmanları tahta yaratıklara saldırdılar.Büyük küçük hayvanlar onlara saldırdı.Sopalar ve taslar, tabaklar ve çömlekler onlara saldırdı.Aç bıraktıkları ve eziyet ettikleri köpekler simdi dişleriyle yüzlerini parçaladılar.Öğütmek için kullandıkları taslar simdi onları öğüttüler.Ocak ateşi üzerinde yaktıkları kap kacaklar simdi yüzlerini yaktılar.Bir kartal üzerlerine geldi ve gözlerini oydu. Bir yarasa üzerilerine geldi ve kafalarını kopardı.Bir Jaguar üzerlerine atladı ve kemiklerini kırıp dağıttı.Umutsuzca yaşamları için savaşan tahta yaratıklar evlerinin çatılarına tırmanmaya çalıştılar ama evler yıkıldılar ve onları yere attılar. Dallarında güvenliğe kavuşmak için ağaçlara tırmanmaya çalıştılar ama ağaçlar onları salladılar ve yere attılar. Mağaralara girmeye çalıştılar ama mağaralar kapandılar ve onlara sığınak olmayı reddettiler. Birkaçı dışında tahta yaratıkların tümü yokolmuştu. Diğerleri şekilsiz yüzler ve çeneleriyle sağ kaldılar ve onların soyundan gelenlere maymun adı verildi.Daha sonra yaratıcılar mısır unundan un-adamlar yapmaya giriştiler:
Böylece dört İlk Ata yaratıldı.Yaratıcılar gövdelerini mısır unundan yaptılar.Öğütülmüş sarı ve beyaz mısırdan içecekler yaptılarve bunlar yeni yaratıklarına kas ve et oldu ve bunlarla birlikte güç vermek için onları beslediler.Ve Yaratıcılar memnun oldular. ” Biz düşündük ve tasarladık” dediler “ve yarattığımız kusursuz oldu!”

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Wwwteknocepnetqo8
Bu dört İlk Ata insan gibi görünüyor ve konuşuyordu. Çekici, akıllı ve bilgeydiler. Çok uzakları görebiliyorlardı. Dağlar ve vadiler, ormanlar ve çayırlar, okyanuslar ve göller, ayaklarının altındaki yeryüzü ve başlarının üstündeki gökyüzü onlara doğalarını açtılar. Dört İlk Ata dünyada görülecek herşeyi gördüklerinde, gördüklerinin değerini anladılar ve yaratıcılarına teşekkür ettiler:
“Bizi yaratıp sekil verdiğiniz için size teşekkür ederiz” dediler.”Bize görme, duyma, konuşma, düşünme ve yürüme yetenekleri için size teşekkür ederiz.Büyük ve küçük,uzak ve yakın herşeyi görebiliyoruz.Herşeyi biliyoruz ve size teşekkür ediyoruz!”
Ancak yaratıcılar gene memnun değillerdi. Onların çok bilge olmalarından hoşlanmadılar. Onların da kendileri gibi tanrı olabilme ihtimalini düşünüp korkuya kapıldılar. Çözüm yolunu da buldular:Gözlerine sis üflediler ki yalnızca yakınlarında olanları görsünler. Sonra, bilgeliklerini kaybeden İlk Atalar üzüldüler.Tanrılar onları seviyordu, ancak onların iyiliği ya da kendi çıkarları için insanın bilgeliğini yok etmişlerdi.İlk Ataların üzüntülerini azaltmak için onlara eşleri yarattılar, yani kadını.Daha sonra da:Yaratıcılar İlk Atalar ve Analara benzeyen birçok insan daha yaptılar.İnsanlar karanlıkta yasayıp çoğalıyorlardı,çünkü Yaratıcılar daha ne güneşi,ne ayı,ne de yıldızları,herhangibir ışık biçimi yaratmışlardı.Hem açık hem koyu tenli, hem varlıklı hem yoksul ve farklı diller konuşan çok sayıda insan doğuda birarada yaşıyordu. İnsanlar,karanlığın sıkıcı olduğunu anladıklarında tanrılara yalvardılar. Onlardan ışığı yaratmalarını istediler. Bunu üzerine tanrılar güneşi, ayı, şafağı, yıldızları yarattılar: Güneş sulardan yükseldi ve altın ısınlarını yeryüzüne saçtı.Büyük veküçük hayvanlar koyakların serin gölgesinde ve nehir kıyılarında ayağa kalktılar ve doğan güneşe yüzlerini döndüler.Jaguar ve puma kükredi ve yılan tısladı.Kuşlar kanatlarını açtılar ve şarkı söylemeye başladılar. İnsanlar tütsüler yakan ve kurbanlar sunan rahiplerin çevresinde dans ettiler.Çünkü Yaratıcılar dünyayı ışıkla aydınlatmışlardı ve kusursuzdu.Her neyse,konuyu dağıtmadan Maya tanrılarını incelemeye başlayalım.Tanrı Kukulkan. Kukulkan, Mısır Mitolojisindeki Thoth gibi, bilgi tanrısıydı. Kendisine Quetzalcoatl, Viracocha,Ahau Kin veya Tüylü Yılan da denilirdi. Dört ana elementin de tanrısıydı. Dört ana elementin simgesi olan canlıların da tanrısıydı.

Hava — Akbaba
Toprak — Mısır
Ateş — Kertenkele
Su — Balık
Efsaneler,Kukulkanın Doğu ufkunda belirip, denizden geldiğini söylüyor.Atalarına dokumacılıktan tarıma, astronomiden mühendisliğe dek birçok şey öğreten bu tanrının fiziksel özellikleri ise,Mayaların tasvirine göre, Mayaların aksine, beyaz tenli, açık renk gözlü, açık renk saçlı, uzun boylu bir tanrı. Elinde de sürekli bir asa taşıyor. Bu dönemde Mayaların daha hiç birbeyaz adam ile karşılaşmamış olduğu düşünüldüğünde, bu tanımlama oldukça ilginç geliyor insana. Üstelik,Kukulkanın uzun bir de sakalı var Mayalarda hiç olmayan bir şey bu, çünkü genetik olarak sakalları çıkmıyor!


[b][color=black]MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Wwwteknocepnethy1
Mam, ilk suyu döken tanrıça diye de adlandırılır. Kukulkan’ın eşidir. Dokumacılık sanatının yaratıcısıdır. Kahraman ikizler İxbalanque ve Hunaphu’nun büyükannesiydi. İxbalanque ve Hunaphu


En son cantar tarafından Cuma Nis. 30, 2010 7:48 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Empty
MesajKonu: MAYA MEDENİYETİ UYGARLIĞI KÖKENİ ve TARİHİ   MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeCuma Nis. 30, 2010 4:59 pm

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR B-310639-animasyon

BEKLEDİMDE GELMEDİİİİİİİİN HİÇ Mİ BENİ SEVMEDİNNNNNNN GÖZYAŞIMI SİLMEDİİİN METİİİİNN..... MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_cool MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_lol



MAYA UYGARLIĞI / KÖKENİ VE TARİHİ
Mu Uygarlığının ilk kolonilerinden birisi olduğu sanılan Meksika’nın güneyi,Honduras,Guatemala ve Belize’nin kuzeyindeki coğrafyada yaşamış olan eski bir uygarlıktır.
Yukatan’da Mu Kıtası anisina inşa edilmiş Uxmal Tapınağındaki Yazıtlar yaklasik 12.000 yıllıktır. Bu tapınakta Geldiğimiz yer olan Batı ülkelerinin anısını korumak için inşa edilmiştir, diye kabartma yazılar bulunmaktadır.
Jeolog – arkeolog James Churchward’ın ve özellikle Dr. William Niven’in (1921-1923 yıllarında Meksika’da ortaya çıkardığı tabletler) yaptıkları araştırmalar Mayalar’ın tarihlendirilebilen ilk MU kolonisi olduğunu göstermektedir.Ne zaman kurulduğu hakkında kesin bir tarih bulunamamasına rağmen Doğu yönünde ilk kolonilerin, bugün Kuzey ya da Orta Amerika’nın Batı sahilleri olarak bilinen coğrafyaya yerleştiklerini göstermektedir.Mısır’daki Nil deltasında yerleşmiş olan ‘Maya Kolonisinin yaklaşık 16. 000 yıl önce kurulduğunu belirtmektedirler.
Dayanıksız malzemelere yazılmış olduğu düşünülen bütün edebiyat metinleri arasında, bugün , incelemeye elverişli sadece birkaç örnek var. Bunların da en iyi bilinenleri, William Niven’in Meksiko City yakınlarında bulduğu 2600 adet tablet arşivi içinde bulunan tabletlerden birinin üzerinde çok özel bir işleme bulunmaktaydı. Bu, yüz bin yılı aşkın süredir Kutsal Dörtlü olarak bilinen simgesel bir figürdü. Bu büyük Kutsal Dörtlülere, eskiler birçok farklı isim vermişler ve bu figürler insanlığın dinsel anlayışlarında hep önemli bir yer tutmuştur.
Bu dört Maya yazmasının yer aldığı Popol Vuh ile Maya efsane, kehanet ve tarihinin kaydedildiği Chilam Balam Kitapları. Popol Vuh uzun yıllar gizli tutuldu. Chichicastenango’da (Guatemala) Peder Francisco Ximénez 1702′de metni buldu ve bir kopyasını çıkardı.İspanyolca çevirisini kaleme aldı. Özgün K’iche’ metni günümüzde hâlâ kayıp; ama rahibin çıkardığı kopya ve hazırladığı çeviri Şikago’daki Newberry Kütüphanesi’nde bulunuyor.
İspanyollar 1500′lerde Orta Amerika’ya girince, Mayalara ait çok sayıda hiyeroglif yazısını yok ettiler. Mayalar Latin harflerini öğrendikten sonra, eski eserlerden bazılarını bu alfabeyle yazdılar.
Orta Amerika’nın Kızılderili halkı. Kelimenin tam anlamıyla maya, Yucatan yarımadası yerlilerine ve onların anadillerine verilen addır. Bununla birlikte, eski maya medeniyeti. Mayaların kültür bölgesi veya maya-kişe dil gruplarını belirtmek gibi çeşitli ve geniş anlamlar da taşır.

Modern Yucatan Mayaları
Günümüzde, Mayalar etnik yönden, Yucatan yarımadasındaki nüfusun en büyük kısmını meydana getirirler. Fizik olarak kısa boylu (boy ortalaması: erkeklerde, 1,55 m; kadınlarda, 1,42 m’dir), kuvvetli yapılı, son derece yuvarlak kafalı, derileri bakır renginde veya siyahla koyu kahverengi arası, düz, kalın saçlı insanlardır. Birçoğunun gözlerinde epikantus vardır. Kültür yönünden, yerli hayat seviyesi köklü değişimlere uğramıştır: bu değişim, ilkin İspanyol fetih ve sömürgeleştirmesiyle, daha sonra da, batı sanayi medeniyetinin etkisiyle oldu. Bu etkenler yarımadanın doğu kısmında (Quintana Roo) çok daha az duyuldu. Bölge halkı sömürgeleştirme sırasında İspanyollara karşı ayaklandı ve büyük bir inatla geleneklerini korudu. 1847′de, Meksika’nın bağımsızlığını kazanmasından sonra, Yucatan’ın, İspanyolların üç yüzyıldan beri sömürgeler kurdukları bölgelerde yaşayan yerliler, beyaz şeflerine karşı ayaklandılar (Kastlar savaşı). Ayaklanma 1850′de bastırıldığı zaman bir kısım halk Quintana Roo cengellerine kaçtılar ve burada 1901′e kadar silâhlı direnmeye devam ettiler. Hattâ bu tarihten sonra bile, Quintana Roo’nun iç kısımlarında yaşayan yerli topluluklar ayrı yaşama siyasetini sürdürdüler ve Federal hükümetin herhangi bir müdahalesine karşı koydular ve siyasi bakımdan geleneksel kabile teşkilâtına döndüler, fakat 1935′ten itibaren Meksika milletinin bir parçası olma eğilimini gösterdiler.
Eski Mayalar
Bölge, İspanyolöncesi maya medeniyetinin yayıldığı alan şu bölgeleri kapsar: bugünkü Guatemala ve İngiliz Hondurası’nın tümü; Batı Honduras; El Salvador ve Meksika’da, Chiapas ve Tabasco’nun doğu kısımları; Campeche ve Yucatan devletleri ve Quintana Roo bölgesi. Bu coğrafi alan, Avrupalıların keşfi sırasında maya-kişe dili konuşulan alanla hemen hemen aynıdır. Yalnız Huaxtec’ler (Huastec’ler) maya-kişe dil grubuna ait bir dil konuşmakla birlikte, ispanyolöncesi maya sahasının dışında kalırlar. Arkeologlar, Huaxtec’lerin dil yönünden akraba sayıldıkları Mayalardan, çok eski bir tarihte (belki M.Ö. 1000 yılında veya daha da önce) ayrıldıklarını ve huaxtec kültürünün diğer maya kültürlerinden geniş ölçüde farklı olduğunu ortaya koydular. Buna karşılık fetih sırasında, Guatemala’nın pasifik kıyılarında ve Lempa ırmağının güneydoğusunda El Salvador’da oturan Pipil’leri de eski maya alanına sokmak gerekir. Pipil’ler Orta Meksika’nın nahuatl dilinin değişik bir şekli olan nahuat dilini konuşurlardı. Bununla birlikte arkeologlar Pipil’lerin oturduğu bölgenin, Guatemala dağlık bölgelerinin ve Batı Honduras’ın tarihiyle yakından bağlantılı olduğunu ispatladılar. Hem coğrafya, hem tarih açısından Maya’yı üç kısma ayırmak mümkündür:
1. Kuzey Maya, 18 derece 30′ kuzey enlemini geçen Yucatan yarımadasını kapsar;
2. Merkezi Maya, bu çizginin güneyindeki ovalar ve dağ etekleriyle Chiapas-Guatemala dağlık bölgelerinin kuzeyini kapsar;
3. Güney Maya, Chiapas Guatemala dağlık bölgelerini, Guatemala’nın pasifik kıyılarının batısına düşen kısmını içine alır.

Kültür yönünden Maya, etnologların Meso-Amerika adını verdikleri geniş kültür alanının güney kısmını teşkil eder. Meso-Amerika, Merkezi ve Güney Meksika’yı, İngiliz Hondurası’nı, Guatemala’yı, Batı Honduras’ı ve El Salvador’u kapsar. Bölgesel ayrılıklara rağmen, İspanyolöncesi devirlerde Maya’da gelişen medeniyetler temel olarak yerleşik tarımın köklerini de kapsayan ortak bir kültürü paylaşır. Bu kültürün başlangıcı M.Ö. 1000 yılından öncesine kadar çıkar.
İlk Devirler
Botanikçiler Chiapas-Guatemala dağlık bölgesini, ekilen bitkilerin gelişmesi yönünden önemli bir merkez kabul ederler. Bu bitkilerin başlıcaları fasulye (Phaseolus vulgaris) ve mısır çeşitleridir. Mısırın anavatanının Güney Amerika olduğu ve Guatemala dağlık bölgesinde Tripsacum cinsinden yabani bir bitkiyle melezleştirme yoluyla, yalnız ılıman bölgelerde değil, aynı zamanda rutubetli tropikal ovalarda da yetişmesini sağlayacak birtakım özellikler kazandığı sanılır. Bu, Güney Maya’ya, ilk-maya (proto-maya) kültürünün gelişmesi alanında bir öncelik kazandırır. 1940′ların sonunda keşfedilen arkeoloji buluntuları bu bölgede, diğer kesimlerdekine benzer bir kültürün geliştiğini ortaya çıkardı. Maya bölgesindeki yerleşik kültürlerin ilk devrine Gelişme devresi, Arkaik veya Klasiköncesi devir adı verilir. Aşağı yukarı M.S. 200′de son bulan bu devrin kesin başlangıç tarihini vermeye yetmez. Bununla birlikte, Meso-Amerika’nın diğer kısımlarıyla karşılaştırmalar yaparak, bulunan en eski kültür kalıntılarının M.Ö. 1000 yılına veya daha da önceye ait olduğu söylenebilir. Guatemala’nın dış mahallelerindeki çukurlarda bulunan aile kalıntıları, Güney Maya sahasında insan yaşadığının en eski delilleridir. Bu kalıntılar, mısırı olduğu kadar diğer bitkileri de yetiştirdikleri sanılan yerleşik halka aittir. Bu insanlar, sırıklardan yapılmış, saz damlı, kerpic evlerde topluluklar halinde yaşarlardı. Kılıçlarını ve kazmalarını cama benzer çok sert bir volkanik taştan, taş baltalarını da yeşil taştan yaparlardı. Ayrıca sepet, hasır da örerlerdi. Çok güzel çömlekler, pişmiş topraktan insan veya maymun figürleri, kalıplar ve mühürler de meydana getirdiler. Bu kültür, Merkezi Meksika’nın arkaik kültürlerine yakın bir seviyededir.
Milât öncesinin son yüzyıllarından miladi tarihin başlarına kadar süren devir, Güney Maya’da kültürün en çok geliştiği bir dönemdir. Guatemala’nın güneybatısında arkeolojik bir bölge olan Kaminaljuyu’daki 200 küçük tepenin büyük bir kısmı bu dönemde yapılmıştır. Bu tepeciklerin en büyüğü piramit şeklinde bir platformdur (yüksk. 20 m), içinde hücre şeklinde iki mezarlık bulunur. Bu odalardan birinin ortasında, tahta bir platformun üzerinde hükümdarın cesedi uzanır. Etrafını çeviren birçok insan cesedinin ona öbür dünya yolculuğunda arkadaşlık etmesi için kurban edildiği sanılır. Ayrıca, yeşim taşı, kemik, deniz kabuğu, pirit süslemeleri ve yığın halinde zarif çömlekler gibi zengin mezar sunguları da etrafını sarar. Bu derece ince iş ve emekle meydana getirilen mezar, insanlar arasındaki sosyal ilişkilerin ne kadar geliştiğini ortaya koyar. Pasifik kıyılarında da büyük arkeolojik bölgelerin olduğu bilinir. Merkezi Maya’da insanların yaşadığını gösteren en eski kalıntılar, çömlekler, taş ve kemikten yapılmış âletler ve deniz kabuğu süslemeleridir. Bu kalıntılar, Guatemala’nın Peten idare bölgesindeki Uaxactun harabelerinde, daha sonraki bir devre ait olan yapıların altındaki bir yığınakta bulunmuştur. Değirmen taşlarına rastlanmaması, bu devirde Merkezi Maya’da henüz mısır yetiştirilmediğini gösterir.
Uaxactun’da veya Merkezi Maya’nın herhangi bir bölgesinde, bulunan en eski binalar bu yığınaktan daha sonraki bir devre aittir. Burası merdivenli ve yassı piramit şeklinde dış duvarları, alçıdan yapılmış garip insan yüzleriyle süslü bir tapınağın temelidir. Bu tapınağın milâdi yıl ile M.S. 250 arasında yapıldığı sanılır. Kuzey Maya’da 1940′tan sonra yapılan araştırmalar, bu bölgeye yerleşme tarihinin Maya’nın diğer bölümleri kadar eski olduğunu ortaya koyar. Yucatan’daki yapı mimarisinin başlangıcı da, Peten idare bölgesindeki kadar eskidir. Yaxuna’daki (Yucatan) yüksek suni tepeciğin yukarıda adı geçen Uaxactun tapınağıyla aynı devre ait olduğu sanılır.
Klasik Devir
M.S. 300′den 900′e doğru merkezi bölgede gelişen medeniyet, hem Maya’nın en parlak, hem de İspanyolöncesi Amerika’nın en önemli medeniyetiydi. Silavanus Griswold Morley bu döneme “Eski Maya imparatorluğu” adını verdi. Bu parlak dönemi niteleyen özellikler şunlardır: büyük mimari gelişme ve tonozlu taş binalar; yüksek piramitlerin tepesindeki tapınaklar (bu tapınakların en yükseği Tikal’deki IV. tapınaktır; yüksk. 70 m); heykelcilik, resim ve süslü çömleklerde büyük bir gelişme; hiyeroglif yazısı; ileri matematik (sıfır kavramı, sayı ve işaretler sistemi v.b.); astronomi alanında görülen büyük gelişmeler; karmaşık takvim hesapları (“cüzün hesap”) dikilitaş kültü ve tabiat kuvvetleriyle doğrudan doğruya ilişkisi olmayan tanrılar.Bu özellikler, J. Eric S. Thompson’ın dediği gibi “hiyerarşik kültür”ü meydana getirir. Bunlar, köy kültürünün unsurlarını gölgede bırakan, şehir kültürünün özellikleridir. Köy kültürünün unsurlarını çiftlik ve besin üretimi faaliyetleri, ev sanayileri ve doğrudan doğruya tabiat kuvvetlerine bağlı basit bir din meydana getiriyordu. Karmaşık takvim hesapları (zamanı ölçmek için yapılan uzun hesap sistemi) ve dikilitaş kültü, klasik maya medeniyetinin en orijinal özelliklerindendir.
Kültür Merkezleri
Klasik maya medeniyeti merkezlerinin, Tikal (Peten idare bölgesi, Guatemala), Halenque (Chiapas, Mexico) ve Copan (Honduras) olduğu sanılır. Diğer önemli yerler şunlardır: Usumacinta ırmağının drenajındaki (Meksika-Guatemala) Bonampak, Yaxchilan ve Piedras Wegras; Uaxactun ve Holmul (Peten departmanı, Guatemala); Calakmul (Güney Campeche, Meksika); San Jose (İngiliz Hondurası) ve Aşağı Montagne vadisindeki (Guatemala) Qairigua. Bazı akeologlar, bu merkezlerin birer gerçek şehir olduğunu kabul etmezler, onlara âyin merkezleri demeyi tercih ederler. Bu merkezlerin, bir şehir kadar geniş olduğu ve böylelikle nüfuslarının da çok olabileceği göz önünde bulundurulursa, bu merkezlerin dini olduğu kadar siyasi ve ticari merkez rolünü de oynamış olması muhtemeldir. Güney Maya. Klasik dönem boyunca, Güney Maya ile Merkezi Meksika arasında sıkı ilişkiler kuruldu. M.S. 300 ve 600 yılları arasında Kaminaljuyu. Merkezi Meksika etkilerini, Copan’ın aşağısındaki Guatemala dağlık bölgelerine yayma merkezi hizmetini gördü. 1930′ların sonlarında, Alfred Vincent Kidder ve arkadaşlarının Kaminaljuyu’daki büyük mezarlarda ortaya çıkardıkları buluntular. Maya bölgesiyle Meksika vadisinin büyük bir merkezi olan Teotihuacan arasındaki ilişkileri açıklığa kavuşturur. Thompson, Pipil’lerin M.S. 700-850 arasında pasifik kıyılarına geldiklerini gösteren arkeolojik deliller keşfetmiştir
Yucatan
Yucatan yarımadasındaki, Oxkintok (Yucatan devleti) ve Coba (Quintana Roo) harabeleri klasik döneme aittir. Uzak yerlere kadar uzanan bir yol sisteminin merkezi olan Coba özellikle, aşağı yukarı M. S. 600-750 yılları arasında gelişti. Yollarından biri 100 km kadardır. Yucatan, Campeche ve Quintana Roo’nun, Uxmal, Kabah, Sayil, Labna, Edzna, Santa Rosa, Xlabpak, Rio Bec, Xpuhil gibi birçok ünlü arkeoloji bölgesinin ve Chichen İtza’daki en eski binaların tarihi M.S. 600-100 arasına rastlar.
Çöküş Devri
Maya medeniyeti, belirli bir gerileme devrine girmeden, gelişmesinin doruğundayken birden çöktü. M.S. 800-900 (veya 950) yılları arasında, şehirler veya ayin merkezleri birbiri ardından söndü. Şehir kültürü (Thompson’ın “hiyerarşik kültür”ü) kayboldu ve yalnız köy kültürü kaldı. Bu tarihlerde köylerde bile nüfusun hayli azaldığı sanılır. Bu buhranın sebepleri bilinmez. Bunu açıklamak için birçok varsayım öne sürüldü. Bazıları tamamen hayal mahsulüdür. En sağlam görünenler ise bu çöküşü toprağın kuvvetten düşmesine veya köylülerin hâkim sınıfa karşı ayaklanmalarına bağlarlar. Arkeolojik belgeler de M.S. 630 yılından itibaren Merkezi Maya’nın kuzey ve güney bölgeleri arasında devamlı savaşlar olduğunu ortaya koyar. Maya medeniyetinin çökmesinde bütün bunların katkısı bulunmuş olabilir, yalnız bu faktörlerin Merkezi Maya’dan çok daha geniş topraklarda kendisini hissettirdiğini de belirtmek gerekir. Meso-Amerika, genel buhran dönemine IX. ve X. yy.larda girmiştir.
M.S. 900′den sonra Maya – Yucatan
Klasik devirde Yucatan’da gelişen merkezler X.yy.’da parlaklığını kaybetti. Bununla birlikte bu devri, toltec etkisi altında kültür yönünden bir canlanma devri izledi. Morley, Yucatan tarihinde, ispanyol fethine kadar süren bu döneme “Yeni imparatorluk” adını verir. Bu devir, Tabasco ve Güney Campeche’ten geldikleri sanılan İtza’ların akınıyla başlar. İtzalar toltec kültüründen geniş ölçüde etkilenmişlerdi ve belki de başlarında toltec şefleri vardı. Bunlar Yucatan’da bir çeşit konfederasyon meydana getiren sülâleler kurdular. 987′ye doğru İzalar tarafından kurulan Chichen İtza, aşağı yukarı 1204′e kadar konfederasyonu yönetti. Bu tarihlerde Mayapan ve Izamal hükümdarlarının ayaklanmaları Chichen İtza’nın hâkimiyetine son verdi. Bunu. Mayapan şehrinin hâkim olduğu bir devir izledi. 1460′a doğru yeni bir ayaklanma bu hegemonyaya da son verdi. Mayapan’ın düşmesinden sonra, Yucatan siyasi yönden, birbirinden bağımsız 18 kadar savaşçı hükümete bölündü. Kültür yönünden ise Chichen itza’nın düşmesinden itibaren bir gerileme olduğu gerçektir. 1511′de, gemi kazasına uğrayan 12 kadar ispanyol, Yucatan sahillerine vardı. Mayalar bunların çoğunu kurban etti. 1517′de Francisco Hernandez de Cordoba, Yucatan kıyılarına ilk keşif gezisini yaptı. Francisco de Montejo 1527-1528 ve 1531-1535 yılları arasında Yukatan’ı ek geçirmek için iki kere teşebbüse geçtiyse de başaramadı. Fakat oğlu Küçük Francisco de Montejo 1540-1546 arasında Yucatan’ı İspanya krallığının bir parçası haline getirmeyi başardı.
Güney Maya
Klasik medeniyetlerin çökmesinden sonra Toltec’ler Güney Maya’daki Guatemala dağlık bölgelerini de istilâ ettiler. İstilâcılar yerli sülâleler kurdular. İspanyolların gelmesinden önceki yüzyıllar sürekli savaşlarla geçti. Quiche’ler ve Cakchiquel’ler, Mam’ların, Tzutuhil’lerin ve Pipil’lerin elinde bulunan, dağlık bölgelerin Pasifik kıyılarındaki kakao üreten zengin toprakların bir kısmını ele geçirmeyi başardılar. 1500′e doğru, büyük aztek fatihi Ahuitzotl’un Chiapas’ta yaptığı savaş, pasifik kıyılarının fethiyle ve dağlık bölgede garnizonların kurulmasıyla sonuçlandı. Bununla birlikte Aztekler, bugünkü Meksika ve Guatemala sınırının daha ötesine yayılmadılar. 1524′te ispanyol kaptanı Pedro de Alvarado Güney Maya’yı fethetti.
Merkezi Maya
Merkezi Maya’nın bu devriyle ilgili elde çok az tarihi ve arkeolojik belge vardır. İlk İspanyol seferleriyle ilgili rivayetlere göre, bu bölgede nüfus dağınıktı ve bölge siyasi yönden bölünmüştü. Kasabalar, siper kazıkları ve hisar hendekleriyle tahkim edilmişti. Peten Mayaları bağımsızlıklarını ve kültür geleneklerini 1697′ye kadar korudular. Aynı yıl Martin de Ursua, Peten gölü çevresindeki son maya istihkâmlarının fethini tamamladı.


En son cantar tarafından Cuma Nis. 30, 2010 7:40 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Empty
MesajKonu: MAYA UYGARLIĞI MAYA TAKVİMİ MAYA TAKVİMİ KEHANETİ   MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeCuma Nis. 30, 2010 5:32 pm

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 1419.gif-1

YAAAA METİİİİİİİNNNN BİR GÖREN OLACAKKKKKKKKKKKKKKK SIKIŞTIRIP DURMASANAAAAAAA
BAK SİNİR OLUYORUMMMM PATLATACAĞIMMM ŞAPLAĞIIIIIIII ŞİMDİİİİİİİİİİİ........... MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_cool MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_lol


MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Wwwteknocepnetaq1

MAYA UYGARLIĞI / MAYA TAKVİMİ
Mayaların kullandığı takvim de, ileri medeniyetlerini gösteren delillerden biridir. Mayalar tarafından kullanılan “Haab takvimi” 365 günden oluşmaktadır. Ayrıca Mayalar, bir yılın 365 günden biraz daha uzun olduğunu da hesaplamışlardır. Mayaların yaptıkları hesaplamalara göre bir yıl 365.242036 günden oluşmaktadır. Günümüzde kullanılan Gregoryen takvimi ise 365.2425 günden oluşmaktadır.57 Görüldüğü gibi iki rakam arasında çok küçük bir fark bulunmaktadır. Bu da, Mayaların matematik ve astronomi konusundaki uzmanlıklarını gözler önüne seren bir başka delildir.
Maya takvimi, günümüzde kullanılan 365 günlük Gregoryen takvimiyle neredeyse aynıdır. Mayalar, bir yılın 365 günden biraz daha uzun olduğunu hesaplamışlardı.
Yukarıda taşa oydukları takvimleri görülmektedir.

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 85324389qe9

MAYA UYGARLIĞI / MAYA TAKVİMİ KEHANETİ


YOK OLUŞMU , BAŞLANGIÇ MI?

Mayalar 2012 için ‘zamanların sonu’ diyor. Ancak bu yok oluş anlamında değil fiziksel bir değişim. İnsanoğlu dört kez geriledi ve artık değişim zamanı. Mayalar’a göre; 2012 tarihi dünya için çok önemli. Çünkü bu dönemde içinde yaşadığımız çağ sona ererek yeni bir çağ başlayacak. Büyük bir tufanla gelecek olan bu yeni çağın ipuçlarını ise bilim adamlarına göre iklimsel değişimler sayesinde şimdiden gözlemleyebiliyoruz. “Beşinci kutupsal kayma” olarak adlandırılan bu değişimde daha önceki değişimlerde olduğu gibi yine kutupların manyetik alanının değişmesiyle meydana geleceğini söyleyen Sınır Ötesi Yayınları’nın Genel Yayın Yönetmeni Ergun Candan, dünyadaki iklimlerin değişimini de buna bağlıyor. Candan, “Kutuplar yer veya açı değiştirdiğinde kutuplarda buzlar eriyor. Kaldı ki, küresel ısınma sonucu şu anda Kuzey Kutbu’ndaki buzullar zaten erimeye başlamış durumda. Mayalar’a göre de daha önce yaşanan dört çağda tıpkı bu şekilde sona erdi” diyor.
* Peki tüm bu bilgiler bilimsel olarak ortaya konup kanıtlandı mı? Dünyanın en az dört kez kutupsal kayma (kuzey ve güney kutbu) yaşadığı bilimsel verilerle kanıtlandı. En son Discovery kanalında dünyanın manyetik alanının belirli periyotlarla nasıl değiştiğini bilimsel çevreler açıkladı. Hatta bilgisayar ekranındaki üç boyutlu animasyonlarla gösterimi yapıldı. Şu anda dünyanın manyetik alanında muazzam bir değişim var. Bunun da en büyük nedeni güneşte meydana gelen değişimler. İlginç olan Mayalar bunu biliyordu. Konunun bir diğer yanı da Mayalar’ın bununla da yetinmeyip, gelecekte tüm insanlığı etkileyecek trajediyi bizlere şifreli bir şekilde duyurmuş olmalarıdır. Bu şifreye göre dünya için 2012 yılı çok önemli.
NİRVANA’YA DOĞRU

* Yani bu görüşe göre 2012 yılındadünya yok mu olacak? Mayalar 2012 için ‘zamanların sonu’ diyor. Fakat bu dünyanın top yekun yok oluşu değil, bir fiziksel değişim. Daha önce yaşanan sanki tufan gibi düşünebiliriz. Bu fiziksel değişimlerle birlikte ruhsal değişimler de birbirleriyle orantılı devam ediyor. Her bir büyük fiziksel değişimlerle birlikte insanlık ruhsal değişimde yaşıyor. Şu ana kadar insanlar aşağıya inişi yaşadı. Birincisinde biraz daha kabalaştı, ikincisinde biraz daha, üçüncüsünde biraz daha… Dördüncünün sonunda tam anlamıyla bir dip yaptı. Bu yüzden 2012′yi Mayalar insanlığın yeniden yukarı çıkışın yaşanacağı bir çağ olarak tanımlıyor. Hatta çeşitli dinler bundan Altın Çağ, vaat edilen cennet veya Nirvana gibi bahseder. 2012′nin önemi burada. Aşağıya inen insanlık tekrar yukarı çıkacaktır. Bunun da ilk basamağı 2012′dir diyor Mayalar.
* 2012 yılında başlayacak olan bu yukarıya doğru çıkış ne kadar zamanda tamamlanacak? Bildiğimiz kadarıyla bu yukarı çıkış süreci başladı. Belki 2012 bir final olabilir. Bu bir süreç. Ancak tufanla kıyameti birbirine karıştırmamak lazım. Kıyamet ruhsal bir değişim, tufan ise fiziksel bir değişim demektir. Kıyamet hem tasavvufi hem de ezoterik (gizli öğreticilik) anlamda ayağa kalmak ve uyanmak demektir. Bu uyanıştan kastedilen ruhsal aydınlanmadır. Böylelikle dinsel metinlerin içindeki sembollerin anlamları da çözülebilecek ve dinsel metinlerde gizlenen gerçeklerle herkes yüz yüze gelebilecektir.
İKİ YILLIK HATA PAYI…
* 22 Aralık 2012 tarihi konusunda hiç şüphe yok mu? Mayalar’ın yakın geleceğimize ilişkin kehanetleri tüm ezoterik bilgilerle örtüşmektedir. Bu nedenleverilen tarihin önemi çok büyüktür. Ancak bu tarihlemede iki yıllık bir hata payı bulunabileceği de gözardı edilmemelidir. Bunun sebebi Maya Takvimi’nin bizim kullandığımız Gregoryen Takvimi’ne çevrilişinde MÖ 1′den MS 1′e geçilmiş olmasıdır. Aradaki 0 atlanmıştır. Yaptığı araştırmada Astrofizikçi Cotterel de bu konuya dikkatleri çekmiştir.

* Bugüne kadar Mayalar’ın hangi kehanetleri yerini buldu? Şu anda bilimsel olarak ispat edilen dünyanın dört kez kutup değişimi geçirdiği. Bugün bu durum ispatlanmış durumda. Günümüz insanları bunu yeni keşfetse de, Mayalar bunun farkındaydılar. Bu bile başlı başına önemli bir şey.
* Mayalar’la ilgili tüm bu bilgilere nasıl ulaşıldı? Bütün bunlar dünyaca ünlü astro fizikçi Coterelli’nin bilgilerini bir BBC muhabiri Adrian Gilbert’in derlemesi sonucunda dünya kamuoyuna duyurdu. En önemli buluş da eski Maya kenti Palanque’deki Yazıt Tapınağı’nda buldukları mezar taşının kapağındaki şifreyi çözmeleriyle oldu.
* Şifre nasıl çözüldü? Simetriyle ilgili bilgileri çözerek çok önemli sonuçlara ulaştılar. Kapağın üzerindeki şerit motiflerini simetrik bir şekilde yan yana getirdiklerinde ortaya Jaguar ve bunun üzerinde de bir Yarasa sembolünün ortaya çıktığını gördüler. Mayalar’ın sakladıkları bu sembollerin bir anda belirmesi Cotterel’i şaşkına çevirmişti. Çünkü Mayalar’ın mitolojik yazıtlarında Jaguar beşinci yani bizim çağımızı, yarasa ise ölümü sembolize etmekteydi!… Kapağın üzerinde açık bir şekilde görülen “Güneş Haçı”nın üzerindeki ilikler ise Güneş’in manyetik iliklerini temsil etmekteydi. Bu da Mayalar’ın gizli mesajıydı. Yaşanacak trajedinin sebebi Güneş’te meydana gelecek olan manyetik değişimlerdir!..
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 67533385zw3

NUH TUFANI GİBİ Mİ OLUCAK?
Marduk, 3 bin 600 yılda bir Dünya’ya teğet geçer. Maya takvimine göre yeni ziyaret 2012′de.
Gezegenin neden olduğu en büyük felaket 13 bin yıl önceki Nuh Tufanı’ydı. Benzeri olabilir.
Hititler ve Asurlar Marduk’u kil tabletlere resmetti. O tabletler İstanbul’daki müzelerde.

Marduk, ikinci Nuh Tufanı’nı yaşatacak
‘12. Gezegen Marduk’ kitabıyla tanınan Zecharia Sitchin, Marduk’un 2010′lu yıllarda dünyanın yakınından geçeceğini ve bu esnada yeni bir ‘Nuh Tufanı’nın’ daha yaşanacağını iddia ediyor.
Marduk gezegeninin yörüngesinin uzunluğu nedeniyle ancak 3 bin 600 yılda bir dünyayı ziyaret edebildiğine inanılıyor.
Sümerler tarafından ‘Nibiru’ olarak adlandırılan gezegenin, bugüne kadar sadece 1983 yılında IRAS kızılötesi teleskopu sayesinde görülebildiği iddia ediliyor.
Maya takvimine göre, 2012 yılında dünyaya yakınlaşacak olan Marduk’un, tıpkı 13 bin yıl önce olduğu gibi dünyaya felaket getireceği öne sürülüyor.
Dünyada Nuh Tufanı benzeri yeni bir felakete yol açacağını öne sürdüğü, ‘12. Gezegen Marduk’u ‘meşhur eden’ ünlü Rus araştırmacı-yazar Zecharia Sitchin, SABAH’a konuştu. Gezegenin 2010′lu yıllarda dünyaya yaklaştığında büyük bir felaket yaşanacağını söyleyen Sitchin, “Balık burcu çağı bittiğinde, Marduk kapımıza dayanmış olacak. Daha önce geldiğinde Nuh Tufanı yaşanmıştı” diye konuştu. Zecharia Sitchin sorularımıza çarpıcı yanıtlar verdi.
* Kitaplarınıza da konu ettiğiniz, bilinmeyen bir gezegenin 2012 yılında dünyamıza çarpacağı yönündeki tartışmalar hakkında ne söyleyebilirsiniz? ‘X gezegeni’ adını da verebileceğimiz bu gezegenin uzun ekliptik yörüngesi her 3 bin 600 yılda onu dünyamıza yakınlaştırıyor ve dünya üzerinde felaket etkisi yaratıyor. Gezegenin en büyük felaketi ise 13 bin yıl önce gerçekleşen büyük tufandır. Buna “Nuh Tufanı” denmesinin nedeni de İncil’de ve Sümeryazıtlarında bahsinin geçmesi. İnsanoğlu kurtuldu çünkü tufanın kahramanı bir gemi inşa etti ve Ağrı Dağı’nın zirvesine erişti. Bu bağlamda Marduk’un neden olduğu felaketin, Türkiye ile bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz.
1983′TE TELESKOPLA GÖRÜLDÜ
* Hangi uygarlıklar bu gezegenden haberdardı? Bu konu hakkında ilk bilgi sahibi olan Sümerlerdi. Ayrıca Babiller, Hititler ve Asurlular gezegenden haberdarlardı. Sümerler gezegeni ‘Nibiru’ Babiller ise tanrıların ismi olan ‘Marduk’ olarak adlandırdılar. Mısır ve Filistin’de gezegen ‘kanatlı yuvarlak’ olarak tarif ediliyor. İstanbul ve Ankara’daki arkeoloji müzelerini gezenler, yüzlerce yıllık birçok yapıt üzerinde bu sembolü görebilirler.
* O zaman neden kitabınızda bu gezegen ‘12. gezegen’ diye yer alıyor ve neden ‘bilinmeyen’ olarak nitelendiriyorsunuz? Sümerler bu gezegeni, güneş sistemimizde güneş, ay ve bilinen 9 gezegene ek olarak algıladılar ve güneş sisteminin 12. üyesi olarak kabul ettiler. Bununla beraber Akatlar şimdi Berlin müzesinde yer alan silindir bir mühür üzerinde güneşin merkezde olduğu ve bütün gezegenlerin gösterildiği bir güneş sistemi resmetti. Bu gezegen uzun ekliptik yörüngesi yüzünden teleskoplarla görülmüyor. Fakat 1983 yılında IRAS kızılötesi teleskopu onu görmeyi başardı.

“Hopi ve Maya yaşlıları her şeyin sona ereceği kehanetinde bulunmadılar. Bu daha çok bir Dünya Çağından başka birine geçiş zamanıdır. Onların verdiği mesaj, geleceğe nasıl gireceğimize ilişkin yaptığımız tercihle ilgilidir. Direnmek yada kabul etmek yönündeki hareketimiz bu geçişin katalizmik değişiklikler yada aşama aşama huzur ve sükunet içinde gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini belirleyecektir. Aynı tema Black Elk’ten Sun Bear’a kadar diğer birçok Amerikan Yerlisi hayalcilerin kehanetlerinde de görülebilir.”
Büyük Çevrimin Zirvesi
Bugün Maya son zamanlarının doruğunda yaşıyoruz; bir galaksi günün ya da binlerce yıl süren bir periyodun sonlarını. 25,625 yıl süren bir galaksi günü, her biri 5125 yıl süren beş çevrime ayrılır.
Maya Uzun Sayım takviminin Büyük Çevrimi M.S.2012 yılında sona ermektedir. Çevrim zamanı ve Dünya Çağı geçişlerine ilişkin Maya kavramlarını izlediğimizde, bunların birer son olmasının yanı sıra birer başlangıç olduğunu da görürüz. Aslında bunun, eski Mayalarca yeni bir Dünya Çağı’nın yaratılışına işaret ettiği kabul edilir. Beşinci ve son 5125 yıllık çevrimin neredeyse sonuna yaklaşıyoruz.

2012 Maya Kehaneti: Galaksi Günümüze Giriş: Çoğumuz Maya takviminden haberdarızdır ama çok az kişi onun ne anlama geldiğini ve nasıl çalıştığını gerçekten bilir. Evet; takvim 21 Aralık 2012’de sona eriyor, ama bu ne demek? Buna nasıl geliniyor? Takvimleri neye dayanıyor?
Güneş sistemimizin çevrimlerine ilişkin Mayaların çok kesin bir kavrayışları vardı. Bu çevrimlerin bizim spritüel ve kolektif bilinçlerimizle yakından bağlantılı olduğuna inanıyorlardı. Bunun en belirgin yanı da 2012 kehanetleri ile ilgili olanlardır. Aşağıdaki satırlarda onların 2012 geçişi ile ilgili kehanetlerinin ana ayrıntılarını ele alacağız. Astronomik bir bakış açısıyla geçiş nasıl gerçekleşecek? Bizim için ne anlama geliyor? Çevrimler ne zaman olacak? Önce temel kehanetlerle başlayacak, ardından da çevrimleri daha derinlemesine açıklamaya girişeceğiz.
Mayalar, kendi kendimizi yok etme yolundan geri dönüp, onun yerine varolan her şeyle bütünleşmeye bilincimizi açmamız gerektiğini fark edebilmemiz için 1999 yılından itibaren 13 yılımız olduğu kehanetinde bulundular.
Mayalar Güneşimizin, yani Kinich-Ahau’nun muhteşem merkezi galaksi ile çok yakından ilişkili olduğunu biliyorlardı; bu merkezi galaksiden bir “ışık parıltısı” aldığını da. Bu ışık kıvılcımı, bilginlerimizin “güneş patlaması” dediği, Güneşin eskisine oranla daha yoğun parlamasına, bunun yanı sıra da Güneşin manyetik alanında değişikliklere sebep olmaktadır. Mayaların söylediğine göre bu 5125 yılda bir gerçekleşiyor. Ayrıca bu, dünyanın yörüngesinde değişikliğe de yol açıyor. Bu hareket yüzünden büyük felaketler doğacak.
Mayalar, galaksinin “soluması” gibi evrensel süreçlerin asla değişmeyen çevrimler olduğuna inanıyor. Değişen şey yalnızca oradan geçen insanoğlunun bilincidir. Daima daha mükemmele doğru bir süreç içinde. Mayalar, gözlemlerine dayanarak, uygarlıklarının başlangıç tarihinden itibaren, yani M.Ö. 3113 tarihine denk gelen 4 Ahau, 8 Cumku’dan itibaren bir çevrim 21 Aralık 20012’de tamamlanacaktır. Galaksinin merkezinden güçlü bir senkronize ışın alan Güneş eksenini değiştirecek, insanoğlunun Altın Çağ dediğimiz yeni bir döneme girmesine yol açacak olan büyük bir kozmik olay olacaktır bu. İşte bundan sonra Mayalar arkalarında açık bıraktıkları kapıdan girmeye, korkuya dayalı uygarlığımızı daha yüksek bir uyum içeren bir vibrasyona dönüştürmeye hazır olacağımızı söylüyorlar.

Ancak bireysel çabalarımızla gezegenimizi büyük felakete giden yoldan çevirebilir ve Güneşin altıncı çevrimi dediğimiz yeni bir çağa sokabiliriz. Maya uygarlığı güneşin beşinci çevriminde idi. Onlardan önce, doğal felaketlerle yok edilmiş dört büyük uygarlık daha vardı. Onlar her bir çevrimin, insanlığın kolektif bilincine doğru giden yolda sadece bir aşama olduğuna inanıyorlardı.
Mayaların son felaketinde uygarlık, geriye sadece çok az şey bırakan büyük bir sel ile yok oldu. Onların çevriminin sonunu bilen insanlığın gelecekteki yeni çevrime daha hazırlıklı olmaları gerektiğine inanıyorlar. Bu yüzden başat türleri; insan ırkını koruduklarını düşünüyorlar. Gelecekteki değişiklikler, tüm insanlığa büyük uyum ve merhameti gösterecek yeni bir uygarlık yaratmak için bilincimizin evrilmesinde bir kuantum sıçraması yaratacak.
İlk kehanetleri “Zamansızlık Zamanı” üzerine. Onların Katứn dedikleri 20 yıllık bir periyot. Güneşin 5125 yıllık çevriminin son yirmi yılı. Bu çevrim 1992 yılından 2012 yılına değin. Bunu daha sonra ayrıntılarıyla açıklayacağım. Bu zaman diliminde güneş rüzgârlarının çok yoğun olacağını ve güneş Üzerinde görülebileceğini tahmin ediyorlar. Bu aynı zamanda insanlık için büyük bir uyanış ve değişim zamanı olacak. Gezegenimizi koruyamamamız ve kirletmemiz de bu değişikliklere katkıda bulunacak. Mayalara göre bu değişiklikler, evrenin nasıl işlediğini insanlığın kavramasını sağlayacak. Böylece, yüzeysel materyalizmi geride bırakıp acılarımızdan sıyrılarak daha üst düzeylere evrileceğiz.
Katun’un başlamasından yedi yıl sonra, yani 1999’da, bizi kendi tavırlarımızla yüzleşmeye zorlayacak bir karanlık çağa gireceğimizi söylüyor Mayalara göre bu dönemde insanlık “Kutsal Aynalar Holüne” girecek. Kendimize şöyle bir bakıp kendimize, diğer insanlara, doğaya ve içinde yaşadığımız gezegenimize karşı davranışlarımızı çözümleyeceğiz. Bu, tüm insanlığın bireysel bilinçleri ile değişme ve ilişkilerimizdeki korkuyu ve saygısızlığı yok etme kararlarını vereceği zaman olacak. Mayalar bu dönemin başlangıcını 13 Ahau, 8 Cauac, yani 11 Ağustos 1999 tarihli güneş tutulması olarak tahmin ettiler. Bu, önceden eşi benzerine rastlanmamış bir gezegen dizilişi olan “Büyük Haç” dizilişine de uyuyordu. Böylelikle Katon döneminin son 13 yılına da girilecekti. Ruhsal yeniden doğuş anımızda ortaya çıkacak değişikliklerin farkına varmamız, uygarlığımız için son fırsattı.
Mayalar için her şey sayılardan ibaretti. 13 kutsal sayının zamanı Ağustos 1999’da başlamıştır. Güneş tutulması ile birlikte doğa güçleri değişiklikleri hızlandıracak bir katalizör işlevi görecek, bu çekim gücü ile de insanoğlu onlar karşısında güçsüz kalacaktır. Ayrıca o çok güvendiğimiz teknolojilerimiz de bizi düşkırıklığına uğratacaktır. İçsel, ruhsal gelişimimiz daha çok saygı ve şefkatle birbirini karşılıklı olarak etkileyebileceği daha iyi bir yere gereksinim duyacaktır.
Mayalar, ilk kehanetlere Güneş üzerinde çalışarak eriştiler. Güneş sisteminin hareket ettiğini biliyorlardı. Evrenimizin bile kendi çevrimleri vardı. Gündüz ve gece gibi yinelenen periyotlarla başlayıp bitiyordu bu çevrimler. Bu keşifler onları güneş sistemimizin bir elips üzerinde hareket ettiği sonucuna götürdü. Yani güneş sistemimiz galaksiye bir yakınlaşıp bir uzaklaşıyordu. Bir başka deyişle, Mayalara göre Güneşimiz ve onun gezegenleri Hunab-Ku dedikleri galaksi merkezine, galaksinin merkezi ışığına göre çevrimler içerisinde deviniyordu. Bu elips üzerinde güneş sistemimizin bir turu 25,625 yıl sürüyordu. Bir tam çevrime bir galaksi günü adını verdiler. Çevrim gündüz ve gece gibi benzer iki yarıya ayrılıyordu. Merkezi ışığa daha yakın olan yarı, güneş sistemimizin “gündüz”ü, daha uzak olanı ise güneş sistemimizin “gece”si idi. Her gündüz ve gece 12,800 yıl sürüyordu. Diğer bir deyişle, bütün güneş sisteminin Güneşi merkezi galaksiydi.
Mayalar, her büyük çevrimin kendi içinde aynı karakteristik özellikleri taşıyan alt çevrimler barındırdığını da keşfettiler. 25,625 yıl süren bir galaksi günü, her biri 5125’er yıllık beş alt-çevrime ayrılmaktadır. İlk alt-çevrim galaksi sabahıdır. Güneş sistemimiz karanlıktan kurtulup ışığa kavuşmaktadır. İkinci alt-çevrim öğle vaktidir. Güneş sistemimizin merkezi ışığa en yakın olduğu dönemdir bu. Üçüncü alt-çevrim öğle sonrasıdır. Güneş sistemimiz artık güneşten uzaklaşmaya başlamıştır. Dördüncü alt-çevrim gecenin geç saatlerine denk düşer. Güneş sistemimiz merkezi ışıktan en uzak olduğu alt-çevrimdir bu. Beşinci ve son alt-çevrim ise gecenin son saatleri. Güneş sistemimiz son alt-çevriminde iken yeniden doğuş öncesi karanlığı yaşamaktadır. İşte bu son alt-çevrim artık sonuna gelmek üzere olduğumuz alt-çevrimdir.
Maya kehanetleri bize 1999 yılında güneş sistemimizin M.Ö. 3113 yılında başlamış olan beşinci alt-çevrimin sonuna geldiğimizi bildirir. 2012 yılında merkezi galaksi günümüzün doğuşunda bulacağız kendimizi. Bu alt-çevrimlerin başlarında ve sonlarında, yani her 5125 yılda bir, merkezi güneş, yani galaksi ışığı, tüm evreni aydınlığa boğacak kadar çok yoğun ve çok parlak bir ışın gönderir güneşimize. Tüm güneşler ve gezegenler işte bu ışık patlaması ile senkronize olurlar. Mayalar bu patlamayı evrenin 5125 yılda bir vuran kalp atışına benzetmektedirler. Bir çevrimin bitip yenisinin başlamasını bu kalp atışları simgeler. Her bir kalp atışı 20 yıl, yani bir Katun sürmektedir.
Şimdi onların “Zamansızlık Zamanı” dedikleri şeye geliyoruz. Bu kısa ve yoğun bir evrim dönemidir. Ana çevrimlerin içerisinde bizi gerek bireysel gerekse insanlık olarak yeni bir evrim çağına iteleyecek büyük değişikliklerin yer alacağı bir dönem.
Bireysel olarak hepimizi etkileyecek kararlar verme arifesindeyiz. Eğer bu negatif nefret yolunda, göze göz dişe diş yolunda, doğayı mahvetme, korku ve egoizm yolunda gitmeye devam edersek doğrudan yok oluş ve kaos dönemine gireriz. Bu gezegenin başat ırkı olarak yok olup gideriz. Ama eğer büyük bir organizmanın parçası olduğumuzun bilincine varır, birbirimize saygı, gezegenimize şükran duyarsak, o zaman doğrudan pozitif büyüme dönemine, yani Altın Çağ’ımıza ulaşırız. Gezegenimiz, Güneş ve Galaksi bizim kararımızı beklemektedir.
Bu değişim zamanında ne olacağı bize bağlıdır. Bir acı ve yok oluş dönemine mi gireceğiz, yoksa bir sonraki aşamamıza daha yaklaşarak pozitif bir bilinç içinde kendimizi birleşmiş mi bulacağız?
Lütfen gezegenimizin karşılaştığı olayları Maya kehanetlerinin dinlemeğe ve öğrenmeye değer kanıtları olarak görün. Bu bilgiyi paylaşın ve daha iyi bir geleceğe doğru hareket etmemizde bize yardım edin ki yeni bir pozitivite dönemine girelim. Hiçbirşey bu denli önemli olmamıştı.

Maya Takvimini Özel Kılan Şey Nedir?
“Maya takvimine karşı herhangi bir zaafı olmayan kişi, bugün bazı insanların bu eski takvime gösterdiği ilginin büyüklüğü karşısında şaşıracaktır. Hepsinden öte, insanlık tarihi bir sürü değişik takvim gördü. O halde Maya takviminin yalnızca uzmanlarını veya tarih kumkumalarının ilgilendiği çok özel bir konu olması gerekmez mi? Bugün dünya halihazırda yürürlükte olan Gregoryen yada Müslüman takvimlerinden başka bir takvime neden gereksinim duyuyor? Bu takvimin neden Maya takvimi olması gerekiyor.” gibisinden sorular gelebilir insanın aklına.
Yazan Carl Johan Calleman.

Şey.. çoğu insanın büyük olasılıkla Maya uygarlığının ve Amerikan Yerli geleneklerinin önemi hakkında pek bir bilgisi olmadığını söylemekle başlayalım. Aslında M.S. 5. – 9. yüzyıllardaki gelişmişlik dönemlerinde Maya şehirleri dünyanın en büyük ve Matematik ve Astronomi alanlarında en gelişmiş şehirleriydi. Amerika’nın Yerli uygarlıkları Avrupa ile olan bağlarını sonradan pek koruyamamış olsalar bile evrensel insanlık bilincinin çok parlak ve yeri doldurulamaz bir parçasının sürdürücüsü idiler.
Maya takvimi hakkında konuştuğumuzda farklı bulduğumuz şey basit bir zaman işaretleyicisinden çok öte oluşudur. Maya takvimi, tüm bunların ötesinde, geçmişi ve geleceği görmemizi sağlayan bir kehanet takvimidir. Cennetlerin (Tanrıların) ve Öte Dünyaların gelişiminin insan bilincini nasıl şekillendirdiği ve böylelikle veri bir Çağda düşüncelerimizin ve eylemlerimizin nasıl biçimlendiğini gösterir bir çağlar takvimidir. Maya takvimi bize Kozmik Planın kesin bir çizelgesini ve meydana gelen tüm bu şeylerin kesin bir açıklamasını verir. Artık insanların çağlardır süregelen eski sorularını aydınlatan ampirik kanıtlarımız var. Her şeyin var oluşunun bir sebebi vardır. Sebep İlahi Kozmik Plana uyum göstermeleridir. Maya Takviminin ciddi biçimde incelenmesine kendini vakfedenler için bunlar kanıtlanmış gerçeklerdir, eski materyalist dünya görüşü tümüyle anlamını yitirmiştir. İnsanlığın büyük çoğunluğu körü körüne yanlış ve aldatıcı takvimleri kullanırken, Maya Takvimi bilinçlilik dünyasına açılan bir kapıdır.
Varolan her şey bilinçliliğin bir boyutu iken, Maya Takvimi de bilinçliliğin evrimini tüm boyutları ile ortaya koyarken, ciddi bir Maya Takvimi öğrencisi için altına bakılmadık, yerinden oynatılmadık taş kalmaz. Bilimin tümü, dinlerin hepsi, hayatın tümü etkilenir. Bir sebep için buradayız. Vakit artık nakit demek değildir. Zaman artık ruhla ölçülmektedir. Zaman vahiydir!

Özetle 2012
Orta Amerika’daki Maya uygarlığı zaman-bilim bilgisine göre en gelişmiş uygarlıklardan biridir. Kullandıkları ana takvim gezegendeki en kusursuz olanıdır. Hiç bir zaman yanılmamıştır. Mayalıların beşinci dünyası 1987’de bitmiştir. Altıncı dünyaları 2012’de başlayacaktır. Yani bizler şu an ‘iki dünya arasındayız’.
1. İnsanoğlu ve Dünya gezegeni şu an farkındalık ve gerçeklik anlayışında çok büyük bir değişiklikten veya yer değiştirmeden geçmektdir.
2. Orta Amerika’daki Maya uygarlığı zaman-bilim bilgisine göre en gelişmiş uygarlıklardan biridir. Aslında toplamda Evrenin ve Solar sistemin zaman devirlerini kaplayan 22 takvimleri mevcuttur. Bu takvimlerden bazıları henüz açığa çıkmamıştır.
3. Mayalıların beşinci dünyası 1987’de bitmiştir. Altıncı dünyaları 2012’de başlayacaktır. Yani bizler şu an ‘iki dünya arasındayız’. Bu zaman ‘Apocalypse’ veya açığa çıkma olarak adlandırılmaktadır. Bu, asıl gerçek açığa çıkacak demektir. Bu aynı zamanda bizler için ‘kendi karekteristiklerimiz’ için bireysel veya kollektif çalışma zamanıdır.
4. Mayalıların altıncı dünyası aslında boştur. Bu, birlikte yaratıcılar olarak, yaratmak istediğimiz yeni bir dünya ve uygarlığa başlamak şimdi bize kalmış demektir.
5. Mayalılar’ın ayrıca 2012 için söyledikleri;
Bildiğimiz teknolojinin ötesine geçeceğimiz,
Zaman ve paranın ötesine geçeceğimiz,
Dördüncü boyutu geçtikten sonra beşinci boyuta gireceğimiz,
Dünya gezegeninin ve Solar Sistemin Evrenin geri kalanı ile galaktik eş zamanlamaya gireceği, DNA’larımızın galaksinin merkezinden ‘yükseltileceği’ (veya yeniden programlanacağı). (Hunah Ku) Bu gezegendeki herkes mutasyona uğramaktadır. Bazıları diğerlerine gore daha farkındadır. Ama herkes bunu yapmaktadır.
6. 2012 de Solar Sistemimizin düzlemi I Samanyolu Galaksimizin düzlemi ile tamamiyle hizaya girecektir. Bu döngünün tamamlanması 26,000 yıl almaktadır. Virgil Armstrong ayrıca başka iki galaksinin de bizimki ile aynı zamanda hizaya gireceğini söylemiştir. Kozmik bir olay!
7. Zaman hızlanmaktadır (veya çökmektedir). Binlerce yıldan beri Dünya’nin Schumann rezonansı veya kalp atışı saniyede 7.83’dür. Ordu bunu çok güvenilir bir kaynak olarak kullanmaktadir. Bununla beraber, 1980’den beri bu rezonans yavaşça artmaktadır. Şimdi bu her bir saniye de 12 devirden fazladır. Bu her gün eski 24 saatte göre 16 saatten aza denk gelmektedir.
8. Apocalypse veya ‘dünyalar arası zaman’ boyunca bir çok insan birçok kişisel değişikliklerden geçecektir. Bu değişiklikler çok fazla ve farklı olacaktır. Bütün bu buraya ne öğrenmek ve ne deneyimlemek için geldiğimizin bir parçasıdır. İlişkilerin bitmesi, yaşanan evin veya yerin değişmesi, mesleğin veya işin değişmesi, davranış veya düşüncelerde değişimler bu değişikliklere örnek olabilir.

Maya Takvimi’nin nesi çok özeldir?
Pacal Votan’ın kehaneti günümüz insanlığını biyolojik sürecimizin dönüştüğü hakkında uyarmakta, 26,000 yıllık yaklaşan bir evrim programına işaret etmektedir. Evrensel telapitiye dönüşü, duyu kapasitesinin artmasını, ve kendini yansıtan farkındalığı getirmektedir, bu içsel teknolojimizin kutsal alanına geri dönüştür.
Evrimin büyük döngüsü kış gündönümü, 21 Aralık 2012 MS. da son bulacaktır.
İçinde bulunduğumuz zamana ‘Dünya üzerindeki yargılama zamanı’, ‘Büyük Saflaşma Zamanı’, ‘Bu Yaratılışın Sonu’, ‘Hızlanma’, ‘Bildiğimiz Zamanın Sonu’, ‘Çağların Değişimi’ de denmektedir. Kehanetlerde söylenenlere gore eksen sapmasının tamamlanması Dünya’nın yenilenmesine yol açacak, bütün açık ve isteyen kalplere uyandırma sunacaktır. Birçok insan bu büyük devirden bahsetmiştir. Bunlar; Mayalılar, Hopiler, Mısırlılar, Kabalistler, Esseneler, Peru’nun Qero yaşlıları, Navajo, Cherokee, Apaçi yerlileri, Iraoquois birliği, Dogon kabilesi ve Aborjinlerdir.

Miladi takvim doğanın güçleri ile uyumlu değildir. Orjinal Mısır takvimi öyleydi. Fakat daha sonra Mısır takvimi Yunanlılar/Spartalılar tarafından ve sonra da Romalılar tarafından İsa’nın doğumundan 30 yıl sonra değiştirilmiş ve takvim 12 gün uzaklaşmıştır. Geri getirmek için bir konsey oluşturmuşlardır (Julien, Sezar’a ait). 1582’de yine çizgisinden uzaklaşmış ve Papa Gregory en iyi astronomları tekrardan düzeltmeleri için bir araya getirmiştir. Hala değişiklerden zarar görmektedir. Ortodoks Ruslar bu takvimi çok sonralara kadar kabul etmemişlerdir.
Maya takvimi 380,000 yılda, bir gün değişiklikle ayarlanmaktadır.

Aztekliler daha farklı glifler kullanmakta ve temelde çok az geliştirilmiş Mayalılarınki ile aynıydı. Enerjileri sembolize eden Glifler aslında daha iyidir.
Dünyadaki değişiklikler 2012 ye kadar devam edecektir. Yaşlılar bu sürecin ya kolay ve bağlantılı olabileceğini veya felaket şeklinde olabileceğini söylerler. İnsanlığın enerjisi buna karar verecektir.
Zaman ve takvim 3/21 ekinoksunda, gece-gündüz eşitliğinde başlayacaktır.

468 (9×52) yılda sona eren bir karanlık döngüsü vardı ve 30 Mart 1993’de sona ermiştir.
Bizler şimdi ‘Karanlık ve ışığın birlşeceği döngü’ denilen bir geçiş dönemindeyiz. Bu zaman içinde insanlık büyük bir değişimden geçecektir.
Işığın döngüsü 21 Aralık 2012’de gerçekleşecektir.
Bu 13 ışık ve 13 cennet olarak kabul edilmektedir.
Bir çok döngü aynı tarihte başlayacaktır.
Yaşayan bir varlık olan Toprak Ana başka bir düzeye veya frekans veya farkındalığa geçecektir ve yeni ve özel bir çağ başlayacaktır.
Buna şimdi Dünya’nın karnında hazırlanıldığı söylenmekte ve değişimin gücü insanüstü belirtiler getirmektedir.

Yeni çağ çok olumlu olacaktır. ‘Herkesin yükselmesine fırsat verin. Bir ya da iki kişinin bile geride kalmasına izin vermeyin’.
Şimdiki zaman tüm kardeşlik içindir.
Ruhani varlıklar, farklı felsefeler, farklı ırklar harmoni ve denge dokumasını oluşturmak için hep birlikte dokunmaya başlamalıdır. Şimdi insanlardaki bu değişimin kanıtlarını hepimiz görüyoruz…

Quetzalcoatl, Azteklerdeki tüylü yılan
Quetzalcoatl, tüylü veya iri yılan kundaliniyi sembolize etmektedir. Kundalini, enerjinin Dünya’dan omurganın başına sonra da omurgadan yukarı hareketidir. Bu yılan/ateş gerçek üstünü göstermektedir.

Queyzalcoatl, ‘Tüm Amerika kıtası bir eagle veya akbaba ile temsil edilmektedir. Amerika’nın bu zamanlar için meşaleyi alacağı söylenmiştir. Kanatlardan biri fiziksel ve diğeri materyali temsil etmektedir. Ruhani kanat yükselmeye devam etmelidir. Her iki kanat dengede olduğunda, Amerika kendi ruhani ve materyal kaynaklarını bir araya getirecektir.’
HOPİLER, MAYALAR VE DİĞER YERLİ AMERİKALILAR 2000 YILINDAKİ DÜNYANIN SONU HAKKINDA NELER ÖNGÖRDÜLER?
Hem Hopiler hem de Mayalar bir Dünya Çağının sonuna yaklaşmakta olduğumuzun farkındalar. Ama Hopiler herhangi bir zaman dilimi belirtmezken Mayalar, (hesaplama tekniğinize bağlı olarak) yüce 13. Baktun döngüsü ya Aralık 24, 2001’de yada 6 Haziran 2012’de sona erecek olan bir takvim sistemine sahip. Yanlı her iki durumda da Hopi ve Maya büyükleri her şeyin sona ereceğini kehanet etmemişler. Daha ziyade bu bir Dünya Çağından diğerine geçiş zamanıdır. Verdikleri mesaj, bizi bekleyen geleceğe nasıl gireceğimizin kararını vermekle ilgilidir. Ya direniş ya da kabulleniş ile olacak olan geçişimiz geçişin afetimsi değişikliklerle mi yoksa kademeli bir huzur ve sakinlik içersinde mi olacağını belirleyecektir. Aynı tema, Siyah Geyik’ten Güneş Ayısına kadar pek çok Yerli Amerikan kahinlerinin kehanetlerinde görülmektedir. Gelecek yazgımız ile ilgili kararlar alabileceğimiz kavramı yalnızca Yerli Amerikan kehanetlerinde bulunmaz fakat gelecekten haber veren tüm gerçek ifadelerde yer alan temel bir unsurdur. Gerçek kehanetin, yalnızca insanın karar verme yetisi üzerine kurulu gelecek seçenekleri üzerine değil insan davranışının hem kollektif hem de bireysel olan saklı güdüleri ve huyları üzerinde bir yansıma görevi görmesi gerekmektedir. Bu nedenle gerçek kehanet sırf bir tahminin ötesindedir. Amacı potansiyel bir kehanetten öğrenilecek dersi vermektir ve eğer mümkün ise ders kabul edilir ve önceden işleme konulur. Dolayısıyla geleceğin yönü değiştirilebilir ve kehanette bulunulmuş olaylar için farklı bir yol gerçeğe dönüştürülebilir.
Bu bağlamda, 2000 yılı sabit nokta olmak üzere şimdi ile 2012 yılı arasındaki dönem önemli kararların alınacağı bir karar zamanı ve gelecek için sayısız zaman çizgilerinin mümkün olduğu bir dönem olarak şekilleniyor gibi. Gerçek kehanet bu farklı zaman çizgilerinin ne olduğunu ve doğru kararları nasıl alabileceğimizi belirleyen bir kılavuz gibidir bizim için.
MAYALARI DESTEKLEYEN DÜNYADA Kİ DİĞER KEHANETLER

Gregoryan takviminin büyük bir dönüşü bizi yeni binyılın eşiğine getirdi. Gezegenin heryerinde insanlar bir başlangıcın uyandırdığı bir tür beklenti, heyecan ve endişe ile dolular. Yalnız bu yeni çağın ruhu ile bir olmaya dair yardım almak için takvime bakan herhangi birimiz muhtemelen hayal kırıklığına uğrarız. Zamanın yıllara, aylara ve günlere bölünmesinden başka çok az şey verilmektedir. Aksine, Meksika ve Orta Amerika’da ve özellikle geleneksel Mayaların yaşadığı bölgelerde bulunmuş olan bunun gibi kutsal bir takvimin çalışma sistemi ona bağlı olanları sezgi ve enerji ile güçlendirecek bir sembolizm zenginliği sunmaktadır.
Şüphesiz, dünya üzerindeki bütün takvimler insan yapımı göreli yapılardır. Genellikle güneş yada ay yılı gibi belli göksel olaylar ile uyuşma üzerine kuruludurlar. Maya takvimleri de bir istisna değildir ve bugünlerde Maya takvimi bizim 21 Aralık 2012 dediğimiz güne dikkat çekmektedir. Mayalar yüzlerce yıldır bu Kış gündönümü gününde, sıra dışı astronomik bir olayın olacağının farkındadır, güneşin Samanyolu galaksisinin tutulumu ile nadir bir rastlaşması..
Evrensel olarak yeni başlangıçların yeri olan Batı yönünde Mayalar CHICCHAN (okunuşu çiikçan) hiyeroglifini yerleştirir. CHICCHAN, durmadan artık bize hizmet etmeyeni bir deri gibi üzerinden atma süreci ile yenilenen ve yeniden doğan yılan akıldır. Fiziksel beden bir yaşam bitip diğeri başladığında belirli aralıklarla özgür bırakılan evrimsel bir deri olarak görülebilir. Beden nihayetinde, Mayaların Kultunlilni adını verdiği bir tür güneş enerjisi tarafından beslenmektedir. Kultunlilni tüm insan büyümesini ve gelişimini güçlendiren hayati yaşam gücüdür. Bu çok önemli yaşam gücü Hindu kozmolojisinde yılan gücü: Kundalini olarak bildiğimiz güç ile aynıdır. Kundalini her bir bedeni ve o bedenin sahibini solar bilgeliğin potansiyel çok güçlü bir kaynağına dönüştüren yüce evrimsel güçtür. Ama hatırlamamız gereken önemli bir nokta var ki o da bu birincil, çok yakın ve çok güçlü bilgelik kaynağına bu kutsal hediyeyi taşıyan bedenlerimizin aslında bize söylediklerini duyabileceğimiz noktaya kadar ulaşabileceğimizdir. Kaçınılmaz olarak bu süreç esnasında çok kuvvetli bir çekim ve sevgi hissettiklerimize doğru döneriz.
Milenyum (Yeni Binyıl) ne demek oluyor?

Görüş birliği içinde işaret edilen şu ki, Hint geleneğinin Kali Yuga (Karanlık/Cehalet Çağ) olarak adlandırdığı devirden çıkmak üzereyiz ve tüm yalanların meydana çıkıp geçmişte kalacağı Satya Yuganın (Gerçeğin Çağı) eşiğindeyiz. Bu iki Yugayı bağlayan Yugaya, Krita Yuga (Geçiş Çağı) deniyor.
Bu, öyle görünüyor ki, Batılı astrolojik perspektifte, Balık Burcu Çağından Kova Burcu Çağına geçişimizle ilgili yoruma tekabül ediyor. Kova Burcu Çağının başlangıcı bize ruhani uyanıştan, tek tek her insanın, kendi ruhsal benliğinin farkındalığı ile, mükelleşmesinden dem vurur. Yeniden doğuş ve dünyada fevkalade bir ruhsal gelişme dönemi. Bütün bunlar, çok daha fazla neşenin ve pozitifliğin var olacağı bir dönemi müjdeliyor.
Yine, Hıristiyan geleneğinde genel olarak kabul edilen, Milenyumun 2000 yılı civarında başlayacağı fikridir. ABD, Webster 9. Collegiate Sözlüğü 1983 baskısında Milenyumun tanımı şöyle geçer “Vahiyler Kitabı 20. Bölümde bahsedilmiş olan Kutsal’ın hakim olacağı Binyıl. Büyük saadet ya da insanın mükemmelliği devri”.
İslam geleneğinde, Kuran-ı Kerim ve Hadislerde gelecekteki Kıyamet (Ahir Zaman) olarak bilinen yargı ve diriliş zamanından bahseden bir çok örnek vardır. Peygamber’in hadislerinde bu dönemin 1400 yıl (Hicri Takvim) sonra geleceği işaret edilmiştir. Bu da, görüleceği gibi ufuktaki Milenyum ve 21. yüzyıla rastlamaktadır.
Budistlere göre, simgesel zaman çarkı, Dharma Tekerleğinin Lord Buddha’nın zuhurundan beri ilk kez 2500 yıl sonra dönmeye başlayacağı ile ilgili birtakım beklentiler vardır. Gautama Buddha, öğretilerinde tekerleğin her dönüşümünün yeni bir başlangıca ya da insanlığın yeniden doğuşuna işaret ettiğini açıkça aktarmıştır.
Kudüs’lü şövalye John’un (11.yy) Kehanetler Kitabı şunları aktarır: “Bu Binyıldan sonra gelecek Binyıl aydınlık bir devire dönüşecek. İnsanlar sevecek ve paylaşacak ve hayal edecekler ve hayaller gerçek olacak.” Ve devamında şunu ekler “İnsanlar, her bireyin ufak bir parçasını oluşturacağı, tek büyük bir vücut olacak. Beraberce tek bir yürek olacaklar ve tek bir dil konuşacaklar”. “İnsanlar, cennete erişmiş olacaklar”. “İnsan her şeyin Ruhunu bilecek.” “İnsanlar ikinci kez doğacaklar ve Ruh içlerine girecek.”
Muhtemelen, Kadim Roma Dönemi gizli kehanetleri de (Sibylline Oracles) geleceğin ne getirebileceğine dair kolektif vizyona katkıda bulunmuştur. Örneğin, “Ahlaksızlık dünyayı terk edecek ve kutsal okyanusun diplerine batacak”.
William Blake (1757-1827) ‘Cennet ve Cehennemin Evliliği’ yapıtında Musevi geleneğinden söz eder. 14.Bölüm şöyle devam eder; Altı bin yıl sonunda dünyanın ateşe düşürülüp, yok edileceğine dair, çok eski geleneksel rivayet doğrudur. Melek yanan kılıcı ile yaşam ağacındaki korumasını bırakması emrini aldığı ve bunu yaptığı zaman yaratılan her şey yok olacak ve şimdi sınırlı ve yoz görünen, sonsuz ve kutsal olarak tezahür edecek. Eğer algı kapılarını temizlersek her şey insana, gerçekte olduğu gibi, sonsuz görünecektir. İnsan kendi içine öyle kapanmış ki her şeyi kendi mağarasının dar yarığından görüyor.
var addthis_language = 'en';var addthis_options = 'email, favorites, digg, delicious, myspace, google, facebook, reddit, live, more';


En son cantar tarafından Cuma Nis. 30, 2010 6:04 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Empty
MesajKonu: MAYA MEDENİYETİ İLE İLGİLİ VİDEO GÖRÜNTÜLERİ   MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeCuma Nis. 30, 2010 5:44 pm

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Ndd_5pqJ

AMCA BİR DE BANA YABANİ DERSİN MODERN BİR İNSAN OLAMAZSIN DERSİN BAK BU DANSI NASIL YAPABİLİYORUM SENDE YAPABİLİRMİSİN.HATTAP'A DA ÖĞRETECEĞİM BU FİGÜRLERİ.....
SELAMLAR METİNNNNN.... MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_cool MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_lol


MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Mayalarn1ew8001bi6


MAYA UYGARLIĞI / VİDEO

Oca.07, 2009 in Kategorilenmemiş



MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Mayalarn1ew8001bi6

National Geographic – Mayaların Kayıp Krallıkları (VCD) Türkçe
http://rapidshare.com/files/14845731/Mayalar.part1.rar
http://rapidshare.com/files/14849679/Mayalar.part2.rar
http://rapidshare.com/files/14854254/Mayalar.part3.rar
http://rapidshare.com/files/14859046/Mayalar.part4.rar
http://rapidshare.com/files/14864166/Mayalar.part5.rar
http://rapidshare.com/files/14864674/Mayalar.part6.rar


En son cantar tarafından Cuma Nis. 30, 2010 6:00 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Empty
MesajKonu: MAYA'LARLA TÜRKLER'İN ORTAK ÖZELLİKLERİ   MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeCuma Nis. 30, 2010 5:47 pm

MAYALARLA TÜRKLER AKRABA ÇIKTI


”Yakut Türkleri ile Mayalar akraba
Araştırmacılar, yeni DNA çalışmalarında Sibirya’daki Yakut Türkleri’yle yerli Amerikalılar arasında yakın akrabalık bulunduğunu ortaya koydu. İşte şaşırtan genetik benzerlik:
Stanford Üniversitesi’nden Richard M.Myers başkanlığındaki ekibin, Science dergisinde yayımlanan çalışmasında, 51 halktan 938 kişinin genetik ayrıntıları incelenerek, insanların nasıl benzer ya da farklı olduğunun kanıtı ortaya kondu.
Çalışmada ortaya çıkan bulgulardan biri de Sibirya’da yaşayan Yakut Türkleri’yle Meksika, Orta Amerika, Kolombiya ve Brezilya’da yerli halklar arasında bulunan genetik benzerlikler oldu. Yakutlar ile Amerika’da akrabalıkları bulunan yerli halklara Orta Amerika’da Mayalar, Brezilya’da Surui ve Karitianalar dahil.
Araştırmacılar, Yakut Türkleri’yle, deniz seviyesinin daha alçak olduğu dönemde kara köprüsü üzerinden Sibirya’dan geçtiklerine inanılan yerli Amerikalılar arasında yakın akrabalık bulduklarını belirttiler. Bulguların, insanların Amerika’ya muhtemelen 12 bin ila 30 bin yıl önce var olan kara köprüsüyle Bering Boğazı’nı geçerek Sibirya’dan göçtüğü teorisine uygun olduğuna işaret ediliyor. Daha önceki araştırmada, Yakutlar’la Amerikalılar arasında genetik bağlantının ortaya konulduğu, ancak yeni bulgularda daha derin genetik bağlantı ortaya çıktığı belirtiliyor.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Empty
MesajKonu: MAYA'LARIN ASTRONOMİ ve MATEMATİK BİLGİLERİ   MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeCuma Nis. 30, 2010 5:54 pm

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Web_animasyon_2

METİİİİİİN EFENDİİİ KAÇMA KAÇIP DURMA BU OK MUHAKKAK BİRYERLERİNE SAPLANACAK KURTULUŞUNN YOKK..... MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_cool MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_lol

Mayaların Astronomi Bilgileri
Mayalardan günümüze gelen ve Kodeks olarak isimlendirilen üç kitapta, Mayaların yaşantılarına ve astronomi ilimlerine dair önemli bilgiler bulunmaktadır. Madrid Kodeksi, Paris Kodeksi ve Dresden Kodeksi olarak adlandırılan bu üç kitaptan, Dresden Kodeksi Mayaların astronomi hakkında ne kadar çok bilgiye sahip olduklarını göstermesi açısından çok önemlidir. Mayalar oldukça karmaşık bir yazı stiline sahiptirler ve bugüne kadar Maya yazısının %5-%30′luk kısmı çözülebilmiştir. Bu bile, Mayaların ne kadar ileri bir bilim seviyesine sahip olduklarını göstermek için yeterli olmuştur.



MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 0001gb1

Venüs yörüngesinin her 6000 yılda bir gün geri alınmasının gerekli olduğunu tespit edecek kadar mükemmel bir astronomi bilgisi, geçmişte yaşamış insanların nasıl bir medeniyete sahip olduklarını göstermesi bakımından önemli bir örnektir.









Örneğin; Dresden Kodeksi’nin 11. sayfasında Venüs gezegenine dair bilgiler bulunur. Mayalılar bir Venüs yılını 583.92 gün olarak hesaplamışlar ve bu rakamı yuvarlayarak 584 gün olarak kabul etmişlerdir. Bununla birlikte binlerce yıllık Venüs devrelerini çizimleriyle ortaya koymuşlardır. Aynı kodekste iki sayfa Mars’a, dört sayfa Jüpiter ve uydularına ait bilgilere, sekiz sayfa da Ay’a, Merkür’e, Satürn’e ayrılmıştır. Bu sayfalarda, sözü edilen gezegenlerin Güneş etrafındaki dönüşleri, Güneş’le birlikte hareketleri, gezegenlerin birbirleriyle ilişkileri, Dünya’yla ilişkileri gibi oldukça karmaşık hesaplamalarla belirlenen bilgileri açıklamışlardır.
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 60531697sp2





Pek çok araştırmacı yanda görülen resmin Mayaların uzay aracı kullandıklarını sembolize eden bir resim olduğuna inanmaktadır.







Mayalıların astronomi bilgisi, Venüs yörüngesinin her 6000 yılda bir gün geri alınmasının gerekli olduğunu tespit edecek kadar mükemmeldir. Böyle bir bilgi birikimini nasıl edindikleriyse, günümüzde halen astrologlar, astro-fizikçiler ve arkeologlar tarafından tartışılmaktadır. Günümüzde böyle karmaşık hesaplar bilgisayar teknolojisinin yardımıyla yapılabilmektedir. Bugünün bilim adamları uzay hakkında bilgilerini, her türlü teknolojik ve elektronik cihazla donatılmış gözlem merkezlerinde ve üslerde edinmektedirler. Mayalar ise bundan 2000 yıl önce günümüz teknolojisiyle ulaşılan bilgi ve hesaplamalara sahiptirler. Bu durum bir kez daha, toplumların sürekli olarak sözde ilkellikten medeniyete doğru ilerledikleri tezini geçersiz kılmaktadır. Tarihte yaşamış pek çok toplum, günümüz toplumları kadar hatta bazılarından çok daha ileri bir medeniyet seviyesine sahiptir. Ve günümüzde de geçmişte yaşamış toplumların seviyesine dahi ulaşamamış gerilikte yaşayan birçok toplum bulunmaktadır. Kısaca, medeniyet kimi zaman ileri, kimi zaman geri gitmekte, kimi zaman da hem ileri hem geri medeniyetler aynı dönem içerisinde yaşayabilmektedir.

HALA MI ESKİ İNSANLARIN, KAVİMLERİN, GERİ OLDUKLARINA MAĞARALARDA YAŞADIKLARINA MEDENİYETİ VE BİLMİ TANIMADIKLARINA İNANIYOR MUSUNUZ? O ZAMAN DEVAM EDİN DİĞER BÖLÜMÜDE OKUYUN…


MATEMATİK UZMANI MAYALAR
MÖ 1000 yıllarında Orta Amerika’da, diğer medeniyetlerden oldukça uzakta yaşayan Mayalar, tıpkı Mısır, Yunan veya Mezopotamya’daki uygarlıklar gibi gelişmiş bir medeniyet oluşturmuşlardır. Mayaların en önemli özelliği ise, astronomi ve matematik alanındaki çalışmaları ve oldukça karmaşık yazı dilleriyle bilime öncülük etmiş olmalarıdır.


MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 16922193ei2
Taş üzerindeki detaylı işleme, Mayaların taş işçiliği için gerekli teknik alt yapıya sahip olduklarını göstermektedir. Çelik eğeler, levyeler ve benzeri aletler olmadan bu işçiliğin yapılması neredeyse imkansızdır.

Kral Hanab Pakal döneminde inşa edilmiş olan tapınak (Altta)
Cichen Itza’daki Savaşçılar Tapınağı (Solda üstte)
Rosalila yapıtının Batı binasının üst kısmı (Üstte sağda)
Mayaların zaman, astronomi ve matematik alanlarındaki bilgileri, kendi dönemlerinin Batı dünyasının bilgisinden bin yıl ilerideydi. Mesela Dünya’nın bir yıllık dönüşü hakkındaki hesapları, bilgisayar icat edilmeden önce yapılan hesaplardan daha kesin ve hatasızdı. Matematikte sıfır kavramı, Avrupalı matematikçilerin keşfetmesinden bin yıl önce Mayalar tarafından kullanılıyordu. Matematikte kendi çağdaşlarından çok daha gelişmiş rakamlar ve işaretler kullanmışlardı.



Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Onlar, güç bakımından kendilerinden daha üstün idiler toprağı alt-üst etmişler (ekmişler, madenler, sular arayıp çıkarmışlar) ve onu, kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi… (Rum Suresi, 9)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Empty
MesajKonu: MAYA MEDENİYETİ   MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeCuma Nis. 30, 2010 11:06 pm

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Mayalar_thumb%255B4%255D
CANTAR AMCA SU GELEN LÜTFÜYE BENZİYOR
METİN O GELEN HATTAP
AMCA YAA SANA KOR DİYORUM AMA ASİL KOR BENİMMM .... MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_cool MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_lol



MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Maya MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Aztec_calender

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Mayat4

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Maya8 Mayaların Hesap Yöntemleri
Mayaların noktalarla çizgilerden oluşan hesap yöntemlerinin atasının Olmekler oldugu ortaya çıkmıştır çünkü met basitçe su anlama gelir: Dünya tarihini Uzun Zaman döngülerinden oluşan, Çağlar aracılığıyla bölümlere ayırma mantığı, sanıldığından cok daha eski BİR uygarlığın Mayalara bıraktığı mirastır. Ayşe miras sayesindedir ki o şaşırtıcı duyarlılıktaki takvimin hesabına edat içinde bulunduğumuz oğlu Çağın, Beşinci Güneş'in, İ.Ö. 3113 yılının Ağustos ayında başladığı ve 2012 yılının Aralık ayında da Sona ereceği hesaplanabilmiştir.</SPAN>
[Size = 9]Mayalar sıfırı bilen Toplum olarak da bilinirler. Aslına bakılırsa, olmamı korunan Maya dokümanlarının cogu, 'hesap' ile ilgili Belge parçacıkları. Ama bunlar, astronomik hesaplar; sıradan matematik işlemleri Aliyormusun. Eldeki Maya belgeleri arasında en iyi durumdakilerden Biri sayılan Dresden Kodeksi de bunlardan Biri. İçerdiği matematiksel hesaplar ve Sayısal ifadeler, bütünüyle gökyüzüne yönelik.[/ Size]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Maya9 MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Mu12 MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Maya-takvimiMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 60125_0

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR TikalMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Mayagi5MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR MayatakvimiMAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Palenque-carving-cc-mike-nl

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Mercek.1.9MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 34378994of3



MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Maya

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Huaynapicchuhillandmachupicchu
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Maya14qe9
ile yüklendi ImageShack.us
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Maya11kn3
ile yüklendi ImageShack.us
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Maya9vk2
ile yüklendi ImageShack.us

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 59999338yh9
METİN BAŞLIYACAM birsey SAĞINDAN SOLUNDAN SU Topu DOĞRU DÜRÜST KURALLARA UYGUN OYNIYACAKSAN hilesi ARTIK YADA ÇIKTIĞI GİT OYUNDAN ...... MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_cool MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_lol


MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 0601

MERHABAAAA NASILSINIZZZZ BEN METİNİİİİİİN SÜLALESİNDEN MAYA ÜLKESİNDENNN ZIRZOP HÜSSAMMMM ..... MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_cool MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_lol

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Cheddar_gorge

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Balkondakimayalarct9
ile yüklendi ImageShack.us

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Mayan1

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 248px_maya_svg_1237460364

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR San_Agustin_parque_arqueologic

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 3660E96EF3503A4D9A4DB4E5b MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 76

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Y02fk3

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Image003

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Maya+k%C4%B1yamet

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 14247

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Table

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Maya_takvimi_roportaj_fatih_kecelioglu_2012_tasavvuf_16

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Tepe

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Displayer

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 18it0

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 1



MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Gericault_Study_for_Raft_of_the_Medusa_2
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Empty
MesajKonu: Geri: MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR   MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_minitimeC.tesi Mayıs 01, 2010 3:33 am

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Animasyon-hayvan-resimleri-1

METİN BEY İKİDE BİR ARKANIZI DÖNÜN DEMENİZDEN SIKILDIK SAYENİZDE PODYUM MANKENİ GİBİ OLDUK YAAA... MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_cool MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR Icon_lol

Maya uygarlığının kaçınılmaz Sona mahkûm ihtişamı, Güney Meksika ve Orta Amerika Yağmur ormanlarının şekillendirdiği BİR sahnede yeşerdi. Klasik Maya uygarlığı topraklarda Altın çağını yaşadı araya geldi. Ayşe makalede Gale, Klasik-öncesi kökleri 3000 Yıl öncesine uzanan BİR kültürün Gelişim evrelerini belirlemek amacıyla Yeni BİR kanıtı ele alıyoruz. Ayşe Kanıt, muhteşem BİR saltanatın hüküm sürdüğü ve Palenque Kralı Pakal'a ait ölüm maskesi hazırsındır şaheserlerin yaratıldığı Yeni BİR çağı başlatan olayın, Bir Savaş beyinin Orta Meksika'dan olduğuna işaret ediyor topraklara ulaşması bir araya geldi. Ama her çıkışın BİR inişi var. Ve Bizim öykümüzün Oğlu BÖLÜMÜ de Klasik Maya uygarlığının çöküşünü hızlandıran-ya da insan kaynaklı-felaketler dizisini Gözler önüne seriyor doğal.

[Size = 12]Yükseliş[/ Size]

Savaşçı Hükümdar

Yabancı, kurak mevsimin cangıldaki patikaları kurutup, orduların geçmesine Topçu Alay Komutanı verecek kadar sertleştirdiği BİR dönemde bölgeye ulaştı. Askerleri ile Birlikte Maya kenti Waka'ya girdi; tapınakları, Pazar yerlerini ve genis meydanları geçti. Sadece Güç gösterisinden Aliyormusun, aynı zamanda cok uzaklardaki BİR imparatorluk kentinin gösterişli giysileri, savaşçıların tüylerle bezenmiş başlıkları, mızrakları ve aynalı kalkanlarından da etkilenmiş olan kent sakinleri, şaşkınlıktan ağızları BİR Karis Açık, öylece kalakalmış olmalıydı araya geldi.

Cok eski dönemlere ait yazıtlar günün tarihini 8 Ocak 378, yabancının adını İMKB Doğan Ateş olarak veriyor. Doğan Ateş, günümüz Guatemala topraklarındaki Waka'ya, Meksika'nın Dağlık bölgelerindeki Büyük BİR gücün elçisi olarak gitti.
İzleyen onlarca yılda ADI, Maya topraklari boyunca dikilen anıtlara kazındı. Ve ondan Kalan mirasla Mayalar bes Yüzyıl Süren BİR Altın Çağ yaşadı ...

[Size = 12]ÇÖKÜŞ[/ Size]

Ölümcül rekabet

800 YILINDA BİR GÜN, Sakin Maya kenti Cancuén BİR kasırgayla altüst oldu. Kral Kan Maax felaketin yaklaştığını biliyor olmalıydı ki, 200 odalı sarayının Yollarina alelacele eğreti siperler ördürdü. Ama tamamlamak tıklayın randımanlı Zamani olmadı.

Saldırganlar kentin eteklerini hızla asti ve Cancuén'in ritüellerin yapıldığı kalbine Akın etti. Saldırının hızı, günümüzde dahi belirgin. Yarım kalmış inşaat Alanları, yıkık dökük TAŞ yığınlarıyla Dolu. Yarısı yontulmuş anıtlar patikaları doldurmuş. Kap kacak, saray mutfağına saçılmış BİR halde ...

İstilacılar 31 kişiyi rehin Aldi. Rehinelerin kalıntılarıyla Birlikte bulunan Mücevher ve Süsler, kraliyet Ailesi üyeleri, olasılıkla Kan Maax'ın uzak da daha BİR Kere fethedilen DİĞER kentlerden gelmiş Soylu misafirler olduklarını gösteriyordu ya akrabaları. Rehineler arasında kadin ve çocuklar da Vardi; kadınlardan ikisi hamileydi. Rehinelerin tümü sarayda ritüellerin yapıldığı avluya götürülerek BİR BİR öldürüldü.

(...)

Katillerin da neyin peşinde oldugu bilinmiyor ya kim. Görünüşe edat Ganimet peşinde değillerdi. Yeşimden yapılma yaklaşık 3600 parçaya el sürülmemiş; saraydaki ev eşyaları ve Cancuén'in dev mutfağındaki seramikler oldugu hazırsındır bırakılmıştı. Ama Oğlum birkaç yıldır bazı kanıtları Gün ışığına çıkaran arkeologlara edat istilacıların mesajı açıktı. Vanderbilt Üniversitesi'nden, "Cesetleri sarnıca koyarak kuyuyu zehirlediler," diyor Arthur Demarest arkeolog. Ayrıca Cancuén'in TAŞ anıtlarındaki çift Sayfalar tasvirlerin yüzlerine hasar verdiler ve heykelleri yüzüstü devirdiler. "Alan, ritüele Uygun olarak edilmişti gider."
[Size = 16]Sorguçlu Ev[/ Size]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 32670032hc3

Yucatán Yarımadası'ndaki Uxmal kenti, DİĞER Klasik Maya merkezlerinden cok Gale da gelişmeyi sürdürdü. Çatısındaki sorgucu andıran süslemeleriyle dikkati çeken Güvercinler Evi, 9. yüzyılda güneydeki Maya kentleri felaketle boğuşurken Insa edildi.

[Size = 16]Ölüm Maskesi [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 67597565ht8

[/ Size]
[/ Size] 340 yeşimle Süslü ölüm maskesi Kral Pakal'in yüzünü ölümsüzleştiriyor bir araya geldi. Yazıtlarda Pakal'in bedava oldugu yetmiş Yilin sekizini aşırı masraf yapılan mezarını hazırlamaya harcadığı belirtiliyor. 28 Ağustos 683'te öldüğünde maske hazırsındır yeşimden yapılmış Büyük BİR kolye, küpeler, yüzükler, gerdanlıklar ve bileziklerle Birlikte, sonraki kuşakların Büyük Saygı gösterdiği BİR tapınağın altına gömüldü araya geldi.

[Size = 16]Farklı Tarz [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 10867800lp1

[/ Size]
[/ Size] Doğan Ateş'in resimde betimlenen gözlükleri ve MIZRAK Atıcı vb bir araya geldi. Yabancı tarzdaki bir araya geldi efsanevi liderle bağlarını güçlendirmek isteyen Maya kralları tarafından da benimsendi ile Aksesuarları kuşamı giyimle.

[Size = 16]Taştaki Tarih [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 16973086va1

[/ Size]
[/ Size] Maya uygarlığının ana kentlerinden Tikal'deki TAŞ Anıt, Doğan Ateş'in 378'de kente gelişi anısına yapılmış. Şekli, Doğan Ateş'in yaşadığı Orta Meksika'ya Özgü-tüylerle süslenmiş-top sahası işaretlerini andırıyor. Sapındaki yazı Doğan Ateş'i, üstteki madalyonda BİR BAYKUŞ ürünleri Ürünleri ve BİR MIZRAK atıcıyla betimlenen, MIZRAK Atıcı BAYKUŞ ürünleri Ürünleri adındaki gizemli hükümdarın elçisi olarak tanımlıyor. DİĞER kaynaklar İMKB Doğan Ateş'in, MIZRAK Atıcı Baykuş'un oğlunu Tikal'in Yeni kralı olarak tahta oturttuğunu belirtiyor.

[Size = 16]Tütsülükteki Savaşçı [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 25480687tf4
[/ Size]
[/ Size]
Tütsülüğün kapağında, kelebek şeklinde BİR burunsak ve kartal biçimli miğferiyle Teotihuacan Tarzi giysiler kuşanmış BİR savaşçı betimlenmiş. Ayşe ve benzeri PEK cok buluntu, Teotihuacan halkının Mayalarla Birlikte yerleşim kurmuş olabilecekleri Güney Guatemala'da Gün ışığına çıkarıldı.

[Size = 16]Yok Edilen Rakip [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 34378994of3

[/ Size]
[/ Size]Maskeli rahip, Doğan Ateş'in rakiplerini ortadan kaldırma Planı uyarınca Genç BİR kralı kurban ediyor.

[Size = 16]Sırlar Açığa çıkıyor [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 66397281fx7

[/ Size]
[/ Size] Fırtınalı Gökyüzü adli Tikal hükümdarı tarafından yapımı emredilen ve 31 no'lu Stel olarak bilinen sütun, dikilmesinden yaklaşık 60 Yıl kez Doğan Ateş'in met topraklara ayak basmasını-ve aynı Gün istilacı Savaş beyinin emriyle yaşamını yitiren Tikal kralının öldürülmesini-anlatıyor . Ayşe Anıt 1960'ta keşfedildiğinde Maya yazıları henüz çözülmeye başlamıştı. Ayşe nedenle Doğan Ateş'in adi (üstte, Solda) bir kez, kabartma şekline bağlı olarak Duman Tüten Kurbağa olarak okunmuştu. Maya yazı sisteminin çözümlenmesiyle 31 No'lu Stel de sırlarını açığa vurdu.

[Size = 16]İnce Zevk [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 87904688av8

[/ Size]
[/ Size] Ayşe Yeşim kap ve üzerindeki, krala Benzer figürüyle dikkat çeken Süslü kapak hazırsındır objeler Mayaların sanatsal becerilerinin tanığı. Ayşe topraklarda Yeşim, egzotik Deri ve tüy hazırsındır Lüks malların Ticareti yapılıyordu.

[Size = 16]Kakao Ağacı[/ Size]
[Size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 10tk0

[/ Size]Büyük Okyanus kıyısındaki kakao Diyari Guatemala'da bulunan tanrıça biçimindeki met kap, filiz veren kakao çekirdeği kabuklarıyla BİR kakao ağacını canlandırıyor. Mayalar para olarak kullandıkları çekirdeklerden ayrıca soyluların törenlerde içtiği baharatlı BİR İçecek elde ederlerdi. Günümüzde tohumları mayalandırıp kuruttuktan Gale öğütme yoluyla kakao ve çikolata yapılır.

[Size = 16]Ruh Çağırma [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 11vc4

[/ Size]
[/ Size İS 600 dolaylarında yapılmış met miğferli Cuce, Kuzey Guatemala'daki Waka'da DİĞER 22 figürinle-cüceler, saray mensupları, üst Oyuncuları, Bir Saman, Bir kraliçe ve BİR bedava]-Birlikte ortaya çıkarıldı. Arkeologlar met mezarın Tzih Bahlam (Güzeş Yüzlü Jaguar) adıyla anılmış olabilecek BİR hükümdara ait oldugu kanısında. Kazi ekibinin Basında bulunan David Freidel, "Figürinlerin Olmuş BİR kişinin Ruhunu atalarına göndermek üzere yapılan BİR Ruh çağırma törenini Tasvir ettiği söylenebilir," diyor arkeolog. "Ayşe figürler atalara ya da dönemin saray figürler olabilirler ait mensuplarına."
Kaynak: GeldiK http://www.geldik.com/eski-uygarliklar-ve-dunya-tarihi/9717-mayalar-yukselis-ve-cokus-mayalar-yukselis-ve-cokus-hakkinda.html

[Size = 16]Hayat Öpücüğü [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 12xg8

[/ Size]
[/ Size] Kemikten BİR taburenin üzerinde oturan yanıma yaşlı tanrı, elinde BİR insan kafası tutuyor. İhtisas Grubu Seramik tütsülük, Teotihuacán'ın Maya bölgesine saldırısını planlayan MIZRAK Atıcı Baykuş'un Oğlu olan Tikalli Kral Yax Ayiin'in beşinci yüzyılın tür dönemlerine ait mezarında bulunmuş. Yakıldığında, ağzından Yükselen Duman, elinde tuttuğu kafann çevresini sarıyor. Ayşe Figür, tanrıların insana hayat üflemesini simgeliyor olabilir.

[Size = 16]Yas [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 13fb4

[/ Size]
[/ Size] Kral Kinich Yax Kuk Mo (Parlayan Ketzal), günümüzde Honduras topraklarında yer alan Copán'da, sunular arasında yatıyor. Burada Basında yas tutan eşiyle Birlikte resmedilen kral, Teotihuacánlıların da desteğiyle, 426 yılında BİR hanedanlık kurmuş ve met hanedanlık Dört Yüzyıl boyunca varlığını sürdürmüştü.

[Size = 16]Süpergüç [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 14xi7

[/ Size]
[/ Size] Tikal'in, Kuzey Guatemala'daki Yağmur ormanından Yükselen Büyük Jaguar Tapınağı'nın kalıntıları, Hala kentin eski hükümdarlarının görkemini yansıtıyor. Erken dönem Maya kent devletlerinin en büyüklerinden Biri olan Tikal, Orta Meksika'dan gelip 16 Ocak 378'de met topraklara ayak basan istilacı ordunun tür hedefiydi. İzleyen bes Yüzyıl boyunca Tikal, Maya Dünyası genelinde müttefikleri ve düşmanlarıyla BİR süpergüç haline geldi.

[Size = 16]Pakal'in Mirası [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 15sa6

[/ Size]
[/ Size] Güney Meksika'da BİR dağının yamacına kurulan Palenque, Maya egemenliğindeki toprakların Batı sınırını belirliyor. Buradaki yapıların cogu, 7. yüzyılda hüküm Süren ve Yazıtlar Tapınağı'nda (Solda) gömülü olan Pakal tarafından Insa edildi. Tikal'in müttefiki olan kent 800 dolaylarında, Tikal'in düşmanı Calakmul'un müttefiki Toniná tarafından yenilgiye uğratıldıktan Gale gücünü kaybetti.

[Size = 16]Gökyüzüne Yakin [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 16rk0

[/ Size]
[/ Size] Uxmal'de Büyücünün Evi'nin Uzun pozlamayla çekilen met fotoğrafında yıldızlar Parlak şeritler oluşturuyor. Mayalar Göksel hareketleri yakından inceledi ve Güneş yılını Temel alan kesin BİR Takvim yarattı. Ayrıca, Savaş ve kurban etme törenleri hazırsındır önem taşıyan olayların zamanlamasını Venüs'ün ve belki de Jüpiter'in yörüngesine edat yaparak, ve yer gök arasında mistik BİR bağ kurdular.

[Size = 16]Taştaki Sus

[/ Size]
[Size = 16][Size = 9]MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 17ic8[/ Size][/ Size]

Yucatán'da yer alan Kabah, Bir sacbe (TAS GEÇİT) ile bağlandığı Uxmal'in Süslü Mimari tarzını paylaşıyor. En Ünlü Anıtı olan Maskeler Sarayı, Uzun burunlu Yağmur Chac'ın 260 betimlemesini taşıyor tanrısı. Ayşe Kıraç alanda birçok yapıda yinelenen met motif, olasılıkla Yağmur yığmak Click kullanılıyordu. Burunlar imkb kutsal tütsüyü koymak Click kullanılıyor olabilir.
Kaynak: GeldiK http://www.geldik.com/showthread.php?t=9717

[Size = 16]Görkemli Tapınak

[/ Size]
[Size = 16][Size = 9]MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 18ww8[/ Size][/ Size]

Savaşçılar Tapınağı, güneydeki kentlerin düşmesinden cok Uzun BİR süre Gale, 1000 yılının ardından BİR ticaret Merkezi olarak zenginleşen Kuzey Yucatán'da yer alan Chichén Itzá'da Egemenlik mesajı veriyor. Tapınağın içindeki Duvar resimleri, ticari malların kara ve deniz yoluyla iletilmesini betimliyor. Dıştaki kare sutunlarda imkb tüylerle Süslü başlıklar giymiş, silahlı figürler görülüyor.

[Size = 16]Taş Basamaklar

[/ Size]
[Size = 16][Size = 9]MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 19xl6[/ Size][/ Size]

La Iglesia (Kilise) adi verilen Piramit, Cobá'da (Yucatán) Yağmur ormanı üzerinde yükseliyor. Hakkında fazla Bilgi olmayan met Tarihi alanin sadece Küçük BİR BÖLÜMÜ -80 kilometrekaresi-Maya kentlerini kaplayan bitki örtüsünden temizlendi. 1970'lerde turizmin gelişeceği umuduyla Insa edilen yoldan kez burayı sadece birkaç kişi Ziyaret etmişti. BİR dönemler din adamları ve tanrısal güçlerle donatılmış krallar Click ayrılan basmakları, günümüzde Karayipler'deki turları bölgelerinden gelen günübirlik ziyaretçiler tırmanıyor.

[Size = 16]Düşman Kardeşler

[/ Size]
[Size = 16][Size = 9]MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 20te6[/ Size][/ Size]

Olasılıkla Kardeş olan Iki bedava, 7. Yüzyıl başlarında Tikal'de talihsiz BİR kaderle doğdu. Balay Chan Kawiil henüz Küçük BİR çocukken Dos Pilas'ı yönetmeye gönderildi; Nuun Ujol Chaak imkb Tikal'in kralı oldu. BİR süre Gale Tikal'in Büyük rakibi Calakmul saldırıya geçerek Dos Pilas'ı yağmaladı ve ele geçirdiği Balay Chan Kawiil'in Tikal aleyhine dönmesini sağladı. Dos Pilas daha Gale Tikal'i bozguna uğrattı ve Balay Chan Kawiil, DİĞER bazı akrabalarıyla Birlikte kardeşini kurban etti. Dos Pilas'taki BİR merdivendeki yazıtta, "Kafatasından Dağlar oluştu ve nehirler hazırsındır kan Akti," diye belirtilir. Rekabetin sürmesi sonunda Klasik Maya uygarlığını çöküşe sürükleyen şiddet de başlamış oldu.

[Size = 16]Pahalı Aşırılık

[/ Size]
[Size = 16][Size = 9]MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 21ai0[/ Size][/ Size]

Elit kesimin büyümesiyle, Lüks Zengin ritüellere Talep arttıkça Maya toplumu Güç yitirdi ve Yaşam. Meksika'daki Yucatán Yarımadası'nın Batı kıyısı açıklarındaki Jaina Adası'nda çıkarılan met kil figürinde betimlenen örnekteki hazırsındır soylular değerli tüyler, Yeşim, deniz kabukları takıyor ve gösterişli başlıklar giyiyordu.
[Size = 16]
Tehlikeli Oyun

[/ Size]
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 22hs9

Mayaların Sometimes BİR Savaş ritüeli olarak oynadıkları top oyunu Kalin yastıklama gerektiriyor ve kaybedenlerin kafasının uçurulmasıyla oğlu bulabiliyordu. Cogu Zaman Iki ya da Üç Kişilik Iki takımla oynanıyordu ve Sometimes Güneş, ay ve Venüs gezegeninin hareketlerini temsil eden BİR oyun hazırsındır görünüyordu.

[Size = 16]Lüks İçinde [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 23fd9

[/ Size]
[/ Size] Eski Maya betimlemelerine dayalı met canlandırmada, Süslü giysiler içindeki soylular, krallarının yanında baharatlı çikolata yudumlarken görülüyor. Böylesine pahalı BİR alışkanlık, Maya soylularının gözlerini yaklaşan felaketler fırtınasını göremeyecek kadar radyasyonu ışınlanan kör farelerin etmiş olabilir.

[Size = 16]Ay Tanrıçası [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 24fg7

[/ Size]
[/ Size] Güzelliğin ve verimliliğin simgesi olan Ay tanrıçasıyla ilişkilendirilen Genç BİR kadin, belki de Maya seçkinlerinin cok sevdiği BİR İçecek olan baharatlı çikolatayı boşaltmak üzere Kapaklı BİR kavanozu yerleştiriyor. Uzun Basi Mayalara edat çift sayfalar insanların yaratıldığı kutsal madde olan Mısır koçanını andırmak üzere doğumdan başlayarak kafatasına şekil Verme geleneğini yansıtıyor. Büyük olasılıkla önemli BİR kişiyle Birlikte gömülen met figurin, Olmuş kişiye mükemmelsin dek besin sunmaya yönelikti.

[Size = 16]Karanlık Güçler [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 25dz2

[/ Size]
[/ Size]
Kraliyet gücünün met ürkütücü betimlemesinde, Toniná'daki (Meksika) BİR Duvar resminde BİR iskelet (en sağdaki) GERÇEK BİR insanınkine Benzer BİR profili olan, kesilmiş BİR Basi tutarken gösteriliyor. Solda, mitsel BİR kemirici, ritüellerde kullanılan BİR bohça içinde BİR Baş taşıyor. Wayob adi verilen met ruhlar, Maya krallarının düşmanlarını lanetlemek for yardımına başvurdukları ikinci benlik görevi üstleniyordu. Tüylerle kaplı Yapı iskelesinde (ön planda) imkb kurban edilen BİR kişinin Basi yer alıyor.

[Size = 16]Yaklaşan Son [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 26mp3

[/ Size]
[/ Size]Toniná kentindeki BİR stelin arkasında, 18 Ocak 909 Tarihi kayıtlı. Ayşe, yüzyıllara yayılan BİR sistemli.Çantalı olan Maya Uzun Sayım Takvimi'nde bilinen oğlu Tarih. İzleyen dönemlerdeki Sessizlik, kültürün çöküşünün BİR kanıtı.

[Size = 16]Kil Savaşçı [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 27ti0

[/ Size]
[/ Size] Cancuén'de, istilacıların kentin soylularını öldürmek Click kullandıkları baltayı taşıyan kilden savaşçı, savaşın kargaşasını ve yıkıma götüren OC duygusunu somutlaştırıyor.

[Size = 16]Tutsak [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 28kz5

[/ Size]
[/ Size] Kurban edilmek üzere çırılçıplak soyulmuş met soylunun yüzünden BİR Savaş tutsağının çektiği Acı okunuyor. Kulaklarındaki deliklerde olasılıkla Maya tutsaklarına takılan beyaz, Kağıt şeritler Vardi. Meksika adalarından Jaina'daki BİR mezardan çıkarılan met figurin GERÇEK BİR kişiyi betimliyor olabilir; AMA sakalı ve bıyığı hazırsındır ayrıntılar Maya sanatında BİR kurban olarak karşımıza çıkan BİR tanrıyla bağlantılı olduğunu gösteriyor.

[Size = 16]Sarnıçtaki Cesetler [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 29ef1

[/ Size]
[/ Size] Cancuén'de yapılan keşifler Temel alınarak oluşturulan ve sanatçının hayal gücüne dayanan met sahnede, istilacılar kentin soylularını BİR BİR öldürerek cesetleri sarayın önündeki kutsal sarnıca koyuyor. Burada, ve kral kraliçe de öldürülmüş ve kraliyet giysileri içindeki cesetleri, yakınlarda BİR makyajını gömülmüştü.

[Size = 16]Kraliyet Hazinesi [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 30bi2

[/ Size]
[/ Size] Maya sanatının Yakın dönemde Gün ışığına çıkarılan şaheserlerinden birinde, Cancuén'in oğlu Büyük krallarından Taj Chan AHK, Eylül 795'te gerçekleştirilen BİR Töreni yönetiyor. Hala araştırılamamış yüzlerce Tarihi alanda, ve benzeri daha PEK cok Kanıt keşfedilmeyi bekliyor met.

[Size = 16]İyiler Kötüleri Yeniyor [size = 9]

MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR 31zv0

[/ Size]
[/ Size] Tenosique'de (Meksika), İspanyol istilacıların Katolik inançlarıyla Mayaların zamana Meydan okuyan göreneklerini birleştiren El Pochó töreninde jaguar kılığına giren BİR dansçı, davullar ve sazdan yapılan nefeslilerin ritmiyle dans ediyor. Gösteri kindar BİR tanrının insanları öldürtmek üzere BİR jaguar sürüsünü salmasıyla başlar. İnsanların tövbe etmeleriyle ve hınzır hasımlarını fade etmeleriyle, iyiler sonunda kötülere üstünlük sağlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
MAYA MEDENİYETİ ve NASIL YOK OLDULAR
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ROMA MEDENİYETİ,,
» SARIKLI CÜMLELERİN MEDENİYETİ
» ANTİK GREK MEDENİYETİ
» antik mısır medeniyeti
» abdest nasıl alınır

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DEFİNECİLER AKADEMİSİ :: MAYA MEDENİYETİ-
Buraya geçin: