DEFİNECİLER AKADEMİSİ
ÖNCELİKLE SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ...
SİTEMİZDEN YARARLANMAK İÇİN ÜYE OLUNUZ..
AKSİ TAKTİRDE SİTEMİZİN İÇERİĞİ TAM OLARAK GÖRÜNMEYECEKTİR...
DOLAYISI İLE SİTEMİZDEKİ İŞLENMEKTE OLAN KONULARI ve KONULARA YAPILMIŞ OLAN YORUMLARI GÖREMEZSİNİZ.
PAYLAŞIMLARA KATILAMAZSINIZ PAYLAŞIM YAPAMAZSINIZ ..
SİZ GELİN EN İYİSİ ÜYE OLUN...
SIKINTI ZORLUK YAŞAMAYIN..
LÜTFEN GEÇERLİ MSN ADRESİ VERİN..
ÜYE OLDUKTAN SONRA TÜM REKLAMLAR ENGELLER GİZLENECEKTİR..
SANAL ALEMİN NİMETLERİNDEN FAYDALANARAK GİZLENEREK KÜFÜR KAFİR ETMEKLE İNSANLARI KIRMAKLA İNCİTMEKLE AŞAĞILAMAKLA BİR YERE VARILMAZ O SİZİN YETİŞTİRİLME ŞEKLİNİZİN AHLAK YAPINIZIN BASİTLİĞİNİZİN İNSAN OLAMAMANIZIN VERDİĞİ BİR ÖLÇÜYÜ GÖSTERİR..
LÜTFEN ÜYE OLUNUZ...

SAYGILAR : SİTE YÖNETİMİ

DEFİNECİLER AKADEMİSİ
ÖNCELİKLE SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ...
SİTEMİZDEN YARARLANMAK İÇİN ÜYE OLUNUZ..
AKSİ TAKTİRDE SİTEMİZİN İÇERİĞİ TAM OLARAK GÖRÜNMEYECEKTİR...
DOLAYISI İLE SİTEMİZDEKİ İŞLENMEKTE OLAN KONULARI ve KONULARA YAPILMIŞ OLAN YORUMLARI GÖREMEZSİNİZ.
PAYLAŞIMLARA KATILAMAZSINIZ PAYLAŞIM YAPAMAZSINIZ ..
SİZ GELİN EN İYİSİ ÜYE OLUN...
SIKINTI ZORLUK YAŞAMAYIN..
LÜTFEN GEÇERLİ MSN ADRESİ VERİN..
ÜYE OLDUKTAN SONRA TÜM REKLAMLAR ENGELLER GİZLENECEKTİR..
SANAL ALEMİN NİMETLERİNDEN FAYDALANARAK GİZLENEREK KÜFÜR KAFİR ETMEKLE İNSANLARI KIRMAKLA İNCİTMEKLE AŞAĞILAMAKLA BİR YERE VARILMAZ O SİZİN YETİŞTİRİLME ŞEKLİNİZİN AHLAK YAPINIZIN BASİTLİĞİNİZİN İNSAN OLAMAMANIZIN VERDİĞİ BİR ÖLÇÜYÜ GÖSTERİR..
LÜTFEN ÜYE OLUNUZ...

SAYGILAR : SİTE YÖNETİMİ

DEFİNECİLER AKADEMİSİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
DEFİNECİLER AKADEMİSİ

DEFİNE DEFİNECİLİK VE KOLEKSİYONERLİK TREASURE, ANT ANCİENT COİNS
 
AnasayfaAnasayfa  PortalPortal  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  DEFİNE İŞARETLERİ VE ANLAMLARIDEFİNE İŞARETLERİ VE ANLAMLARI  
DEĞERLİ ÜYE ARKADAŞLARIMIZ YENİ YÖNETİMLE DEĞERLİ ÜYE ARKADAŞLARIMIZLA HER KONUDA BİLGİ ALIŞ VERİŞİNDE BULUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ İYİ FORUMLAR
DEGERLİ ÜYELERİMİZ DİĞER KOLEKSİYONERLER SİTEMİZDEDE ÜYE KAYITLARI BAŞLAMIŞTIR HANGİ KATAGORİDE KOLEKSİYON YAPIYORSANIZ VE ELİNİZE GEÇEN SİKKE VE OBJELERİNİN ORTALAMA FİYATLARINI ÖĞRENMEK İSTİYORSANIZ BİZE AİT OLAN wwwdefinecilerkulubu.com ADRESİNE ÜYE OLARAK PAYLAŞIMLARINIZI YAPABİLİRSİNİZ..
En iyi yollayıcılar
catterpillar (457)
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_lcapkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Voting_barkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_rcap 
kepenekli çoban (370)
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_lcapkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Voting_barkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_rcap 
BURAKBEY (347)
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_lcapkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Voting_barkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_rcap 
hattap (345)
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_lcapkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Voting_barkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_rcap 
aslan54 (300)
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_lcapkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Voting_barkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_rcap 
MAMİ (266)
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_lcapkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Voting_barkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_rcap 
SİMBAT (154)
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_lcapkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Voting_barkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_rcap 
menderes1278 (153)
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_lcapkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Voting_barkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_rcap 
selim (111)
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_lcapkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Voting_barkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_rcap 
aslicix67 (109)
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_lcapkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Voting_barkazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Vote_rcap 
kontrol paneli
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları ConfigureProfiliniz
Bilgiler
Seçenekler
İmza
Avatar
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Kwalletmanager Sosyal
Arkadaş ve Tanınmamış
Üye listesi
Grup
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Newmsg Özel Mesaj
Gelen Kutusu
ÖM Gönder
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Kthememgr
Gözlenmiş Konular
Kimler hatta?
Toplam 8 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 8 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 197 kişi C.tesi Tem. 29, 2017 12:23 pm tarihinde online oldu.
En son konular
» Kahpe saldırı bezele karakol baskını
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeSalı Şub. 01, 2011 1:31 am tarafından kepenekli çoban

» Ashab,ı Kehf,
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimePtsi Ocak 31, 2011 3:50 am tarafından kepenekli çoban

» ÖNERİLERİNİZ VE İSTEKLERİNİZ
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimePerş. Ocak 20, 2011 1:28 am tarafından kepenekli çoban

» DEFİNECİLİK İŞİ PROFESYONELCE YAPILIR RUHSATLI VE BİLİNÇLİ
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimePaz Ocak 16, 2011 7:26 am tarafından sakin adam

» İKİNCİ EL CİHAZ ALIM SATIMI VE TAKASI
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimePaz Ara. 26, 2010 2:17 am tarafından kepenekli çoban

» ücretsiz vbullettin sitesi kurmak resimli anlatım,,
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeCuma Ara. 10, 2010 4:18 am tarafından menderes1278

» ITALYA ROMA NARNI
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeCuma Ara. 10, 2010 12:26 am tarafından kepenekli çoban

» İlginç bir saat‏
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimePtsi Kas. 29, 2010 11:41 pm tarafından Misafir

» Büyük Sırrın Arkeolojik Keşfi: Nuh Tufanı.
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimePaz Kas. 28, 2010 5:15 am tarafından kepenekli çoban

» BULANLAR BULUYOR AMA TEK TEK AMA FARKLI ŞEKİLLERDE
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimePaz Kas. 28, 2010 4:20 am tarafından Misafir

» Rüyada Define Görmek.
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimePaz Kas. 28, 2010 3:52 am tarafından Misafir

» kıyamet günü
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeC.tesi Kas. 27, 2010 4:34 am tarafından Misafir

» AYAK İŞARETİ (çözülmüş)
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeCuma Kas. 26, 2010 11:27 pm tarafından kepenekli çoban

» 7 DELİK Lİ TAŞ ve TAŞ YIĞMA
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeCuma Kas. 26, 2010 7:04 pm tarafından Misafir

» Arkeolojik Terimler Sözlüğü.
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeCuma Kas. 26, 2010 2:18 am tarafından menderes1278

» MEZAR ÖRNEKLERİ VE MEZARDAN ÇIKAN HEDİYELERİ
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimePerş. Kas. 25, 2010 11:52 pm tarafından Misafir

» bir ruhsatlı define kazısından hikayeler
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimePerş. Kas. 25, 2010 3:38 am tarafından Misafir

» 3 Yaşında Define Buldu..
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimePerş. Kas. 25, 2010 2:43 am tarafından Misafir

» Göz testine buyrun... !!!!
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimePerş. Kas. 25, 2010 2:16 am tarafından Misafir

» FAYDALI LİNKLER
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 8:43 am tarafından kepenekli çoban

» Define Arama İle İlgili Yasal Dayanaklar.. "Define arama ruhsatnamesi"
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 5:23 am tarafından menderes1278

» Bulunan Defineye Paha Biçilemiyor
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 5:07 am tarafından Misafir

» ALAN TARAMALAR ,,
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 5:02 am tarafından Misafir

» minelap 4500
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 4:00 am tarafından kepenekli çoban

» burada ne görüyorsunuz
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 2:43 am tarafından Misafir

» Cennet annelerin ayakları altındadır
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 1:15 am tarafından menderes1278

» MEYVA YETİŞTİRİCİLİĞİ
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeC.tesi Kas. 20, 2010 12:23 am tarafından Misafir

» Piramitlerin Sırrı.
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeCuma Kas. 19, 2010 7:17 pm tarafından Misafir

» Denizli-sandıras dağı-define hayaliyle gölü boşalttılar
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimePerş. Kas. 18, 2010 2:40 am tarafından kepenekli çoban

» Tarihten en güzel laf koymalar
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeÇarş. Kas. 17, 2010 7:14 pm tarafından Misafir

Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
google
hitsaati web trafik hizmetleri
döviz
HABERLER
KOD
hava durumu


 

 kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Empty
MesajKonu: kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları   kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Icon_minitimeC.tesi Mayıs 08, 2010 7:23 pm

KAZAKİSTAN VE KIRGIZİSTAN'DA ARKEOLOJİK YÜZEY ARAŞTIRMALARI
Prof. Dr. Oktay Belli



<BLOCKQUOTE>
<BLOCKQUOTE>
1989 yılından itibaren Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerinde meydana gelen önemli yapısal ve yönetsel değişiklikler sonucunda, birçok Avrupa Ülkesi ile Japonya ve Amerikalı bilim adamı da Gürcistan, Ermenistan, Moğolistan ve Türk Cumhuriyetleri'nde arkeolojik kazı ve yüzey araştırması çalışmalarına başlamışlardır. Türk Cumhuriyetleri ile dil, din ve kültür konusunda kardeş olmamıza karşın, ne yazık ki Türkiye'li arkeologlar buradaki arkeolojik kazı ve yüzey araştırmaları çalışmalarında yerini alamamışlardır. Bu içler acısı durumu günümüzde olduğu gibi gelecek kuşaklara da anlatmanın çok zor olacağını düşünmekteyiz. Oysa Türkiye'nin en güçlü ve deneyimli arkeolog kadrosuna sahip İstanbul Üniversitesi'nde tarihsel sorumluluk duyan her bilim adamının, gelecek kuşaklar için yeni çalışma alanlarının yaratılması için çaba harcamasının zorunlu olduğuna inanmaktayız. 1998 yılından beri Azerbaycan Federatif Cumhuriyeti'ne bağlı Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nde arkeolojik yüzey araştırması çalışmalarını yürütmekteyiz. Nahçıvan Bölgesi'nde gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda elde ettiğimiz bilgi birikimi ve deneyimler doğrultusunda, araştırma alanlarımızı Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan topraklarına kaydırmak zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu amaçla 1-30 Eylül 2000 tarihleri arasında Kırgızistan ve Kazakistan'da daha önce ayrıntılı bir şekilde planladığımız çok sistemli bir arkeolojik yüzey araştırması çalışmasını gerçekleştirdik. Bilimsel başkanlığım altındaki yüzey araştırmasına Kazakistan tarihi konusunda uzman Dr. Orhan Doğan, Demir Çağı Uzmanı Erkan Konyar (M.A) ve erken dönem Orta Asya Türk Sanatı uzmanı Araştırma Görevlisi Anıl Yılmaz (M.A.) katılmıştır.
</BLOCKQUOTE>

Kazakistan

<BLOCKQUOTE>
Kazakistan'ın eski başkenti Almatı'daki Devlet Merkez (Ortalık) Müzesi, Arkeoloji Müzesi ve Al Farabi Üniversitesi Tarih Fakültesi Arkeoloji ve Etnografya Bölümü'nün Müzesi'ni dolaşıp, müdür, uzman ve arkeologlarından gerekli bilgileri aldıktan sonra, Bilimler Akademisi yetkilileriyle görüştük. 200.000'den fazla arkeolojik esere sahip olan Merkez Müzesi, Kazakistan'ın en büyük müzelerinden birini oluşturmaktadır. Müzeler oldukça modern, çağdaş ve eğitici-öğretici olarak düzenlenmiş. Eserlerle birlikte sergilenen maketler ve büyük boyutlu resimler, Eskiçağ ve Ortaçağ uygarlıklarını çok daha iyi anlatmaktadır. Kazakistan Bilimler Akademisi, bölgedeki diğer cumhuriyetlerin en önemli bilim merkezleri arasında yer almaktadır. 19. yüzyıl mimarisini yansıtan bu görkemli binanın içi, sanki bir saray gibi donatılmış. Bilimler Akademisi başkanı Prof. Dr. Karl Beipakov ile sürdürdüğümüz ön görüşmeler doğrultusunda, Kazakistan'da iki ayrı bölgede çalışmalarımıza ağırlık verdik. Bunlardan ilki Güney Kazakistan'da Ortaçağ yerleşmesinin yoğun olduğu Türkistan Bölgesi, diğeri de İskit Kurganlarının bol olarak bulunduğu Esik Bölgesi'dir. Türkistan Bölgesi'nde sürdüğümüz çalışmalar, Hoca Ahmed Yesevi Üniversitesi ile eşgüdüm içerisinde yürütülmüş ve araştırmaya arkeolog Prof. Dr. Hüseyin Sever'de katılmıştır.
</BLOCKQUOTE>


Esik (Eşik) Bölgesi

<BLOCKQUOTE>
Almatı'nın 43 km doğusunda yer alan Esik Bölgesi, kurganların bol bulunduğu yerlerden biridir. Ancak Kazakistan'da en çok kurgan kuzey bölgesinde bulunmaktadır. Esik Bölgesi'nde yaklaşık 800 hektarlık bir alan içinde, 27 büyük ve 55 adet küçük kurgan bulunmaktadır. Kurganların bir kısmının konut, elektrik santralleri ve yol yapımı sırasında tahrip edildiği anlaşılmaktadır. Düz bir alan içinde sıralanan kurganlar çok güzel bir görüntü oluşturmaktadır. Esik Bölgesi'nin güneyinde doğu-batı doğrultusunda uzanan Alatav (Aladağ) Dağları, Kazakistan ile Kırgızistan arasında sınır oluşturmaktadır. Su kaynakları ve otlaklar yönünden çok zengin olan bu dağların fazla engebeli olmadıkları görülmektedir. Eskiçağ'da İskitlerin bu dağlarda yayladıkları, kurganlarını ise kuzeyde uzanan bu düzlük alanda yaptıkları anlaşılmaktadır. Kurganların çok büyük bir kısmı 19. yüzyıldanberi seyyah ve defineciler tarafından kaçak olarak kazılmıştır. Kurganların %95'inin üst, merkezi kısmından kazılarak mezar odasına inildiğini, üst kısımda bulunan çukur göstermektedir.
</BLOCKQUOTE>
<BLOCKQUOTE>Esik Bölgesi'nde 1969 yılında K. Akşiev ve N. Begmuhammed başkanlığında büyük bir kurganda yapılan kazıda, 20. yüzyılın en ilginç ve önemli İskit buluntusu ortaya çıkarılmıştır. Esik Bölgesi kurganlarının güneydoğusunda yer alan bu kurgan 60 m. Çapında ve 6 m yüksekliğindedir. Kurganın merkezi kısmında bulunan mezar, daha önceki yıllarda defineciler tarafından yapılan kaçak kazılarda soyulmuştur.
<BLOCKQUOTE>
<BLOCKQUOTE>
</BLOCKQUOTE></BLOCKQUOTE>
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Image002yt

Kurganın kenar kısmında yer alan öteki mezar ise büyük bir şans eseri kaçak kazı ve yağmadan kurtulmuştur. Toprak içine açılan dikdörtgen biçimli mezarın iç ölçüleri 2.9x1.5 m dış ölçüleri ise 3.3x1.9 m, olup yüksekliği de 1.5 m'dir. Mezar odası doğu-batı yönünde uzanmaktadır. Meza odası, Tien-Shan Dağlarında yetişen ağaç kütüklerinden yapılmıştır. Mezar odasının, içindeki kişinin önemi ve zengin armağanlara kıyasla çok sade olarak yapıldığı görülmektedir. Mezar odasının çatısı da düz bir şekilde kapatılmıştır. Mezar odasının batı duvarı dibinde, ağaçtan yapılmış 10 adet küçük masa bulunmaktadır. Odanın tabanına, üzerine küçük altın plakalar dikili bir hasır serilmiştir. Hasırın üzerine, geçit töreni üniforması giydirilmiş ve silah kuşanmış, ceset yerleştirilmiştir. Geleneğe göre ceset, sırt üstü yatırılmış, baş kısmı batıya çevrilmiş, sağ eli kasığı üzerine, sol kolu ise yanına konmuştur. Ölü odasında geleneksel şölen ve ölü için içinde yiyecekler bulunan çeşitli kaplar konmuştur. Özellikle iç tarafı yırtıcı bir kuşun gagası ve pençeleri şeklinde altın plakalarla süslenmiş bronz bir kase çok ilginçtir.
Mezar odasının güney duvarı boyunca tahtadan yapılmış çanak çömlekler bulunmaktadır. Kuzey duvarın kenarında kilden yapılmış sürahi, çanak çömlek, iki gümüş kupa, bir kepçe ve bronz bir kupa vardır. Gümüş kupanın birinin üzerinde 26 işaret bulunmaktadır. Ancak bunların neyi ifade ettiği şimdilik belli değildir. Doğu duvarı dibinde ise hiç eşya yoktur, çünkü buradan ölü odasına girilmektedir.
Cenaze merasimi tamamlandıktan sonra, ceset yerleştirilmiş ve oda kısa kütüklerle kapatılmış ve üzerine çakıllı toprak yığılmıştır. Bu önemli mezara 17-18 yaşlarında bir İskit prensine ait olduğu anlaşılan genç bir adam gömülmüştür. Prensin üzerinde bir kaftan, pantolon ve bir şapka vardır. Kırmızı deriden kısa kaftan yaklaşık üç bin parçadan oluşan altın plakalarla bezelidir.Genellikle üçgen biçimli plakalar, dövme tekniğiyle yapılmışlardır ve hemen hepsi düz değil dekorludur. Altın plakaların kenarlarına açılan deliklerden geçirilen iple deri kaftan üzerine dikilmişlerdir Kaftanının kenarlarında, alt kısmında ve yaka kısmında kaplan başı motifli büyük altın plakalar bulunmaktadır. Bunların ise kare ve dikdörtgen biçimli oldukları görülmektedir. Deri çizmelerin içine sokulmuş pantolonun uzunlamasına iç ve dış kısmına altın plakalar dikilmiştir. Dizlik bölümü üçgen biçimli altın plakalarla, kaftan kısmına benzer plakalarla bezenmiştir. Kaftanın içine giyilen kumaş gömleğin yaka ve kolları, farklı motifli altın plakalarla süslenmiştir. Kaftanın üzerinde bir kuş başı figürü bulunan altın plakalardan oluşan deri bir kemerle kapatılmıştır.
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Image004a


Özellikle 65-70 cm uzunluğunda konik biçimli yüksek şapkanın üzeri, tümüyle farklı form ve büyüklükte altın plakalarla bezenmiştir. Altın plakaların sayısı 150 kadardır. Plakaların çoğu dağ leoparı dağ keçisi, at ve kuş motiflerinden oluşur. Bozkır sanatına özgü olarak yapılan hayvan motifleri, oldukça etkileyici ve can alıcı bir görünüm yansıtmaktadır. Atlar koşar durumda, dağ leoparı ise kükrer ve saldırır durumda gösterilmiştir. Şapkanın ön tarafında bulunan dağ keçisi boynuzlu kanatlı iki at motifi, sırt sırta durmaktadır. Diğer hayvan motiflerinden daha büyük olarak yapılan bu mitolojik yaratık, İskit sanatının şaheserini yansıtmaktadır.
Cesedin sağ tarafında kırmızı tahtadan bir kın içinde altın kakmalı demir bir kılıç vardır. Kılıcı taşıyan kemer, altın plakalarla süslü ve kaplan başlı bir tokayla tutturulmuştur. Vücudu ile sol eli arasında tahta ve deri kını olan bir hançer vardır. Hançerin kını üzerinde bir kuş ve dört nala koşan bir at motifi ve iki silindir plakaya işlenmiş yatmış bir kurt kabartması bulunan hançeri taşıyan kemer bulunmaktadır. Bıçağın her iki yüzüne de minyatür hayvan motifleri işlenmiştir. Sol dirseğin yanında ucu altından bir ok, daha yukarıda bir kamçı ve içinde bronz bir ayna ve kırmızı boya bulunan ipek bir çanta vardır. Ayrıca savaşçı, boynunda uçları kaplan başı motifli bir boyunluk taşımaktadır.Altından yapılan yuvarlak kesitli boyunluk, üst üste dört kez dolanmaktadır. Parmaklarında altın iki yüzük bulunmaktadır. Bunlardan birinin üzerinde süslü şapkalı bir erkek motifi işlenmiştir. İskit prensine ait olduğu anlaşılan bu mezarın M.Ö. IV-III. yüzyıla ait olduğu anlaşılmaktadır.
Almatı'da Arkeoloji Müzesi'nde bulunan Altın Adam'ı ayrıntılı olarak inceleyip, fotoğraflarını çektikten sonra, bulunduğu kurganı bizzat yerinde görmek istedik. Bugünkü Rahat kasabasının içinde Şuvar mevkiinde yer alması gereken kurgan ne yazık ki tahrip edilmiş. Kazıda bizzat çalışan arkeolog Begmuhammed'in anlattığına göre, güneydeki Alatav Dağları'ndan kuzey yönüne doğru akan sel felaketi sonucunda, kurgan tahrip olmuş. Kurganın yerine belediye araçlarının tamir atölyesi yapılmış ve üzerine de büyük harflerle "Siz kendinize bir şey yapmazsanız, düşman size bir şey yapamaz" deyimi yazılmış. Atölyenin hemen yanına da Altın Adamın bir küçük heykeli yapılmış. Betondan yapılan ve altın yaldız bir boya ile boyanan heykele insan bakmak bile istemiyor. Oysa tüm Kazakistan ile bütünleşen Altın Adam'ın bulunduğu kurganın bir müze olması gerekirken, böyle bir olayla karşı karşıya kalmamız insanı ister istemez düş kırıklığına uğratıyor. "Altın Adam" 1998 yılında İtalya'da sergilenmiş. 2002 yılında ise Güney Kore ve Amerika'da sergilenecek. "Altın Adam"ın 2001 yılı içinde Türkiye'de sergilenebilmesi için Kültür Bakanlığı, TİKA ve Sadberk Hanım Müzesi yetkilileriyle görüşmeler yaptık. Ancak ne yazık ki bu önemli sergiyi Türkiye'de açma şansına şimdilik sahip olamadık.
Başkanlığım altındaki araştırma heyeti kurganlardaki gömü geleneklerini daha yakından tanımak amacıyla arkeolog N. Begmuhammed tarafından Esik Bölgesi'nde yürütülen kurgan kazılarına katıldık. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, mezarların bir kısmı merkezi kısımda değil, kenarda yer almaktadır. 36 m çapında ve 4-4.5 m yüksekliğindeki bu kurganın çevresi, diğer kurganlarda olduğu gibi toprağın akıp gitmesini önlemek için krepisle çevrilmişti. Krepiste kullanılan taşlar, dere yatağından toplanan işlenmemiş taşlardan oluşmaktadır. Yuvarlak biçimli kurganın merkezi kısmından, 3 m genişliğinde haç biçiminde koridorlar açılmıştır. Bunda amaç kurganın kenar kısmında olabilecek mezar odasına rastlayabilmektir. Ancak kurganın merkezi kısmında yer alan mezarın daha önce soyulduğu anlaşılmıştır. Kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen biçimli mezarın toprak içine açıldığı görülmüştür. Mezarın çevresi ve üstü tahta ile kapatıldıktan sonra, üzerine toprak yığılarak kurgan oluşturulmuştur.
Türkistan Bölgesi Arslan Baba Türbesi (Otrar)
Arslan Bab Bine'l İlyas Bab, Ahmed Yesevi'nin amcası ve hocasıdır. Arslan Baba Türbesi, Türkistan kentinin 58 km güneyinde ve ünlü Otrar yerleşmesinin yakınında bulunmaktadır. 12. yüzyılda yapılan türbe, 19. yüzyılda büyük oranda yenilenmiştir. Tuğladan yapılan dikdörtgen biçimli cephenin köşelerinde, basık iki minare bulunmaktadır. Ortadaki yüksek eyvan kemerinin sol tarafında iki kubbe bulunmaktadır. Burası türbe kısmıdır. İki odalı olan türbede arkadaki odada, Arslan Baba'nın 4 m uzunluğunda lahdi vardır. Türbenin çevresindeki yapılar onarılmakta ve çevre düzenleme çalışmaları sürdürülmektedir.
Hoca Ahmed Yesevi Külliyesi (Türkistan): Hoca Ahmed Yesevi, 12. yüzyılda Türkler'in yetiştirdiği en büyük düşünür ve bilim adamıdır. Doğum tarihi kesin olarak bilinmeyen Ahmed Yesevi, 1166-67'de vefat etmiştir. Daha sonra Timur, Türkistan şehrinin içinde Hoca Ahmed Yesevi'nin mezarının olduğu yerde, bugünkü türbe ve kompleksi yaptırmıştır. Kapının bronz halkaları üzerinde 799 (1394-95) tarihi vardır. Binanın yazı kuşağındaki çinide ise 800 (1397) tarihi okunmaktadır. Türbenin mimarı Şirazlı Hoca Hasan'dır. Türbenin giriş cephesi Buhara hükümdarı Abdullah Han tarafından tamamlanmıştır. Türkistan Hükümdarı Kokand Han külliyeyi korumak için 19. yüzyılda sur duvarı yaptırmıştır.
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Image006wz

Görkemli taç kapısıyla türbe, Türkistan şehrine yaklaşırken kilometrelerce uzaktan görülmeye başlar, kabaca doğu-batı doğrultusunda uzanan dikdörtgen biçimli yapı üzerinde üç farklı kubbe vardır. Giriş cephesi tuğladan örülen türbenin diğer cepheleri ve kubbeler, mor ve turkuaz renkli çini ve sırlı tuğlalarla bezenmiştir. Doğuya bakan taç kapının her iki yanındaki minarede ezan okuma yerleri olmadığı için, kale burcuna benzemektedir. Eyvanın içinde sivri kemerli iki niş bulunmaktadır. Arka ve batı cephede güzel bir kapı daha bulunmaktadır. 29 m dış çapı ile büyük kubbe, Orta Asya'nın en büyük kubbesini oluşturmaktadır. Sekizgen biçimli kasnağı, yazı kuşağı ile süslenmiştir. Tabanındaki panolar kufi hat ve geometrik desenlerle bezenmiştir. Türbenin dilimli yüksek kubbesi mozaik çini palmetler ve madalyonlarla süslenmiştir. Silindirik kasnağın üst kısmındaki çini bordürler, 50x50 cm'lik levhalarla yapılmıştır. Kasnağı "El Melik Allah" ve içine saklanmış "Ya Muhammed" yazılarıyla bezenen hat kuşatmaktadır. Mescidin kubbesi diğerlerine kıyasla daha küçük ve sadedir.
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Image008bn



Büyük kapıdan salona (cemaathane) girilmektedir. Salonda 2 ton ağırlığında ve 2.45 m çapında çok büyük bir kazan durmaktadır. Bu yüzden bu salona kazanlık da denilmektedir. Bronzdan döküm tekniğiyle yapılan kazanın çevresi kufi yazıyla bezelidir. Kaideli ve yuvarlak gövdeli kazan, biçim olarak Anadolu kazanlarından farklıdır. Kazan bu haliyle kurganlardan ortaya çıkarılan ve M.Ö. 5.-3. yüzyıllara tarihlenen bronzdan döküm tekniğiyle yapılmış kaideli kazanlara benzemektedir. Kazanın tutamakları da, döküm tekniğiyle bronzdan yapılmıştır. Aş kazanı olan ve Hoca Ahmed Yesevi'nin yemek dağıttığı bu önemli kazanın benzerine, Türk Dünyası'nda rastlanılmaktadır. Bu yüzden her gün yüzlerce Türk tarafından ziyaret edilen bu kutsal kazana, dualar edilmekte ve adaklar sunulmaktadır.
Türbe odasına doğu ve batıda yer alan her iki kapıdan da girilebilmektedir. Salona açılan kapı pervazındaki işlemeler, ahşap oymalar ve bronz kulplarla bezenmiştir. Türbe odasının duvarlarındaki çiniler, diğer odalardan farklı olarak ördekbaşı yeşilidir. Çinilerin üzerinde yer alan altın suyuyla yapılmış desenler silinmiştir. Ortada tek parça açık yeşil görünümlü serpantin taşından lahit bulunmaktadır. Mescidin mihrabı tümüyle çiniyle kaplanmıştır.
19. yüzyılın sonlarında Rus Generali Çernayev'in türbeyi topa tutmasıyla, güney duvarları ile aşhane tonozları büyük ölçüde tahrip olmuştur. Ancak Rus Çarlığı bu kutsal türbenin Türk Dünyası için dini ve politik önemini çok iyi bildiğinden, tahrip olan yerleri onartmıştır. Türbede 1951-53 yılları arasında Özbekistan, 1970 yılında da Kazakistan hükümeti tarafından küçük çaplı onarım çalışmaları yürütülmüştür. Ancak Türkiye İşadamları Kalkınma Ajansı'nın (TİKA) 1992-2000 yılları arasında yapmış olduğu geniş çaplı restorasyon, Hoca Ahmed Yesevi Külliyesi'nin 600 yıl içinde gördüğü en geniş kapsamlı ve köklü onarımı oluşturmaktadır. Özgün mimarisi ve bezeme öğelerine sadık kalınarak yapılan restorasyon çalışmalarında, çiniler Kütahya'dan getirilmiştir. Külliye'ye zarar veren yer altı suları drenajla çözümlenmiştir. Türbenin doğusundaki Rabia Sultan Türbesi de aynı şekilde onarılmıştır. Külliyeyi çevreleyen surlar, kuleler ve kapılar da özgün biçimine göre restore edilmiştir. Külliye geniş çaplı çevre düzenlemesi çalışmalarıyla birlikte 19-21 Ekim 2000 tarihleri arasında Türkistan'ın kuruluşunun 1500. yılı şenliklerine yetiştirilmiştir. Gerek külliye ve çevresi, gerekse Türkistan şehri tarihinde ilk kez böylesine geniş çaplı onarım çalışmalarına sahne olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin gurur kaynağı olan Hoca Ahmed Yesevi Külliyesi, her gün yüzlerce insan tarafından ziyaret edilerek dualar okunmakta, duvarlarındaki taşlar öpülmekte ve içeride duran kutsal aş kazanına armağanlar sunulmaktadır.
Rabia Sultan Türbesi (Türkistan): Timur'un 2. kuşaktan torunu olan Rabia Sultan Begim, Uluğ Beyin kızıdır. Hoca Ahmet Yesevi türbesinin hemen doğusunda yer alan türbe, 15. yüzyıla tarihlenmektedir. Sekizgen gövdeli türbenin kubbesi, soğan biçimlidir. Kubbe duvarları üzerine yüksek kasnakla oturmaktadır. Kubbe turkuaz çinilerle, kasnak ise sırlı tuğlalarla süslüdür. Tuğladan yapılan türbe duvarlarının her cephesine süs olarak iç içe kemerli iki niş yapılmıştır. Kapının yerleştiği cephe ileriye alınarak, giriş vurgulanmıştır. Ayşe Bibi (Gelin) Türbesi (Cambul): Ayşe Bibi Türbesi, Cambul (Taras) kentinin 30 km batısında yer almaktadır. Karahanlı Sultanı Nasır bin İbrahim (1068-80) tarafından eşi Ayşe Bibi (Gelin) için yaptırılmıştır. Ayşe Bibi Sultan Alp Arslan'ın kızıdır.
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Image010om


Kare planlı olan türbe,tuğladan yapılmıştır. Her cephede yüksek kemerli, köşesi sütunçeli birer eyvan bulunmaktadır. Doğu yönüne bakan kapısı, hafifçe sivriltilmiş kemerlidir. Köşelerinde sütunçeler yer almaktadır. Günümüzde üstü ve kubbesi yıkık olan türbenin daha fazla yıkılmasını önlemek için, dışı camlı bir kulübe içine alınmıştır. İçerde Ayşe Bibi'nin sembolik sandukası durmaktadır. Halk arasındaki söylenceye göre bu türbe, hüzünlü bir aşk öyküsünü simgelemektedir. Bu yüzden Ayşe Bibi'nin süt annesi Balacı Hatun bu türbeye "Aşk Anıtı" adını vermiştir. Gerçekleşemeyen bir aşkın anısına yaptırılan bu türbeyi özellikle evlenemeyen genç kızlar ziyaret etmektedir. Balacı Hatun Türbesi(Cambul): Ayşe Bibi Türbesi'nin hemen kuzeyinde yer almaktadır. Ayşe Bibi'nin süt annesi olan Balaca Hatun'un türbesinin 11. yüzyılın sonunda yapıldığı öne sürülmektedir. Tümüyle tuğladan yapılan türbe, 7x7 m büyüklüğündedir. Doğuya bakan ön cephe, diğer beden duvarlarından daha yüksek yapılmıştır. Prizmatik kesimli yüksek külahı, keskin hatlı 16 bölmeden oluşmaktadır. Doğu yüzde hafifçe sivriltilmiş kemerli niş, kapıyı çevrelemektedir. Yan cephelerin bezemesi de, giriş cephesi ile aynıdır. Ancak kapının yerine pencereler bulunmaktadır. İçerde kare planlı ve 16 dilimli kubbe ile örtülü odada bulunması gereken lahit, kaybolmuştur.

kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Image012ik

Türkistan Bölgesi çok yoğun bir Ortaçağ yerleşmesine sahne olmuştur. Kazı alanlarını dolaşarak, kazı teknikleri konusunda ayrıntılı bilgi edinme şansına sahip olduk. Prof. Dr. Karl Beipakov, Prof. Dr. Kemal Akişev gibi deneyimli arkeologların çalıştıkları Kuyruklu Tepe, Aslan Tepe gibi birçok höyükteki kazılar, ekonomik nedenlerden dolayı durmuştur. Ancak kazısı yarım bırakılan höyüklerde hiçbir koruma önlemi alınmadığı için, doğanın ve insanların tahribatına terk edilmiştir. Kazı çalışmaları süren tek yer, Arslan Baba Türbesi'nin 800 m güneydoğusunda yer alan Otrar'dır.
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Image014ql

250 hektarlık bir alana yayılan ve ovadan 20-23 m yükseklikteki bir tepe üzerinde yer alan Otrar, kabaca oval bir plan göstermektedir. 3.-16. yüzyıllar arasında yerleşmeye sahne olan Otrar, bölgenin en büyük ve güçlü kalesidir. Otrar'da en büyük tahribat, Cengiz Han orduları tarafından yapılmıştır. Ele geçirilen kalede, kadın ve çocukların dışında hiçbir canlı bırakılmamıştır. 1969 yılından beri kazı çalışmaları sürmesine karşın, uygulanan kazı yöntemleri çok başarısız ve hatalıdır. Moloz topraklar dışarıya değil, yerleşim merkezinin üzerine yığılmıştır. Bu yüzden defineci çukurları oluşmuştur. Ortaya çıkarılan caminin döşeme ve yüksek duvarlarında herhangi bir onarım yapılmadığı ve koruma önlemleri alınmadığı için doğanın tahribatına terk edilmiştir.
Bu bölgenin en önemli müzesi, Şevuldur kasabası içindeki Otrar Devlet Müzesi'dir. Eserler çok modern bir şekilde sergilenmiş. Özellikle maket ve çok büyük duvar resimleriyle, hem Otrar, hem de diğer yerleşim merkezleri ve kültürleri etkileyici bir biçimde canlandırılmıştır. Bunları izlerken, insan ister istemez kendisini Ortaçağ'da yaşıyormuş gibi hissetmektedir.
Kırgızistan
Tıpkı Kazakistan'da olduğu gibi, Kırgızistan başkenti Bişkek'te (Firunze) Devlet Tarih Müzesi, Devlet Üniversitesi Tarih Fakültesi Arkeoloji Müzesi'ni dolaşıp, müdür ve arkeologlarından bilgi aldıktan sonra, Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü Müdürüyle görüştük. Çok küçük olan Devlet Müzesi'nin yalnızca 3. katında arkeolojik ve etnografik eserler birbirinin içine geçecek şekilde tıkış tıkış sergilenmiş. Kırgızistan'daki çalışmalarımız, Bişkek'te bulunan Kırgız-Türk Manas Üniversitesi ile eşgüdüm içerisinde yürütülmüştür.*** Devlet Üniversitesi Arkeoloji ve Etnografya Bölümü başkanı Doç. Dr. Kuvat Tabaldiev'in rehberliğinde Kırgizistan'da araştırmalarımızı sürdürdük. Tien-Şan Bölgesi, Kırgızistan'ın en büyük ırmağı olan Çu Irmağının vadisini izleyerek güneydoğuda yer alan Tien-Şan Bölgesine yaptığımız araştırmada, rehberimiz Dr. K. Tabaldiev'in üç yıl önce keşfettiği runik yazıtlarını yerinde görmek istedik. Yeni bulunan yazıtlar Koçkar kasabasının yaklaşık olarak 45-50 km doğusundaki Karasu köyünün 3 km güneyinde yer almaktadır. Geniş bir alana yayılan yazıt, resim ve kurganlar Tanrı Dağlarının doğu uzantısını oluşturan ve Ala Dağlar olarak adlandırılan dağların kuzey eteğinde Gök-Say mevkiinde bulunmaktadır. Su kaynakları ve dağ çayırları yönünden oldukça zengin olan Gök-Say mevkii Ala Dağların kuzey eteğinden Karasu köyüne kadar eğimli olarak alçalmaktadır. Deniz seviyesinden ortalama 2400-2450 m yüksekliğinde olan Gök-Say mevkiinde geniş alana yayılan yığma taşlardan yapılmış kurganlar bulunmaktadır. Kabaca daire biçimli olan kurganların fazla yüksek olmadığı görülmektedir. Güneydeki kayalık tepelerden koparak kuzeye doğru yuvarlanan andezit taşlar geniş bir alana yayılmaktadır. Büyük taşların yüzeyine vurgu tekniğiyle dağ koçu, dağ keçisi ve savaşçı resimleri yapılmıştır. Sağ elinde şahin kuşu tutan savaşçının silahları ve atının koşum takımları büyük bir özenle belirtilmiştir. Toplam sekiz ayrı taşın yan tarafına da tek satırlık runik yazısı kazınmıştır. İçerik yönünden hemen hemen birbirinin benzeri olan yazıtlarda "Er adım Asık on ok" cümlesi okunmaktadır. İlk kez iç Tien-Şan Bölgesi'nde bulunan runik yazıtlar, 8-10. yüzyıllara tarihlenmektedir. Başkent Bişkek'in yaklaşık 184 km güneydoğusunda ise, bölgenin en büyük kült merkezi ve mezarlık alanı bulunmaktadır. Dağların eteğinden çıkan güçlü bir kaynaktan dolayı burası Sütlü Bulak olarak adlandırılmaktadır.
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Image016te


Sütlü Bulak mezarlığı, 1 km uzunluğunda ve 350 m genişliğinde düz bir alandan oluşmaktadır. Bu düz alanın yalnızca doğusu yüksek tepelerle birleşmekte, diğer üç tarafı ise vadi tabanından 22-27 m yükseklikte bulunmaktadır. 9 büyük kurgan ve yüzden fazla küçük mezarın bulunduğu Süttü Bulak'ta, Kırgız-Alman ekibi tarafından ortak bir kazı yapılmıştır. Buradaki en eski mezarlar M.Ö.8.-6. yüzyılda Sakalar'a aittir. Daha sonra Hun, Gök-Türk ve 13.-15. yüzyıla tarihlenen Moğol mezarlıkları bulunmaktadır. Türkler tarafından kutsal sayılan Sütlü Bulak mezarlığına yalnızca Müslümanlık'tan önce değil Müslümanlık'tan sonra da gömüler yapılmıştır. 6. yüzyıla tarihlenen mezarlardaki iskeletlerin yapılan antromorfolojik incelemeleri bunların Türklere ait olduğunu göstermiştir. Yine Estelik olarak adlandırılan 2.5x2.5 m büyüklüğündeki kare biçimli kült merkezinde, ölümden 1 yıl sonra tüm akraba ve yakınlar toplanıyor, taştan yapılmış bir Balbal dikiliyor ve yapılan törenden sonra yemekler yeniliyor. Ortama 1.5 m yüksekliğindeki Balbal batı yönüne bakmaktadır. Başkent Bişkek'in 231 km güneyinde ise Songöl kurganları bulunmaktadır.


kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Image018b


Songöl'e gitmek için 3700 m yüksekliğinde Tanrı Dağları'ndaki geçitler aşılarak ulaşılabilmektedir. Ana yolların dışında kalan bölge, Eskiçağ'dan günümüze değin çok az değişikliğe uğramıştır. Yalnız küçük bir havaalanı pisti yapılırken, kurgan ve kült merkezlerinin (Estelik) tahrip edildiği görülmektedir. Deniz seviyesinden 3400 m yüksekliğindeki Songöl, tipik bir yayla yerleşimi görünümündedir. Gölün güneyinde doğu-batı doğrultusunda uzanan dağlar, Çin sınırını oluşturmaktadır. Yarı göçebe bir yaşam tarzı sürdüren Türkler'in Songöl'ün kuzeyindeki ve güneyindeki dağlarda yaşadıkları anlaşılmaktadır. Yarı göçebe bir yaşam tarzı sürdüren Türkler'in Songöl'ün kuzeyindeki ve güneyindeki dağlarda yaşadıkları anlaşılmaktadır. Derin olmayan Songöl fazla büyük değildir. Kurganların büyük bir kısmı gölün kuzeydoğu ve doğusunda yer almaktadır. Türkler'e ait irili ufaklı kurganlar, doğayı bir inci tanesi gibi süslemektedir. Gölün kuzeydoğusunda yer alan büyük kurganlardan biri, 1998 yılında Dr. Kubat Tabaldiev ve Dr. Rüstem Bozer tarafından kazılmış. Türk-Kırgız ortak çalışmasının büyük bir başarısızlıkla sonuçlandığı görülmektedir. Dozer ile yapılan kazı da mezar odası bulunmadığı gibi, kurganın doğal biçimi de bozulmuş. Piramitler Mısır için, tümülüsler Anadolu için ne denli önemliyse, kurganlar da Orta Asya ülkeleri için o denli önemlidir. Bölgenin tarihini kayaüstü resimleri, yazıt, balbal, kurganlar ve kült merkezleri çok iyi bir şekilde yansıtmaktadır. Ayrıca kült merkezi ve kurganlar tüm bölge halkı tarafından halâ kutsal olarak kabul edilmektedir. Bu yüzden anıtsal bir görünüme sahip bu kurganın tahribinden sonra, bir başka büyük kurganda kazı yapılmasına haklı olarak izin verilmemiş. Böylece tarihin canlı tanıkları kurganlar da tahrip olmaktan kurtulmuş.
Balasagun
Burana ören yeri, başkent Bişkek'in 62 km doğusunda, Tokmak kasabasının ise 12 km güneyinde yer almaktadır. 1970 yılından beri sürdürülen geniş çaplı kazı çalışmaları sonucunda, burasının Karahanlı Devleti'nin başkenti Balasagun olduğu anlaşılmıştır. Karahanlılar daha önce Tien-Şan Dağları'nda yarı göçebe bir hayat sürdürmekteydiler. Çu Vadisi'nin doğusunda yer alan Balasagun, 10. yüzyılda Karahanlılar tarafından kurulmuştur. Karahanlılar 10. yüzyılın ikinci yarısında doğuda Ili Irmağı'ndan batıda Amu Derya Irmağı'na kadar uzanan geniş toprakları ele geçirmişlerdir. Balasagun kenti, Ortaçağ'ın önde gelen şair ve düşünce adamı Yusuf Has Hacip'in vatanıdır. Yusuf Has Hacip, 1069 yılında ünlü Kutadgu Bilig (İdare Bilimi) adlı eserin yazarıdır.
Kent 25-30 km2'lik bir alana yayılmaktadır. Kentin çevresi 15 km uzunluğunda iki sıra sur duvarı ile çevrilmiştir. Kentte geniş bir alana yayılan konutlar çeşitli meslek dallarına ait atölyeler ve pazar yerleri bulunmaktadır. Balasagun kenti en parlak dönemini 10-14. yüzyıllar arasında geçirmiştir. Daha sonra kent önemini yitirmiş, binalar yıkılmaya başlamış ve 15. yüzyılda meydana gelen büyük depremden sonra ise terk edilmiştir. Kabaca kare planlı olan kale, 570x600 m boyutlarındadır. Yüksek surlarla çevrili olan kale duvarlarında dört kontrol noktası bulunmaktadır. Günümüzde duvarların yüksekliği 3-4 m ise de, ilk yapıldığı sıradaki yüksekliğinin 8-10 m olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten de kazılar sırasında ortaya çıkarılan savunma ile ilgili güçlü duvarlar burasının Karahanlı Devleti'nin en önemli siyasi ve askeri yönetim merkezi olan Balasagun olduğunu göstermiştir. 100x100 m boyutlarında ve 10 m yüksekliğindeki bir tepede yapılan kazı çalışmalarında, saraya ait kerpiçten yapılan odaların duvar kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.


kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Image020oe


Arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan Burana Kulesi, aslında 11. yüzyıla tarihlenen caminin minaresidir. Minarenin orijinal yüksekliği 45 m ise de, 15. yüzyılda meydana gelen depremde büyük bir kısmı yıkılmıştır. Günümüzde orijinaline sadık kalınarak büyük bir başarıyla onarılan minarenin yüksekliği 24.6 m'dir. Minare sekizgen bir kaide üzerinde yükselmektedir. Konik biçimli minarenin taban çapı 9.3 m, tavan çapı ise 6 m'dir. Gövdenin dış kısmı kabartma motifli tuğlalarla kaplıdır. Minarenin üstüne tuğladan merdivenlerle çıkılmaktadır. Burana minaresi, Orta Asya'da bu tür anıtların ilk örneğini oluşturmaktadır.
Burana ören yeri bir açık hava müzesi şeklinde düzenlenmiştir. Kazıda ortaya çıkarılan sikke, çeşitli metal eşya, cam ve küçük eserler küçük bir müzede sergilenirken, taştan yapılan mimari parçalar da geniş bir alanda sergilenmektedir. Açık hava müzesinin en önemli özelliği Tien-Şan, Çu Vadisi, Talas ve Issık Göl bölgelerinde bulunan taş Balbalların buraya getirilerek sergilenmesidir. Yarı göçebe Türklere ait Balballar, 6.-10. yüzyıllara tarihlenmektedir. Aslında Balbalların toplanarak burada sergilenmesi, belgeleme açısından son derece yanlıştır. Mezar yerlerini gösteren Balbalların bilinçsizce toplanıp buraya getirilmesi, mezar yerlerinin kaybolmasına neden olmaktadır. Hemen hepsi farklı taş türlerinden yapılan Balbalların yüzü güney yönüne dönük olarak sergilenmiştir.


kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları Image022ft

İrili ufaklı yüzden fazla Balbal, şu anda Kırgızistan ve Orta Asya Cumhuriyetlerinin en büyük açık hava Balbal Müzesini oluşturmaktadır. Türklerin dinsel ve sosyal yaşamında önemli bir yer tutan Balballar, tıpkı Kurgan gibi Orta Asya arkeolojisinin karakteristik özelliğini yansıtmaktadırlar. Günümüze değin fazla araştırılmayan ve bu yüzden hala gizemini koruyan Balballar ekibimizin üyesi ve Erken Dönem Orta Asya Türk Sanatı uzmanı Anıl Yılmaz tarafından doktora konusu olarak çalışılmaktadır. Taş ocaklarının gelişmesi taşların çıkarılmasında olduğu gibi oldukça yavaş olmuştur. Roma'da taş ocaklarındaki gelişmeleri incelerken, taşın en çok kullanıldığı alan olan mimarlıktaki gelişmeler göz önüne alınmalıdır. Aslında Eski İtalik gelenekte taşa dayalı mimari yoktu, yapıların büyük bölümü ahşap ve pişmiş topraktandı. Romalılar'ın herhangi bir düzenleme gerektirmeyecek kadar az miktarda kullandığı taşlar da yakınlardaki ocaklardan sağlanarak taşıma sorunu aşılmaktaydı. Topraklarının genişlemesiyle elde ettikleri yeni kaynakları kullanmakta çok gecikmeyen Romalılar kendileri için yeni olan bazı taş cinslerini, örneğin renkli mermerleri, tanıştıkları farklı kültürlerin de etkisiyle yaygın biçimde kullanmaya başladılar. Roma'da kullanılan yapı taşlarından mermer dışındakilerin ticari açıdan fazla bir önemi yoktu; mermerin yaygınlaşmaya başlaması ve Romalılar'ın betonu geliştirmesi bunların en fazla harç katkısı olarak kullanılmalarına yol açtı.
Bu kemerlerindedir. MÖ 2. yy.'ın sonuna doğru yapılarda kullanılmaya başlanan Gabine taşına, peperinodan daha aşağı kalitede olduğundan sınırlı yer verilmişti. Yine de, herhalde ekonomik nedenlerle Iulius Caesar ve Augustus forumlarında kullanılmıştı.
Süngertaşı (pumix), Roma yapılarında pek büyük rol oynamamıştır. Ama başka amaçlarla çeşitli kullanımları söz konusudur: Örneğin toz haline getirilen süngertaşı mermer kesimi ve cilası için kullanılırdı. Antik yazarlar, bu terimi nymphelerin sözde mağaralarında bulunan sarkıt oluşumları için de kullanmışlardır.
</BLOCKQUOTE></BLOCKQUOTE>
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
kazakistan ve kırgızistan da arkeolojik yüzey araştırmaları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Arkeolojik Terimler Sözlüğü.
» DÜNYADAKİ DEĞİŞİK ÜLKELERDEKİ PİRAMİTLER ve BENZER YAPILAR YÜZEY ŞEKİLLERİ
» KYZİKOS 2007 ARKEOLOJİK KAZISI
» Büyük Sırrın Arkeolojik Keşfi: Nuh Tufanı.
» yapılan arkeolojik kazılar.bilgi amaçlıdır

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DEFİNECİLER AKADEMİSİ :: İŞARET ve İŞARETLERİN İFADE ETTİKLERİ ANLAMLAR :: ARKEOLOJİK KAZI RAPORLARI-
Buraya geçin: