SELAMLAR,,
ANTİK GREK YÜNAN KÜLTÜRÜ
Ezoterizm açısından bakıldığındamitolojiler, mitolojilerde yer alan tanrılar, tanrıçalar ve efsanelerdoğanın yüce hakikatlerini ve doğa yasasının soyut ilkelerini anlaşılırkılmak için kişileştirilmiş ve somutlaştırılmış evren dinamikleri vesırlarıdır. Ezoterik felsefe tarihine bakıldığında, anlamayacaklarıneline geçmemesi için özellikle sembolizme saklanmış bu muazzam bilgiyeyalnızca seçilmiş bilgelerin inisiye edildikleri görülür.
Dolayısıyla,pagan topluluklarda sıradan halk, putlaştırılmış tanrıların sunaklarınasunularını getiriken; bilgeler, bu mermer heykelleri yüce soyuthakikatlerin sembolik cisimleşmeleri olarak görmüşlerdir. Paganlarınfelsefi-dini öğretileri, toplumu oluşturan iki insan grubu (bilgeler vehayatın derin gizlerini idrak etmeden uzak çoğunluk) için ikiyeayrılmıştı. Bilgelere ezoterik, yani ruhani öğretiler açıklanırken,yeterli akli melekelere sahip olmayanlara sadece ekzoterik, lafzi,zahiri yorumlar öğretiliyordu.
Aşağıda,
Manly P. Hall'un
Tüm Çağların Gizli Öğretileri kitabından alıntılanan, Yunan mitolojisi ile ilgili bazı sembolik yorumlamaları okuyabilirsiniz:
Eleusis Gizemleri (Ceres ve Persephone)Kadimdini gizemler arasında en meşhuru, Eleusis şehrinde Ceres ve kızıPersephone onuruna beş yılda bir kutlanan Eleusis Gizemleri'dir.Eleusis kültü, Küçük ve Büyük Gizemler olarak ikiye ayrılırdı. KüçükGizemler Persephone'ye adanmıştı.
Küçük Gizemler, saf olmayan ruhun yersel bir bedenle sarmalanmış, maddi ve fiziksel doğayla
kuşatılmış durumunu göstermek için kurulmuştur. Efsanede, Ceres'in kızı Persephone yeraltı tanrısı Plüton veya Hades(1)tarafından kaçırılır. Persephone güzel bir korulukta çiçekler toplarkenyer birdenbire açılır, ölümün karanlık efendisi muhteşem savaşarabasıyla kasvetli derinliklerden çıkar ve çığlıklar atıp çırpınantanrıçayı yeraltı alemine götürerek kraliçesi olmaya zorlar. Gizemlerdegenellikle Psyche denilen ve Persephone ile sembolize edilen insanruhu, esasında maddi olmayan, ruhani bir şeydir. Onun gerçek evi,yüksek alemlerdir. Burada maddi form ve maddi kavramların bağlarındanözgür olarak tümüyle canlıdır ve kendini eksiksiz ifade eder.
Buöğretiye göre insanın fiziksel, beşeri doğası ve bedeni bir mezar, birbataklık, bütün hüzün ve ıstırabın kaynağı olan sahte bir şeydir.Platon, bedeni ruhun tabutu olarak tarif eder ve bununla yalnızcainsanın cismini değil, aynı zamanda beşeri doğayı kasteder. Buefsanede, yeraltı aleminin hükümdarı Plüton, insanın bedensel aklınıtemsil eder. Persephone'ye tecavüz, hayvani nefsin saldırıp kirleterekHades'in kasvetli karanlıklarına doğru çektiği ilahi doğayı sembolizeeder. Hades maddi, nesnel bilinç seviyesinin hakim olduğu aleminsembolüdür.
KüçükGizemlerin kasveti ve sıkıntısı, beşeri ortamın sınırlarını veyanılsamalarını kabul ettiği için kendini dışa vuramayan ruhunıstırabını temsil eder. Eleusisçi savın özü, insanın ölümden sonrahayatta olduğundan ne daha iyi ne de daha akıllı olmasıdır. Buradakigeçici misafirliği sırasında cehaletin üzerine yükselmezse, ölünce,sonsuza kadar amaçsız dolaştığı, bu yaşamda yapmış olduğu hatalarısonsuza kadar yaptığı ebediyete gider. Fiziksel hayatlarındakendilerini geliştirmek için bir şey yapmayan, ruhları uyku halindeolanlar, ölümde Hades'e giderler ve burada hayat boyunca uyuduklarıgibi sonsuza kadar uyurlar.
Eleusisfilozoflarına göre fiziksel dünyaya doğmak kelimenin tam anlamıylaölümdür; ruhani anlamda tek gerçek doğum, insanın spiritüel doğasınınkendi etsel doğasının rahminden çıkmasıdır. Tıpkı suda (kadimlere göreyanılsamalı ve geçici bir element olan su, maddi evreni temsil ederdi)kendine bakan Narcissus'un bir yansımayı kucaklayabilme uğruna hayatınıkaybetmesi gibi, insan da doğanın aynasına bakıp yansımasını gördüğücansız toprağı kendi gerçek benliği kabul ederek, fiziksel hayatın onasunduğu kendi ölümsüz görünmez benliğini gerçekleştirme şansınıyitirir. Kadim inisiyelere göre, insanların çoğu yaşayan ruhlarıtarafından değil, akılsız (dolayısıyla ölü) hayvani kişilikleritarafından yönetilirdi.
BüyükGizemler ise Persephone'nin annesi Ceres'e aitti. Ceres, kaçırılankızını bulmak için dünyayı dolaşırken temsil edilir. Ceres, kayıpçocuğunu (ruh) bulmak için yanında iki meşale -sezgi ve akıl- taşır.Sonunda Persephone'yi Eleusis'ten çok uzak omayan bir noktada bulur veminnettarlığı için oradaki halka buğday ekimini öğretir.
Ceres,ölülerin ruhlarının tanrısı olan Plüton'un önüne çıkar ve ondanPersephone'nin evine dönmesine izin vermesini ister. Tanrı, Persephoneölümlülük meyvesi olan nardan yediği için, önce bunu yapmayı reddeder,sonra uzlaşmaya yanaşarak Persephone'nin, yarım yıl Hades'inkaranlığında onunla birlikte yaşamayı kabul etmesi şartıyla yılın gerikalan yarısında yukarı dünyada yaşamasına izin verir.
YunanlılarPersephone'nin solar enerjinin tezahürü olduğuna inanıyorlardı. O, kışayları boyunca Plüton'la birlikte yer altında yaşıyor, fakat yazınbereket tanrıçasıyla birlikte geri dönüyordu. Bu durum, karanlık doğa(beden) ve aydınlanmış doğa (ruh) ikiliğine sahip insanın temsiliydi.
Baküs/DionisosBaküskültü, Baküs'ün Titanlarca parçalara ayrılması metaforu üzerinebiçimlenir. Bu devler, Baküs'ün bir aynada kendi imgesiylebüyülenmesine neden olarak onu parçalarlar. Sonra da parçalarını öncesuda haşlar, ardından pişirirler. Pallas, öldürülen tanrının kalbinikurtarır ve bu sayede Baküs'ün eski ihtişamından hiçbir şey yitirmedenyeniden dirilmesi sağlanır. Titanların işlediği suçları gören Zeus,[Gnostik inanca göre fiziksel evrenin yaratıcısı olan Demiurge(2)]Titanların bedenlerini göksel ateşle yakarak onları yok eder. Baküs'ünetinden yemiş olan Titanların küllerinden insan ırkı yaratılır.
Baküs,aşağı dünyanın rasyonel ruhunu temsil eder. Titanların, yani dünyevikürelerin lideridir. Baküs hali, rasyonel ruhun kendini bilme haliiçindeki birliğini işaret eder; Titan hali ise rasyonel ruhun evrenedağılmış, dolayısıyla kendi özsel birliğine dair bilincini yitirmişçeşitliliğini gösterir.
Baküs'ünbaktığı ve düşüşüne neden olan ayna, büyük yanılsamalar denizi,Titanların yarattığı aşağı dünyadır. Baküs, önünde gördüğü imgeyi kendisureti kabul eder ve kendi benzerliğine ruh verir. Baküs kendiyansımasını ve yaratısını gördükten sonra, dünyanın rasyonel ruhuparçalara ayrılır ve Titanlar tarafından özsel doğasını oluşturandünyevi küreye dağıtılır. Ancak onun kalbi ya da kaynağınıdağıtamazlar. Titanlar, Baküs'ün parçalanmış bedenini alıp sudakaynatmışlardır: Maddi evrene gömülme sembolü. Parçaların bundan sonrapişirilmesi ruhani doğanın formdan çıkıp yükselmesini gösterir.
Baküs'ünbabası ve evrenin Demiurge'ı Zeus Titanların rasyonel ve ilahi fikrisürekli olarak aşağı dünyayı oluşturan parçalara ayırdığını görünce,ilahi fikrin tamamen yok olmaması için Titanları yok etti. Titanlarınküllerinden insanlığı yarattı. İnsanlığın amacı, Baküsçü fikri, yanirasyonel ruhu Titanların müdahelesinden korumak ve sonunda ortayaçıkarmaktır. Ölüm sadece bu aşağı evrende mevcuttur: Dağılma meydanagelir ki daha yüksek bir form veya akıl düzeyinde yeniden birleşmegerçekleşsin. Zeus'un şimşekleri onun dağıtıcı gücünün sembolüdür;ölümün amacını, yani rasyonel ruhu irrasyonel doğanın obur kuvvetindenkurtarmayı gösterir. İnsan bileşik bir yaratıktır: Aşağı doğasıTitanların parçalarından ve üst doğasıysa Baküs'ün kutsal, ölümsüzetinden (hayatından) oluşur. Dolayısıyla insanda hem Titansı hem deBaküsçü varoluş mevcuttur. Baküs'ün 12 Titanca öldürülmesi veparçalanmasıysa, Titanların dünyevi hayat meşguliyetleriyle çarpıtılmışolan Zodyak güçlerini temsil ediyordu. Bu bedenin çeşitli kısımlarındandünyevi formlar yaratıldığı zaman bütünlük duygusu yok olmuş, yerineayrılık duygusu geçmiştir. Pallas tarafından kurtarılan Baküs'ün kalbi,rasyonel ruhun ölümsüz merkezidir. Rasyonel ruh, bütün yaratım ve insandoğasına dağıtıldıktan sonra, onu irrasyonel Titansı doğadan ayırmakamacıyla Baküs Gizemleri kurulmuştur. Bu ayırma, ruhu ayrılık halindenbirlik haline yükseltme sürecidir.
Orfeus ve Eurydice
Kendisinibaştan çıkarmaya çalışan zalim bir çapkından kaçan Eurydice, onutopuğunda sokan bir yılanın zehriyle ölür. Yeraltına inen Orfeus,müziğiyle Plüton ve Persephone'yi öyle büyüler ki Eurydice'in hayatadönmesine izin verilir. Ancak bir şart koşarlar: Orfeus'un, kadınınpeşinden gelip gelmediğini anlamak için geriye bakmasını yasaklarlar.Eurydice'in onu kaybedeceğinden çok korkan Orfeus arkasına bakar veEurydice tekrar ölüm ülkesine çekilir. Bundan sonra da Orfeus teskinedilemez halde dünyayı dolaşır. Ölümüyle iligli çelişen bir sürü hikayevardır. Fakat yaygın kanıya göre, Kikonesli kadınlar tarafındanparçalara ayrılmıştır. Başı bedeninden koparıldıktan sonra liriylebirlikte Hebrus nehrine atılmış, buradan denize doğru sürüklenirkenyolda bir şelalede kayaya takılarak yıllarca kahinlere hizmet etmiştir.Orfeus öteden beri müziğin tanrısı olarak kabul edilir. Yedi telliliriyle öyle kusursuz melodiler çalmıştır ki tanrıları bileheycanlandırmıştır. Lirin tellerine dokunduğu zaman kuşlar ve hayvanlaretrafında toplanmış, ormanda lirini çalarak yürüdüğü zaman çok yaşlıağaçlar bile köklerini topraktan söküp onu takip etmiştir.
Müzik,ilahi sırları sembolize ederken, Orfeus müzikle ifşa edilen gizliöğretidir. Eurydice, yanlış bilgi yılanınca ısırılarak ölen vecehaletin yeraltı dünyasında yaşayan insanlıktır. Orfeus, ölümdenkurtarsa da, insan ruhundaki içsel kavrayışa güvenemediği içindirilişini (kendisine kesin dönüşünü) gerçekleştiremediği insanlığınkalbini kazanan teolojiyi sembolize eder. Orfeus'u parçalarına ayrıanKikonesli kadınlar hakikatin gövdesini parçalayan çeşitli çelişikteolojik hizipleşmeleri gösterir. Orfeus'un başı, ezoteriköğretilerdir. Bu öğretiler (beden) parçalandıktan sonra bile yaşamayadevam eder. Lir Orfeus'un gizli öğretisidir, yedi tel, evrenselbilginin anahtarı olan yedi anahtarı (irade, bilgelik, sevgi, saflık,bilgi, barış, özgürlük) gösterir. Ölümüne dair farklı anlatılar, gizliöğretileri yok etmenin farklı yollarını sembolize ederler. Orfeus'unmüziğinin peşinden ağaçların ve hayvanların gitmesi, gizli öğretilerinkusursuzluğuna ve bilgeliğine sahip kişinin fiziksel evrenin tümvarlıklarını etkileyebileceğini ve aydınlatabileceğini gösterir.
Oedipus ve SfenksMısırlıSfenks, Oedipus efsansiyle yakında ilişkilidir. Oedipus Thebes'e gidenyolu kesen, kanatlı aslan vücuduna ve bir kadın başına sahip bu garipyaratığın meşhur bilmecesini çözmüştür. Sfenks herkese şu bilmeceyisorar: "Sabahları dört ayak, öğlenleri iki ayak ve akşamları üç ayaklayürüyen hayvan hangisidir?" Sfenks, bilmecenin cevabını bulamayanlarıyok eder. Oedipus, cevabın insan olduğunu söyler. Çünkü insan bebekkendört ayaklı, ergenlikte iki ayaklı ve yaşlılıkta baston yardımıylayürüdüğü için üç ayaklıdır. Bilmecenin cevabını bilen birinin olduğunugören Sfenks, kendini yol kenarındaki uçurumdan aşağı atarak ölmüştür.Ayrıca bilmecenin bir diğer cevabı da Pisagorcu sayı teorisiyleilgilidir. 4, 2 ve 3 sayılarının toplamı 9 eder ki bu, insanın ve altalemlerin sayısıdır. 4 sayısı cahil insanı (bebeklik, cahillik dönemi),2 sayısı eğitimli insanı (iki ayaklı yetişkin, normal gelişmişlikdüzeyindeki insan), 3 sayısı (kurtulmuş ve aydınlanmış insan, ikiayağına bilgelik asasını ekler) ise ruhani insanı gösterir. Sfenks,doğa gizemi, gizli öğretinin cisimleşmesidir. Onun bilmecesiniçözemeyen herkes yok olacaktır. Sfenksi geçmek, ölümsüzlüğe ulaşmaktır.(Sfenks Mısırlılar için gücün ve zekanın sembolüdür. İnisiye vetanrıların hem dişil hem de eril yaratcı kuvvetlerden pay aldıklarınıgöstermek için androjen olarak tasvir edilmiştir.)
Truva SavaşıKadimöğretilere göre bir yük hayvanı olan at, spiritüel yapısının ağırlığınıtaşımaya zorlanmış olan insan bedenini sembolize ederdi. Ayrıca tamtersine, insanın maddi kişiliğinin ağırlığını taşımak zorunda kalanspiritüel yanını da sembolize ederdi. Achilles'in öğretmeni CentaurChiron, Berossus'a göre, insanın atası ve öğretmeni olan ilkel yaratımıtemsil ediyordu. Kentin ele geçirilmesi için içine bir ordu saklananTroya'nın tahta atı, içinde daha sonra ortaya çıkıp her şeye hakimolacak sonsuz potansiyeller saklayan bedeni ve insanın etkin halegelecek uyku halindeki potansiyelleri içeren spiritüel doğasını temsilediyordu. Troya kuşatması, insan ruhunun (Helena), kişilik tarafından(Paris) kaçırılışını ve gizli öğretiyi -Agamemnon'un emri altındakiYunan ordusu- kullanarak azimli mücadele sonucunda gelen nihaikurtuluşu anlatır.
Labirentteki Canavar MinotaurLabirentler,insan ruhunun hakikat arayışında gezindiği aşağı dünyanın işlerinin veyanılsamalarının sembolik bir temsilidir. Labirentte boğa başlı aşağıhayvani insan (Minotaur) yaşamakta ve dünyevi cehaletin karmaşıkyollarında yolunu kaybeden ruhu yok etmeye çalışmaktadır.
Altın Post ve ArgonoautlarPagandünyada, bu dünyanın günahları için kurban edilen kuzuya tapmak çokyaygındı ve bütün dinlerin Kurtarıcı Tanrıları bu hakikatinkişileştirilmesi olmuşlardır. Jason'un ele geçirmeye çalıştığı AltınPost ve Argonoutlar, spiritüel ve entelektüel güneş, Semavi Kuzu'ydu.Altın Post ayrıca gizli öğretiyi gösteriyordu: Hakikat Güneşi'ninışınlarını, İlahi Hayat'ın yününü. Altın Post'u koruyan korkunçcanavar, Cehalet Ejderiydi ve güneşin ekinokslardan geçerken savaştığıyılın karanlığını temsil ediyordu.
PrometheusDağa zincirlenen Prometheus, insanın yüksek doğasının, onun yetersiz kişiliğine zincirlenmiş olduğu gerçeğini sembolize eder.
Bereket Tanrıçası Diana/Artemis Spiritüelgüçlerini gösteren sembolik yaratıklarla donatılan bedeniyle, her şeyinondan geldiği Yüce Çok Memeli'nin memelerinden akan yok edilemezöğretinin kaynağı olarak ayakta dikilen Diana, hayatlarını hakikatintefekkürüne adamış erkek ve kadınlara ilham veren ruhani yiyeceğisunar. İnsanın fiziksel bedeni besinini büyük Toprak Ana'dan alıyorsa,insanın ruhani doğası da besinini görünmez dünyalardan akan ve aslabitmeyen Hakikat pınarından alır.