DEFİNECİLER AKADEMİSİ
ÖNCELİKLE SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ...
SİTEMİZDEN YARARLANMAK İÇİN ÜYE OLUNUZ..
AKSİ TAKTİRDE SİTEMİZİN İÇERİĞİ TAM OLARAK GÖRÜNMEYECEKTİR...
DOLAYISI İLE SİTEMİZDEKİ İŞLENMEKTE OLAN KONULARI ve KONULARA YAPILMIŞ OLAN YORUMLARI GÖREMEZSİNİZ.
PAYLAŞIMLARA KATILAMAZSINIZ PAYLAŞIM YAPAMAZSINIZ ..
SİZ GELİN EN İYİSİ ÜYE OLUN...
SIKINTI ZORLUK YAŞAMAYIN..
LÜTFEN GEÇERLİ MSN ADRESİ VERİN..
ÜYE OLDUKTAN SONRA TÜM REKLAMLAR ENGELLER GİZLENECEKTİR..
SANAL ALEMİN NİMETLERİNDEN FAYDALANARAK GİZLENEREK KÜFÜR KAFİR ETMEKLE İNSANLARI KIRMAKLA İNCİTMEKLE AŞAĞILAMAKLA BİR YERE VARILMAZ O SİZİN YETİŞTİRİLME ŞEKLİNİZİN AHLAK YAPINIZIN BASİTLİĞİNİZİN İNSAN OLAMAMANIZIN VERDİĞİ BİR ÖLÇÜYÜ GÖSTERİR..
LÜTFEN ÜYE OLUNUZ...

SAYGILAR : SİTE YÖNETİMİ

DEFİNECİLER AKADEMİSİ
ÖNCELİKLE SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ...
SİTEMİZDEN YARARLANMAK İÇİN ÜYE OLUNUZ..
AKSİ TAKTİRDE SİTEMİZİN İÇERİĞİ TAM OLARAK GÖRÜNMEYECEKTİR...
DOLAYISI İLE SİTEMİZDEKİ İŞLENMEKTE OLAN KONULARI ve KONULARA YAPILMIŞ OLAN YORUMLARI GÖREMEZSİNİZ.
PAYLAŞIMLARA KATILAMAZSINIZ PAYLAŞIM YAPAMAZSINIZ ..
SİZ GELİN EN İYİSİ ÜYE OLUN...
SIKINTI ZORLUK YAŞAMAYIN..
LÜTFEN GEÇERLİ MSN ADRESİ VERİN..
ÜYE OLDUKTAN SONRA TÜM REKLAMLAR ENGELLER GİZLENECEKTİR..
SANAL ALEMİN NİMETLERİNDEN FAYDALANARAK GİZLENEREK KÜFÜR KAFİR ETMEKLE İNSANLARI KIRMAKLA İNCİTMEKLE AŞAĞILAMAKLA BİR YERE VARILMAZ O SİZİN YETİŞTİRİLME ŞEKLİNİZİN AHLAK YAPINIZIN BASİTLİĞİNİZİN İNSAN OLAMAMANIZIN VERDİĞİ BİR ÖLÇÜYÜ GÖSTERİR..
LÜTFEN ÜYE OLUNUZ...

SAYGILAR : SİTE YÖNETİMİ

DEFİNECİLER AKADEMİSİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
DEFİNECİLER AKADEMİSİ

DEFİNE DEFİNECİLİK VE KOLEKSİYONERLİK TREASURE, ANT ANCİENT COİNS
 
AnasayfaAnasayfa  PortalPortal  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  DEFİNE İŞARETLERİ VE ANLAMLARIDEFİNE İŞARETLERİ VE ANLAMLARI  
DEĞERLİ ÜYE ARKADAŞLARIMIZ YENİ YÖNETİMLE DEĞERLİ ÜYE ARKADAŞLARIMIZLA HER KONUDA BİLGİ ALIŞ VERİŞİNDE BULUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ İYİ FORUMLAR
DEGERLİ ÜYELERİMİZ DİĞER KOLEKSİYONERLER SİTEMİZDEDE ÜYE KAYITLARI BAŞLAMIŞTIR HANGİ KATAGORİDE KOLEKSİYON YAPIYORSANIZ VE ELİNİZE GEÇEN SİKKE VE OBJELERİNİN ORTALAMA FİYATLARINI ÖĞRENMEK İSTİYORSANIZ BİZE AİT OLAN wwwdefinecilerkulubu.com ADRESİNE ÜYE OLARAK PAYLAŞIMLARINIZI YAPABİLİRSİNİZ..
En iyi yollayıcılar
catterpillar (457)
BAZI İLKLER Vote_lcapBAZI İLKLER Voting_barBAZI İLKLER Vote_rcap 
kepenekli çoban (370)
BAZI İLKLER Vote_lcapBAZI İLKLER Voting_barBAZI İLKLER Vote_rcap 
BURAKBEY (347)
BAZI İLKLER Vote_lcapBAZI İLKLER Voting_barBAZI İLKLER Vote_rcap 
hattap (345)
BAZI İLKLER Vote_lcapBAZI İLKLER Voting_barBAZI İLKLER Vote_rcap 
aslan54 (300)
BAZI İLKLER Vote_lcapBAZI İLKLER Voting_barBAZI İLKLER Vote_rcap 
MAMİ (266)
BAZI İLKLER Vote_lcapBAZI İLKLER Voting_barBAZI İLKLER Vote_rcap 
SİMBAT (154)
BAZI İLKLER Vote_lcapBAZI İLKLER Voting_barBAZI İLKLER Vote_rcap 
menderes1278 (153)
BAZI İLKLER Vote_lcapBAZI İLKLER Voting_barBAZI İLKLER Vote_rcap 
selim (111)
BAZI İLKLER Vote_lcapBAZI İLKLER Voting_barBAZI İLKLER Vote_rcap 
aslicix67 (109)
BAZI İLKLER Vote_lcapBAZI İLKLER Voting_barBAZI İLKLER Vote_rcap 
kontrol paneli
BAZI İLKLER ConfigureProfiliniz
Bilgiler
Seçenekler
İmza
Avatar
BAZI İLKLER Kwalletmanager Sosyal
Arkadaş ve Tanınmamış
Üye listesi
Grup
BAZI İLKLER Newmsg Özel Mesaj
Gelen Kutusu
ÖM Gönder
BAZI İLKLER Kthememgr
Gözlenmiş Konular
Kimler hatta?
Toplam 5 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 5 Misafir :: 1 Arama motorları

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 197 kişi C.tesi Tem. 29, 2017 12:23 pm tarihinde online oldu.
En son konular
» Kahpe saldırı bezele karakol baskını
BAZI İLKLER Icon_minitimeSalı Şub. 01, 2011 1:31 am tarafından kepenekli çoban

» Ashab,ı Kehf,
BAZI İLKLER Icon_minitimePtsi Ocak 31, 2011 3:50 am tarafından kepenekli çoban

» ÖNERİLERİNİZ VE İSTEKLERİNİZ
BAZI İLKLER Icon_minitimePerş. Ocak 20, 2011 1:28 am tarafından kepenekli çoban

» DEFİNECİLİK İŞİ PROFESYONELCE YAPILIR RUHSATLI VE BİLİNÇLİ
BAZI İLKLER Icon_minitimePaz Ocak 16, 2011 7:26 am tarafından sakin adam

» İKİNCİ EL CİHAZ ALIM SATIMI VE TAKASI
BAZI İLKLER Icon_minitimePaz Ara. 26, 2010 2:17 am tarafından kepenekli çoban

» ücretsiz vbullettin sitesi kurmak resimli anlatım,,
BAZI İLKLER Icon_minitimeCuma Ara. 10, 2010 4:18 am tarafından menderes1278

» ITALYA ROMA NARNI
BAZI İLKLER Icon_minitimeCuma Ara. 10, 2010 12:26 am tarafından kepenekli çoban

» İlginç bir saat‏
BAZI İLKLER Icon_minitimePtsi Kas. 29, 2010 11:41 pm tarafından Misafir

» Büyük Sırrın Arkeolojik Keşfi: Nuh Tufanı.
BAZI İLKLER Icon_minitimePaz Kas. 28, 2010 5:15 am tarafından kepenekli çoban

» BULANLAR BULUYOR AMA TEK TEK AMA FARKLI ŞEKİLLERDE
BAZI İLKLER Icon_minitimePaz Kas. 28, 2010 4:20 am tarafından Misafir

» Rüyada Define Görmek.
BAZI İLKLER Icon_minitimePaz Kas. 28, 2010 3:52 am tarafından Misafir

» kıyamet günü
BAZI İLKLER Icon_minitimeC.tesi Kas. 27, 2010 4:34 am tarafından Misafir

» AYAK İŞARETİ (çözülmüş)
BAZI İLKLER Icon_minitimeCuma Kas. 26, 2010 11:27 pm tarafından kepenekli çoban

» 7 DELİK Lİ TAŞ ve TAŞ YIĞMA
BAZI İLKLER Icon_minitimeCuma Kas. 26, 2010 7:04 pm tarafından Misafir

» Arkeolojik Terimler Sözlüğü.
BAZI İLKLER Icon_minitimeCuma Kas. 26, 2010 2:18 am tarafından menderes1278

» MEZAR ÖRNEKLERİ VE MEZARDAN ÇIKAN HEDİYELERİ
BAZI İLKLER Icon_minitimePerş. Kas. 25, 2010 11:52 pm tarafından Misafir

» bir ruhsatlı define kazısından hikayeler
BAZI İLKLER Icon_minitimePerş. Kas. 25, 2010 3:38 am tarafından Misafir

» 3 Yaşında Define Buldu..
BAZI İLKLER Icon_minitimePerş. Kas. 25, 2010 2:43 am tarafından Misafir

» Göz testine buyrun... !!!!
BAZI İLKLER Icon_minitimePerş. Kas. 25, 2010 2:16 am tarafından Misafir

» FAYDALI LİNKLER
BAZI İLKLER Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 8:43 am tarafından kepenekli çoban

» Define Arama İle İlgili Yasal Dayanaklar.. "Define arama ruhsatnamesi"
BAZI İLKLER Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 5:23 am tarafından menderes1278

» Bulunan Defineye Paha Biçilemiyor
BAZI İLKLER Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 5:07 am tarafından Misafir

» ALAN TARAMALAR ,,
BAZI İLKLER Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 5:02 am tarafından Misafir

» minelap 4500
BAZI İLKLER Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 4:00 am tarafından kepenekli çoban

» burada ne görüyorsunuz
BAZI İLKLER Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 2:43 am tarafından Misafir

» Cennet annelerin ayakları altındadır
BAZI İLKLER Icon_minitimeÇarş. Kas. 24, 2010 1:15 am tarafından menderes1278

» MEYVA YETİŞTİRİCİLİĞİ
BAZI İLKLER Icon_minitimeC.tesi Kas. 20, 2010 12:23 am tarafından Misafir

» Piramitlerin Sırrı.
BAZI İLKLER Icon_minitimeCuma Kas. 19, 2010 7:17 pm tarafından Misafir

» Denizli-sandıras dağı-define hayaliyle gölü boşalttılar
BAZI İLKLER Icon_minitimePerş. Kas. 18, 2010 2:40 am tarafından kepenekli çoban

» Tarihten en güzel laf koymalar
BAZI İLKLER Icon_minitimeÇarş. Kas. 17, 2010 7:14 pm tarafından Misafir

Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
google
hitsaati web trafik hizmetleri
döviz
HABERLER
KOD
hava durumu


 

 BAZI İLKLER

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
MAMİ
Vip Özel Üye

Vip Özel Üye
MAMİ


Mesaj Sayısı : 266
Erkek Yaş : 51
İş/Hobiler : av,balık,hız,motor,define
Nerden : MANİSA
Kayıt tarihi : 26/03/10
başarı sistemi : 3
uyarı yok

BAZI İLKLER Empty
MesajKonu: BAZI İLKLER   BAZI İLKLER Icon_minitimePtsi Mart 29, 2010 10:09 pm

Dünya Tarihi'nde İlkler


Siyaset-Yönetim

1. İlk anayasa Babiller tarafından oluşturmuştur.
2. Almanya'nın, ilk kadın Başbakanı Angela Merkel'dir.
3. Yazılı ilk anayasa olan Amerika Birleşik Devletleri Anayasası, 1787 yılında kabul edilmiş ve 1789 yılında yürürlüğe girmiştir.

Askeriye

1. Tarihte bilinen ilk büyük ve düzenli orduyu Akadlar kurmuştur.
2. V2 füzeleri Hitler'in savaş sırasında yaptırdiğı tarihteki ilk balistik uzun menzilli füzelerdir.

Ekonomi


1. Parayı ilk kez Lidyalılar bulmuştur. (M.Ö. 700)

Bilim

1. El Harezmi (Ebu Abdullah Muhammed bin Musa el Harezmi) "sıfır"ı kullanıp, cebir işlemlerini geometrik düşüncelerle temellendirdi.
2. Battani, ilk trigonometrik bağlantıları bugün kullanılan şekliyle formülleştiren bilimadamıdır.
3. El Biruni trigonometriye sekant, cosecant ve cotangent fonksiyonlarını eklemiştir.
4. İtalyan Armati ilk gözlüğü icad etti. (1280)
5. Dünyanın ilk haritası ünlü Türk denizci Piri Reis tarafından çizildi.
6. Hollandalı gözlükçü Hans Lippershey ilk teleskopu yaptı.
7. İngiliz James Watt uzun süreli çalışan buharlı makinayı yaptı. (1777)
8. Fransız Montgolfier Kardeşler ilk uçan balonla yolculık yaptılar. (1783)
9. İngiliz Richard Trevithick ray üzerinde 16 Km hızla giden ilk lokomotifi icad etti.
10. Fransız terzi Berthelemy Thimonnier ilk dikiş makinasını yaptı, ancak üretip satan ilk kişi ABD'li Isac Singer'dir. (1830)
11. İsveçli Alfred Nobel dinamiti icad etti. (1865)
12. İskoç asıllı ABDli Alexander Graham Bell ilk telefonu icad etti. (1876)
13. İngiliz Joseph Swan elektrik ampulünü icad etti. )1878
14. Hiram Maxim tam otomatik makinalı tüfeği yaptı.(1884)
15. Rus İgor Skorsky VS 300 adlı ilk modern helikopteri yaptı. (1935)
16. ABD li Robert Oppenheimer ilk atom bombasını geliştirdi.
17. Alman asıllı Vernher von Braun'untasarladığı roket sistemleriyle uzaya ilk uydu fırlatıldı. (1958)
18. Uzaya çıkan ilk insan Rus kozmonot Yuri Gagarin'dir
19. Uzaya çıkan ilk kadın Rus Valentino Kreskivo'dur.
20. Ay'a ayak basan ilk insan Neil Amstrong'tur.

Kültür-Sanat

1. Dünyada bilinen ilk kilise Hatay'daki Senpiyer Kilisesi'dir.

Edebiyât

Müzik

1. 17. yüzyılın ikinci yarısında Alman çalgı ustası Johann Christoph Denner, klarneti icat etti.

Sinema

1. İlk film gösterimi Lumiere Kardeşler tarafından 28 Aralık 1895'te Pariste, Capucines Bulvarı'ndaki Grand Cafede gerçekleştirilmiştir.
2. İlk kadın yönetmen Alice Guy-Blaché, ilk filmi La Fée aux Choux'u 1896 yılında çekti.
3. İlk öykülü film 1902 yılında Georges Méliès tarafından Le Voyage dans la Lune (Aya yolculuk) adlı filmdir.
4. 1906 Atina’da yapılan Ara Olimpiyatlar’da ilk sinema kayıtları yapıldı.
5. İlk renkli film "Rüzgar Gibi Geçti"dir

Tiyatro

1. İlk tiyatro şenliği M.Ö. 534'te Atina'da yapılmıştır ve Thespis'in bir tragedyası ödül kazanmıştır.

Spor

Olimpiyat Oyunları

1. 1906 Atina’da yapılan Ara Olimpiyatlar’da ilk sinema kayıtları yapıldı.
2. 1908 Londra Olimpiyatları’nda ilk defa telgraf ile haberleşme kullanıldı.
3. 1912 Stockholm Olimpiyatları’nda ilk defa fotoğraf bürosu kuruldu.
4. 1924 Paris Olimpiyatları’nda Uluslararası Spor Yazarları Birliği kuruldu.
5. 1928 Amsterdam Olimpiyatları’nda ilk defa radyo yayını Hollanda içinde yapıldı.
6. 1932 Los Angeles Olimpiyatları’nda tüm Amerika kıtasına ilk defa radyo yayını yapıldı. Ayrıca 1500 amatör radyocu oyunları bütün dünyaya anlattı.
7. 1936 Berlin Olimpiyatları’nda ilk televizyon yayını yapıldı.
8. 1956 Cortina Olimpiyatları’nı 6 milyon kişi televizyondan izledi.
9. 1960 Roma Olimpiyatı bütün Avrupa’ya canlı televizyon yayını yapıldı.
10. 1964 Tokyo Olimpiyatı uydu yayını ile ilk kıtalararası televizyon yayını yapıldı.
11. 1968 Meksiko Olimpiyatı uydu yayın ile ilk kıtalararası canlı yayın yapıldı.

Türk Tarihi'nde İlkler [değiştir]

Siyaset-Yönetim

1. Tarihte Türk adıyla kurulan ilk devleti Göktürk'lerdir.
2. Musevilik'i resmi din olarak kabul eden ilk Türk devleti Hazarlar'dır.
3. İlk bütçe Tarhuncu Ahmet Paşa tarafından düzenlenmiştir.
4. İlk nüfus sayımı II. Mahmut zamanında yapılmıştır.
5. İlk anayasa 1876'daki I. Meşrutiyet Anayasası'dır.
6. Türkiye Cumhuriyeti devletini ilk kabul eden devlet Ermenistan'dır.
7. ******’e muhalefet olan ve sürgüne gönderilen ilk kadınlarımızdan biri Halide Edip Adıvar’dır.
8. Türkiye'de öldürülen ilk başbakan Nihat Erim'dir.

Askeriye

1. İlk Türk deniz savaşını ilk amiral olan Çaka Bey yapmıştır.
2. Osmanlı Devleti, uçağı ilk kez I. Dünya Savaşı'nda kullanmıştır.
3. Türk Kara Kuvvetlerinin teşkilâtlı bir şekilde kuruluşu, Büyük Hun İmparatorluğunda, Mete zamanında M.Ö.209 senesinde olmuştur.
4. Mete onluk düzene göre orduyu yapılandırmış ve bu düzen diğer devletlere de örnek olmuştur.
5. İkta sistemini uygulayan ilk türk devleti büyük selçuklu devletidir.
6. Osmanlı Devleti'nin yaptığı son savaş I. Dünya Harbi'dir.
7. İlkçağ Anadolu medeniyetleri savaşlarda atların sürüklediği savaş arabalarını kullanmışlardır.
8. Topların kaleler üzerindeki etkisinin ıspatlandığı olay İstanbul'un Fethi olmuştur. Bu olay bir nevi feodalite (dereeylik)'in sonunu hazırlamıştır.
9. Bilinen ilk Türk komutan ve hakan Tuman (Teoman)'dır.
10. Osmanlı Donanması büyük çapta ilk kez İnebahtı Savaşı'nda yakılmıştır. Son olarak Navarin'de yakılmıştır. Donanmanın Navarin'de yakılmasıyla ayrıca Meternik Sistemi'nin çöktüğü ortaya çıkmıştır.


Ekonomi

1. İlk dokuma fabrikası Nazillli'de, şeker fabrikası Uşak'ta, demir-çelik fabrikası Karabük'de açılmıştır.

Bilim

1. Hüseyin Tevfik Paşa “Linear Algebra” kitabıyla Osmanlı tarihinde temel bilimler alanında orijinal çalışma yapan ve yayınlayan ilk bilim insanıdır.
2. Osmanlı Devleti ilk borcu Kırım Savaşı sırasında İngiltere'den almıştır.
3. Osmanlı döneminde ilk denizaltıyı İbrahim Efendi yapmıştır.

Kültür-Sanat
Edebiyat

1. İlk sözlük kitabı Divân-ı Lügati't-Türk’tür.
2. İlk Türkçe gazete 1831′de kurulan Takvim-i Vaka’dır.
3. Noktalama işaretini, ilk kez Şinasi “Şair Evlenmesi” nde kullanmıştır.
4. İlk çeviri roman, Kamil Paşa’nın yaptığı Telemak’tır.
5. İlk roman, Taaşşuk-u Talat-ı Fitnat’tır.
6. İlk köy romanı, Nabizade Nazım’ın “Karabibik” adlı eseridir.
7. İlk realist romancı Recaizade Mahmut Ekrem, realist roman ise yazara ait Araba Sevdası’dır
8. İlk edebi roman, Namık Kemal’in “İntibah” adlı eseridir.
9. İlk psikolojik roman, Mehmet Rauf'a ait Eylül’dür.
10. İlk tarihi roman, Namık Kemal’in “Cezmi” adlı eseridir.
11. İlk Türk kadın romancı Fatma Aliye’dir.
12. İlk makaleyi Şinasi'nin yazdığı Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi'dir.
13. İlk tiyatro Şinasi’nin Şair Evlenmesi’dir.
14. İlk köy romanı Karaibibik Nabizade Nazım'dır.
15. İlk özel gazete Tercüman-ı Ahval'dır.
16. İlk Türk destanı Alp Er Tunga Destanı'dır.
17. İlk divan şairi Hoca Dehhani'dir.
18. İlk çocuk şiiri Şermin Tevfik Fikret'dir

Müzik

1. Anadolu'ya konser turnesi yapan ilk pop sanatçı Erol Büyükburç'tur.
2. Eurovision Şarkı Yarışması'na katılan ilk Türk, 1975 seninle bir dakika parçasıyla semiha yankıdır.1997 şebnem paker ile bir üçüncülüğümüz vardı ve 2003 yılında tekrar bir birincilik"Everyway that I can" adlı İngilizce şarkısıyla Sertab Erener. 2004 yılında Athena adlı Türk grubu dördüncülük kazanmıştır. 2 yıl süren bu başarıya rağmen sonraki 2 yılda gösterilen başarısızlık umutları karartmıştır. 2007 yılında Kenan Doğulu " Shake it up şekerim" adlı parçasıyla 4. olmuştur .

Sinema

1. Türkiye'deki ilk sinema 1908'de açılmış olan Pathe Sineması'dır.
2. İlk Türk sinema gösterimi Cevat Boyer ile Murat Bey'in Şehzadebaşı'nda 19 Mart 1908'de başlattığı gösterimdir.
3. Türk sinema tarihinin ilk filmi Fuat Uzkınay'ın, 14 Kasım 1914'te çektiği Ayastefanos'taki Rus Anıtı'nın Yıkılışı adlı 150 metrelik belgeseldir.
4. Türk sinemasının ilk konulu uzun metrajlı filmi 1916 tarihli Himmet Ağa'nın İzdivacı'dır.
5. Sedat Simavi'ye ait "Alemdar Mustafa Paşa", ilk tarihi belgesel film denemesidir. (1918)


Spor

1. İlk kurulan Spor Kulubü Beşiktaş'tır. (1903)
2. Everest'e tırmanan ilk Türk dağcı Nasuh Mahruki'dir.
3. İlk kurulan futbol kulübü galatasaray Spor Kulübü'dür. (1905)
4. Avrupa'da kupa kazanan ilk Türk futbol kulübü UEFA Kupası ve Süper Kupa'yı kazanan Galatasaray Spor Kulübü'dür.
5. Futbol Federasyonu'nun "Altın Şeref Madalyası"nı alan ve ilk kez bir Avrupa Kupa'sında final (Fiorentina'da) oynayan Türk futbolcu: Lefter (Eleftherios) Küçükandonyadis.
6. Anadolu'dan çıkan tek şampiyon Trabzonspor'dur.
7. Trabzonspor'un ilk gol kralı Necmi Perekli'dir.
8. 2007-2008 sezonunun en erken golünü Umut Bulut(Trabzonspor), Gaziantepspor ağlarına göndermiştir.
9. Dünya Kupası'nda en erken gol Hakan Şükür'ün ayağından gelmiştir. Daha sonra bu rekor gençler Dünya Kupası'nda kırılmıştır. Ancak hale daha Dünya Kupası'nın büyük ayağındaki rekor Şükür'ündür. (G.Kore Maçı, 2-3 kazandık ve Dünya 3.sü olduk)
10. Trabzonspor Liverpoll'un yaklaşık 2 yıllık yenilmezliğine Dozer Cemil'in attığı penaltı ile son vermiştir.

Din

1. İlk Osmanlı Şeyhülislam'ı Bursa'da yaşayan Molla Fenari'dir. (1424)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MAMİ
Vip Özel Üye

Vip Özel Üye
MAMİ


Mesaj Sayısı : 266
Erkek Yaş : 51
İş/Hobiler : av,balık,hız,motor,define
Nerden : MANİSA
Kayıt tarihi : 26/03/10
başarı sistemi : 3
uyarı yok

BAZI İLKLER Empty
MesajKonu: Geri: BAZI İLKLER   BAZI İLKLER Icon_minitimePtsi Mart 29, 2010 10:10 pm

İlk Denizaltı Bizden.
1719 yılında Sultan III. Ahmed Hân, şehzâdeleriyle İstanbul'dan 5000 fakir çocuğu sünnet ettirmişti. Bu vesileyle İstanbul'da onbeş gün onbeş gece şenlikler yapılmış, halkın yüzü gülmüştü. Bu şenliklerde bütün halka yemekler verilmiş, herkese hediyeler dağıtılmıştı. Osmanlı tarihindeki sünnet düğünlerinin en muhteşemi olarak bilinen bu düğünde sanatkârlar ve esnaf da olanca hünerlerini göstermişti. Bu gösterilerden biri vardı ki anlatmaya değer: Düğünün son günlerinden bir gün Pâdişah Aynalıkavak Kasrı'ndaydı. Herkes kayıklarla Haliç'e dökülmüştü. Denizin yüzü kayıklarla örtülmüştü. Kürekleri kımıldatmanın imkânı yoktu. Gemilerin üzeri de mahşer gibiydi. Bu gösteride, Mimarbaşı İbrâhim Ağa'nın yaptığı gemi büyüklüğündeki bir timsah modeli, üst çenesini açıp kapayarak yarım saat kadar deniz yüzünde dolaştıktan sonra denize daldı. Zevkle seyredilen bu gösteri çok da takdir toplamıştı. Fakat o da ne? Bir saat sonra battığı yerden tekrar deniz yüzüne çıkınca, takdirler bu sefer hayrete dönüştü. Timsah ağzını açıp durdu, ağzından rengârek kıyâfetli beş tane çocuk çıkıp oynamaya başladı. Mimarbaşının bu timsahı dünyanın bundan üç asır kadar önce tecrübe edilmiş ilk denizaltı gemisi sayılmaktadır.

İlk Üniversite (Evrenkent) Bizden
Medrese, Dârülfünun, Üniversite, Evrenkent

Büyük Selçuklu Türk Devletinin vezir-i âzâmı (başbakanı) Nizâmülmülk’ün kurduğu, Gazalî’nin başmüderrisi olduğu, o zamanki dünyanın ünlü bilim yuvası Bağdat’taki medresenin, veya daha sonra İstanbul’un fethiyle başlayan Fatih Medresesi’nin, günümüz Türkiye’sinin evrenkentlerinden (üniversitelerinden) gerçek anlamıyla daha az bir evrenkent olduğunu kim iddia edebilir? “Gerçek anlamıyla” ne demek? “Evrenkent”in tanımı şudur:Bilgilerin üretildiği ve yayıldığı yer.

[ O ara şunu da ilâve edeyim: “Üniversite”ye Türkçe karşılığı olarak (yâni Tarzanca’sı yerine) 1970’ler başlarından itibâren niye evrenkent” dedim, biliyor musunuz? “Evrensel bilgilerin üretildiği ve yayıldığı kentçik” anlamına. Yabancı (Eski Türkçe değil haa, dikkat), yâni çoğu Tarzanca’dan sözcüklerin karşılıklarını Türkçe’nin matematik gibi kurallarına uygun olarak türetirken kullanılacak ilkeyi hatırlatalım: Esas olan, yabancı sözcüğün tekabül ettiği kavrama bakıp, Türkçe’de bu kavramı sıfırdan nasıl ifâde ederiz diye üşünmektir, yoksa zâten kavramı iyi ifâde etmeyen yabancı sözcüğü harfiyen (“etimoloji”sini) çevirmeğe çalışmak değil. Özellikle İngilizce’de sözcük türetme kuralları hemen hemen hiç olmadığı için, sözcüklerin köken anlamları kavramları çoğu zaman karşılamaz (Bunu pek çok örnekle gösterebiliriz ama, burada olmaz; makalenin konusu değişecek). Bu bağlamda İngilizce’nin çoğu terimleri gerçek anlamda “uydurukça”dır. Çok şükür öyle muhteşem bir dilimiz var ki, Türkçe’nin matematik gibi ve binlerce yıldan beri süregelen türetme yetenekleriyle her yeni kavrama karşılık bulabiliyoruz.]

Avrupa’nın 1100-1200’lü yıllarda kurulmuş ilk evrenkentleri, binalarıyla, doktora düzenleriyle, bilimsel dallarıyla Selçuklu Türk evrenkentleri taklit edilerek kuruldu. İtalya’dakilerden sonra örneğin İngiliz Oksford Evrenkenti. [“Oxford”un harfiyen kökensel (etimolojik) çevirisi: “Ox” öküz demek; “ford” kale. Yâni “Öküz Kalesi”. Nasıl? Kavramı karşılayabiliyor mu?!]

Evet, “evrenkent”in (“üniversite”nin) tanımını verdik. Daha ABD bağımsız olmadan, 1640’larda Kuzey Amerika’da İngilizlerin kurduğu ilk iki evrenkentten biri olan Yale Evrenkenti’nin de binaları Selçuklu medreselerini andırır. Niçin? O da Oksford Evrenkenti’ni taklîden kurulmuştur da ondan. Şimdi, bu Yale’nin kara kaplı (daha doğrusu Yale’nin resmî rengi lâcivert) kitabında, evrenkent hocasının görevleri şöyle belirtilmiştir: “Profesör, bilgi üreten ve yayan kişidir.” Demek oluyor ki, “profesör” özgün araştırmalar yapmalı; yeni bilgiler, kuramlar, buluşlar üretmeli. Bir de bunları yaymalı. Nasıl yayacak? Önce kendi ülkesinde, kendi dilinde yayınlayacak. Öyle ya, ulusal bir kaygıları olmayanlar bile düşünmeli ki, maaşını kendi halkı ödüyor. Hocamız, lisans üstü eğitimde mastır, doktora öğrencileri yetiştirecek. Bilimdeki öncülüğünü araştırma yaptırarak onlara aktaracak. Bu suretle ülkeye kültürel, bilimsel, teknik birikim, ve dolaylı, dolaysız iktisâdî katkı da sağlanacak. Araştırması olmayan evrenkent, evrenkent değildir. Bizde YÖK kurdurulduğundan beri gittikçe hızlanarak gerçek bilim ve araştırma yok edilmiş, âdetâ yasaklanmıştır. Şimdi de evrenkentlerimizin tümü son sürat Tarzanca dershanelerine dönüştürülüyor. Araştırma olmayan yerde sahici bir yüksek öğretim de olamaz. Hele yarım yamalak bildiği bir yabancı dilden, gençlere, öğrenmekte oldukları dilden dersler veriliyorsa, -ne bilimi?-, öğrencinin düşünme yeteneği bile kalmaz.

Profesör, bilgiyi yaymak için önce kendi ülkesinde konuşmalar (konferans, seminer) yapar, tabii ulusal, resmî dilinde. “Ürettiği bilgiyi yaymak” içinde, devlete veya özel şirketlere danışmanlık yapmak da vardır. Devletin, sanayinin temel desteklerinden biri evrenkentlerdeki araştırma ve birikimdir; yabancı danışmanlar değil.

****** cumhuriyet dönemi dâhil tüm Türk devletlerinde, yönetenlerin yanı başında hep Türk âlimleri olurdu. Ama sonra o gelenek de yok oldu; devletin içi dışı yabancı danışmanlarla doldu. Sonuç meydanda. Yabancı senin kuyunu kazmakla görevli. Ayrıca, “kılavuzu karga olanın burnu ……dan kurtulmaz” atasözünü hatırlayalım. Tarihten silinmek, ikinci bir Endülüs olmak istemiyorsak, temel ilkemiz öz kaynaklarımızı (insan başta olmak üzere) hızla geliştirmek olmalı; düşmanlarımızdan medet ummaktan vazgeçmeliyiz.

Bilimci, evrenkent hocası, bir yandan bilgi üretip önce kendi ülkesinde ve Türk diliyle bilgileri yayarken (-ki ulusal bilim, teknik ekolleri ancak bu şekilde oluşur-), bir yandan da elbette uluslararası bilim çevreleriyle de sıkı temasta olacak, uluslararası yayınlar da yapacak, ama belli dallarda Türk bilimcileri dünya çapında öncülük edecek. 1960’da bu oluyordu; arkasının gelmesi engellendi (Bkz. Örn. Emine Çaykara’nın hazırladığı, İş Bankası Kültür yayınlarından çıkan kitap ( 20.Baskı, Kasım 2002).
Şimdi dünya çapında 250 yıllık bir teknik evrenkent gibi kuruluşlarımızda, Türk bilimcileri, Sovyetler’de çok iyi yetişmiş değerli, örn. Azerbaycanlı Türk bilimcileri, “ana dili İngilizce değil” diye dışlanıyor; onlar dururken, yerlerine Amerikalı, İngiliz, büyük ihtimalle kendi ülkelerinde iş bulamayacak, öğretim üyeleri atanıyor. İhanet boyutuna varan bu düşmanca uygulamalar artık derhal durdurulmalı.

Eninde, sonunda bu ülkeye Türk Ulusu yeniden hâkim olacak. Yapılacak önemli işlerden biri evrenkentleri, bilim, teknik araştırma kurumlarını sil baştan yeniden düzenlemek. Göstermelik değil, gerçek, özgün bilim üretmeyen öğretim üyesine evrenkentte yer yok. Değerli araştırmalar yaptığı için, yardımcı doçentlikte takılan bilimciler, araştırmaları, ürettikleri incelenerek derhal profesörlüğe terfi ettirilecek. Türk evrenkentlerinde görev alacaklar önce eskisiyle, yenisiyle Türkçe sınavına sokulacak. Adam bilim üretiyorsa, -sana ne, nasıl yaparsa yapsın-, birinci kıstas, önüne çekilen sed, yabancı dil olmayacak. Örneğin fizikçi mi alıyorsun, tercüman mı? Tabii ülkenin bilim, teknikte de ulusal hedefleri belirlenecek, o doğrultuda araştırmalar desteklenecek (Bkz. O.Sinanoğlu, “Hedef Türkiye” kitabı, Otopsi Yayınları, İst., 14.Baskı, Aralık 2002).
Evrenkentlerde çömez düzenine son. Ocu, bucu kadrolaşmalarına son. Evrenkente giriş usulleri ezberciliği teşvik etmeyen, düşünme, uslamlama, yaratıcılık yeteneklerini ölçecek biçimde yenilenecek. Yetenekli, ama mâlî durumu kifayetsiz öğrencilere öğrenim hakkı iade edilecek. Kafası çalışan, yüreği önce Türk yurdu, Türk ulusu için çarpan gençlerle bilim seferberliğimiz başlayacak. İşte öyle gençler ******’ün mirâsını devam ettirecekler.

İlk Uçaksavar ve Hava Savunma Bizden.
Aşağıdaki olaylar Trablusgarp savaşı ile ilgilidir ve tamamı gerçek olaylar olup kayıtlara bu şekilde geçmiştir;

O dönemlerde Osmanlı İmparatorluğunun topraklarından olan Libya üzerinde uzun süredir İtalyanların gözü bulunmaktaydı. Şu anki adı Tripoli olan başkent Trablusgarp 29 Eylül 1911’de İtalyan bombardımanına maruz kalmıştı. Bu olay aynı zamanda Türk - İtalyan cephesinin açılmasınada neden olmuştu. İtalyanların 28 uçağı ve 4 balonluk hava filosuna karşılık Osmanlı’nın hiç bir hava aracı yoktu. Bu savaş dünya havacılık tarihinde bir çok ilke de imzasını atmış oldu. Bunları maddeler halinde açıklayacak olursak;

1- Tarihte İLK DEFA İtalyanlar uçağı savaş aracı olarak TÜRKLER’e karşı kullandılar.

2- Tarihte İLK DEFA Yüzbaşı Piazza Aziziye üzerinde Bleriot uçağı ile TÜRKLER’e karşı hava keşfi yaptı. (23 Ekim 1911)

3- Tüfeği İLK DEFA TÜRKLER uçaksavar silahı olarak İtalyan’lara karşı kullandı ve Moizzo’nun uçağını (Nieport) kanadından vurarak yaraladılar.(25 Ekim 1911)

4- Tarihte İLK DEFA topçu ateşi havadan (TÜRKLER’e karşı) yönlendirildi. (28 Ekim 1911)

5- Havadan İLK DEFA bomba TÜRKLER’e karşı atıldı. (Kasım 1911)

6- TÜRKLER hava savunması için uçaksavar silahı olarak İLK DEFA Yüzbaşı Roberti’nin uçağına karşı top kullandı. (15 Aralık 1911)

7- İtalyanlar Arapları TÜRKLER’e karşı ayaklandırmak için uçağı el ilanı atmak amacı İLK DEFA psikolojik propaganda amacı ile bu savaşta kullandılar. (15 Ocak 1912)

8- Tarihte havada vurulan İLK KİŞİ Yüzbaşı Carlo MONTO’dur. TÜRKLER tarafından yerden açılan ateş ile yaralandı. (31 Ocak 1912)

9- Yüzbaşı Piazza tarihte İLK DEFA TÜRK birliklerinin hava keşif fotoğrafını çekti.

10- İLK GECE bombardımanı yüzbaşı Manzini tarafından TÜRKLER’e karşı yapıldı.

11- Asteğmen Manzini TÜRKLER tarafından vurularak uçağı ile denize düşerek ölen İLK hava harp kurbanı olarak tarihe geçti. (25 Ağustos 1912)

12- Havacılık tarihinin İLK HAVA ESİRİ Moizzo, TÜRKLER tarafından ele geçirildi. (10 Eylül 1912)

13- İlk ele geçirilen düşman uçağı Moizzo’nun Nieuport’uydu ve bunu TÜRKLER başarmıştı. (10 Eylül 1912)

Trablusgarp savaşı sonrasında TÜRKLER havacılıkta olmasada uçakları olmadığı için hava savunmasında dünya tarihinde İLK lere girmeyi başarmışlardı.

Batırılan İlk Uçak Gemisi
Dünya denizcilik ve savaş tarihinde, ilk uçak gemisini batıranın bir “Türk” olduğunu biliyor muydunuz? Peki ya bu işi, bir “sahra topu” ile yaptığını söylesek? Bu inanılmaz işi, Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul’un bataryası başarmıştı…

Sarı, sapsarı… Soğuktan ölmeden önce insan sapsarı bir rüya görürmüş… “Sarı Ölüm” der Halil Paşa… “Sarıkamış Fatihi” olmak için yeğeni Enver Paşa ile yarışan Halil Paşa, anılarında, soğuktan donarak ölen 30 bin askerin, o gece aynı rüyayı gördüğünü anlatır…

Birinci Dünya Savaşı boyunca Türk askeri, tanrının soğuk cehennemi “zemheri”, sıtma, tifüs, sarı humma ve pellegra ile sık sık karşı karşıya geliyordu. Sadece Sarıkamış’ta değil, Galiçya’da, Yemen’de, Çanakkale’de… Türk askeri düşmandan çok iklime, hastalıklara ve yokluklara karşı bir savaş vermekteydi. Yokluklar, Türk askerinin kendisinden kat be kat üstün “yedi düvel”e karşı savaşında, bambaşka bir silah ile, “hayal gücü” ile savaşmasını sağladı.

Nasıl sağlamasın ki? Tifüs, sıtma ve humma askerleri kemirirken ve koskoca imparatorluk içinde ordunun elinde sadece birkaç bozuk Alman yardımı uçak varken, düşman karşına bir “uçak gemisi” ile çıksın!

1915’te üzerinde bir dizi uçağın durduğu bir uçak gemisini ilk gördüklerinde, Türk askerinin hissettiği, Kızılderililerin tüfek ile tanıştıklarında yaşadıklarına benzer bir duygu olsa gerek… Peki ama bununla nasıl savaşılır? Üstünde ölüm kusan uçakları, taretleri ve yanındaki iki kruvazörüyle, 120 metrelik bir çelik yığını nasıl yenilir?

Şimdi okuyacağınız öykü, dört sahra topu ile dünyada bir uçak gemisini batıran ilk askerin, Topçu Mülazım (Teğmen) Mustafa Ertuğrul’un öyküsüdür…

27 Aralık 1916. Saat: 13.00
“Türk askeri cenge hazırlanıyordu. Biraz sonra kopacak kıyametin heyecanı ile benim de yüreğim çarparken; gözüm batarya dürbününün adesesinde, düşmanı seyrediyordum. Meis, güzel bir pazar gününün neşeli havası içinde tatilin zevkini sürüyordu… Bizim taraftaki harekât ve gürültü gittikçe sükûn buldu. Herkesin kulağı, bir ağızdan çıkacak keskin bir kumandayı bekliyor. Ateeeş… Nihayet saat 13.25’te aylardan beri karşısındaki yabancı çığlıklara dişini sıkıp susan dört ağız birden alev kusmaya başladı…”

Dünya savaş tarihinde bir ilk olan, 7.7 inçlik dağ bataryasının bir uçak gemisini 36 dakikada sulara gömen komutu verişini böyle anlatıyor Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul. Batırdığı uçak gemisi ise, 120 metre boyunda, saatte 24,5 mil hız yapan ve altı uçak taşıyan İngiliz bandıralı Ben My Chree’dir!

Birinci Dünya Savaşı’nı anlatan tarih kitaplarında, Ben My Chree, tek cümle ile yer alır: “Batırılan ilk uçak gemisi”
Ben My Chree, Meis Limanı’nda isabet almış, yanıyor!

Mustafa Ertuğrul ve komutasındaki topçu bataryası, o gün Meis Limanı’na demirli uçak gemisi Ben My Chree’nin dışında, 200’e yakın yelkenli gemi ve sandalı batırır.

İngilizlerin hayaline bile gelmeyecek bir iş yapar Mustafa Ertuğrul. Meis Adası limanının tam karşısındaki buruna dört sahra topundan oluşan bataryasını, tam iki ay boyunca dağları aşırarak, gülleleri sırtlarında taşıyarak getirirler! Burunda, Ben My Chree’nin limana girmesini sessizce bekleyen 30 kadar Türk askeri, dünya savaş tarihine bir savaş gemisini batıran ilk birlik olarak geçerler. Hem de 7,7 inçlik, dört cılız “sahra topu”yla!

İngiliz ve Fransız donanması raporları, Türk kıyılarındaki “çılgın bir Türk bataryası”ndan bahsetmektedir artık…

13 Aralık 1917. Ağva Koyu
Müttefik deniz kuvvetleri, Akdeniz’deki en önemli silahlarından birinden olduğu için öfkelidir. Türk kıyıları sürekli denetim altında tutulur; motorlar, kayıklar batırılır, yerleşim birimleri zaman zaman bombardıman edilir. Sabrı taşan Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul, yaptığı yeni bir planı 135. Alay komutanı Alman yarbayına kabul ettirmeye çalışır;

“Müsaade ederseniz, bataryamla, bir gece ansızın Antalya’yı terk ederek meçhul bir istikamete gidiyormuş gibi yapıp, Ağva Koyu’na gideyim. Limana hâkim buruna bataryamı yerleştireyim. Emrime verilecek bir yelkenli ile bu gemiyi limana sokup avlamaya çalışayım.”

Plan basittir. Bölgenin zorlu coğrafyası ve yol yokluğundan ötürü, Türklerin askerlere kumanyalarını yelkenli teknelerle dağıtmak zorunda olduğunu Fransızlar bilmektedirler. Fransız savaş gemileri, bu yelkenlileri sık sık yakalamakta ve kumanyaya el koyup Türk askerlerinin aç kalmalarına neden olmaktadır.

Fransızlara kovalamaktan zevk duyacakları bir yelkenli gönderir Mustafa Ertuğrul. Faaliyet raporuna yeni bir “başarı” olarak geçecek bu basit avı, Fransız kruvazörü Paris II, Ağva Koyu’nun içine dek izler. Girmesiyle de, bir hafta önce koya egemen bir noktaya yerleşmiş olan Mustafa Ertuğrul’un bataryası “ateş” komutuyla saldırıya geçer!

Paris II, sadece 18 dakikada denize gömülür. Düşman donanması içinde artık efsaneleşmeye başlayan Mustafa Ertuğrul bataryası, 145 atımdan 110’unu gemiye isabet ettirecek kadar ustadır.

Kamikaze botu ile batırılan Alexandra!
Paris II’yi kaybeden Fransızlar, Türk kıyılarında intikam fırtınası estirirler. Kıyıdaki yerleşim birimleri durmadan bombardıman edilir.

Uçak gemisi Ben My Chree’nin ardından koskoca Paris II kruvazörünün de bir “dağ bataryası” ile batırılması, Müttefiklerin artık açıktan seyretmeye başlamasına neden olmuştur. Gemilerin topçu menzilinin dışından dolaşması Mustafa Ertuğrul’u durduracak değil ya! Dağ bataryası ile uçak gemisi batırılırsa, küçük bir balıkçı teknesiyle bir savaş gemisi haydi haydi batırılır!

Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul, Paris II’yi batırdığı bombardıman sırasında elinden kaçırdığı Alexandra adlı savaş gemisi için dahiyane bir tuzak kurar:

“Herhangi bir yelkenlinin kaburgasını kaplayan iç tahtaları sökülerek, mümkün mertebe fazla miktarda dinamit kaburga aralarına döşenecek, tam merkezine de bir top fünyesi yerleştirilecek. Fünye halkası bir telle portakal sandıklarından birisinin altına bağlanıp, kaburgalar tekrar çakılarak düzen hazırlanacaktı. Birbirine bağlı sandıklar mutlaka bir vinç yardımıyla kaldırılacaktı ki, fünye dinamiti ateşleyip geminin batırılmasını sağlayacaktık.”

Bir “kamikaze botu” haline getirilen yelkenli, kıyıdan açılır. Açık denizde Fransız savaş gemisini gören “önceden tembihli” askerler, suya atlayıp kıyıya doğru yüzmeye başlarlar. Fransızlar portakal sandıkları ile dolu bir tekneyi ele geçirdikleri için mutludurlar, ama ya bu da o “Çılgın Türk”ün bir tuzağıysa?

Sandalın üzerine önce bir Fransız bahriye eri çıkartılır. Görünürde bir tuzak yoktur. Ama ya Türkler portakalları zehirlemişse? Sandalın uzağında duran savaş gemisi Alexandra’nın güvertesindeki gemi doktoruna birkaç portakal götürülür. Portakallar zehirsizdir! Derin bir oh çekilir… Sandal savaş gemisine yanaştırılır ve birbirine bağlı portakal sandıklarını gemi güvertesine çıkartmak için vinç çalıştırılır. Buuumm!..

Kurulan tuzağa düşen Alexandra, gövdesinde açılan birkaç metrelik delik yüzünden göz açıp kapayıncaya kadar denizin dibini boylar. Savaş tarihine, belki de “Akdeniz’de Türklerle Müttefikler arasındaki deniz savaşları” adıyla geçmesi gereken, ama aslında sadece 23 yaşındaki bir Türk subayının akıl almaz başarısının özeti böyle…

Kamaları sökülmeyen tek batarya
Dünya Savaşı bittiğinde, Mondros Mütarekesi gereğince, işgal edilen Anadolu topraklarında, tüm silah ve cephaneye el konuldu. Topların kamaları söküldü. O tarihlerde Aydın bölgesindeki birlikleri denetlemekle görevlendirilen Ben My Chree’nin eski komutanı Charles R. Samson; “Gösterdiği kahramanlıktan dolayı bu batarya toplarının kamalarını sökmek askeri şerefe aykırıdır” diyerek, Mustafa Ertuğrul’un bataryasına dokunmaz!

Birinci Dünya Savaşı sonrasında kamaları sökülmeyen bu dört sahra topundan oluşan batarya, Kurtuluş Savaşı’na katılan ilk topçu birliğidir…

İlk Üzengi ve Profesyonel Binicilik Bizden.
Atları biraz tanıyorsanız üzenginin ata binmeyi kolaylaştırıcı küçük ************l bir üçgen olduğunu bilirsiniz. Üzengiyi ilk Türkler keşfetmiş ve at sırtında savaş bir sanat haline gelmiş.

İlk Ameliyat Bizden
Trepanasyon (baş delgi ameliyatı); kafatasında herhangi bir bölgede, baş derisi kaldırıldıktan sonra bir parçanın beyin ile beyini saran beyin zarına zarar vermeden çıkarılıp alınmasını sağlayan bir ameliyat tekniğidir. Bu teknik, günümüzden yaklaşık olarak 10.000 yıl öncesinden beri Anadolu'da görülmektedir. Günümüze kadar Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde farklı tekniklerle uygulanmıştır. Dünya'da da şimdiye kadar tespit edilen ilk ameliyat örneklerindendir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MAMİ
Vip Özel Üye

Vip Özel Üye
MAMİ


Mesaj Sayısı : 266
Erkek Yaş : 51
İş/Hobiler : av,balık,hız,motor,define
Nerden : MANİSA
Kayıt tarihi : 26/03/10
başarı sistemi : 3
uyarı yok

BAZI İLKLER Empty
MesajKonu: Geri: BAZI İLKLER   BAZI İLKLER Icon_minitimePtsi Mart 29, 2010 10:10 pm

Türk akademik dünyasında profesör unvanını alan ilk kişi olan Hulusi Behçet'in tanımladığı deri rahatsızlığı, 'Behçet Hastalığı' olarak dünya tıp literatürüne geçti. Ağız ve gözde iltihaplanma ve genital bölgede yaraları bulunan üç hasta üzerinde araştırma yapan Behçet, bu şikayetlerin yeni bir hastalığın işareti olduğunu fark eder. Bu konudaki görüşlerini 1937'de 'Dermatologische Wochenschrift'e yazar. Hastalık, 1947 yılında Zürih Tıp Fakültesi'nden Prof. Mischner'in Uluslararası Cenevre Tıp Kongresi'nde yaptığı bir öneriyle 'Morbus Behçet' olarak adlandırılır ve literatüre geçer...
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Tarihte atı ilk ehlileştiren ve pantolonu kulanan Türklerdir. Çünkü,Türkler savaşçı bir millet olarak atı ilk kullanmışlar ve ata rahat binebilmek için de pantolonu bulmuşlardır .
-Piri reis,1521'de yazdığı "Kitab-ı Bahriye " adlı eserinde ilk defa dünya haritasını çizmiştir. 1528'de 2. haritasını yapmıştır.
-Fatih Sultan Mehmet ,1453'de ilk defa surları yıkacak büyüklükte ve "Şahi" adını verdiği topların planını yaparak Doğu Roma İmparatorluğunu yıkmış, böylece Ortaçağın bitip Yeniçağın başlamasına sebep olmuştur .
-Hazerfen Ahmet çelebi, 1630 yılında ilk defa yaptığı kanatlarla İstanbul Galata kulesinden uçarak boğazı geçmeyi başarmıştır.
-Lagari Hasan Çelebi,1680'de ilk defa roket yaparak Ay'a gitme denemesi yapmıştır.
-Yoğurt ve ayran tamamen Türk buluşudur ve Dünya literatürüne aynı adla geçmiştir.Çünkü Türkler genellikle göçebe yaşamış ve hayvancılıkla uğraşmışlardır ...
-İbn-i Sİna ,M.S. 1010'da (Dairede"Çevre/Çap"oranının sabit bir sayı olduğunu keşfederek )"Pi Sayısı"nı bulmuştur.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Türk basketbol tarihinin en önemli yıldızlarından Erman Kunter, 153 sayıyla bir maçta en fazla sayı atan oyuncu oldu.
Kunter, 1988 yılında Fenerbahçe formasıyla Hilal spor karşısında 153 sayı atarak rekor kırarken, ilk yarıda da attığı 81 sayıyla bir devrede en fazla sayı üreten basketbolcu olarak da tarihe geçti.
Beşiktaşlı Hüdai Budanur da kırılması güç bir rekoru elinde bulunduruyor. 1957 yılında İstanbul Spor ve Sergi Sarayı’nda yapılan İstanbul Ligi maçında Beşiktaş, İstanbul Karagücü’nü 110-56 yenerken, Budanur, siyah-beyazlıların 110 sayısını da tek başına attı.

NBA’DEKİ İLK TÜRK MİRSAD

Mirsad Türkcan, ABD Profesyonel Basketbol Ligi’nde (NBA) oynayan ilk Türk basketbolcusu olarak tarihe geçti.
1998 yılında ilk kez Houston Rockets’e transfer olan Mirsad, NBA’de fazla oynama şansı bulamadı. Mirsad’ın ardından 4 sezon önce Hidayet Türkoğlu da NBA takımlarından Sacramento Kings tarafından seçildi. Mirsad’dan daha başarılı bir performans sergileyen Hidayet, NBA’de en fazla oynayan Türk oyuncu oldu. Hidayet ayrıca, NBA’in geleneksel All Star hafta sonunda yer alan ilk Türk basketbolcu unvanını aldı. Hidayet, geçen sene Orlando’ya transfer oldu. İki sezon önce Detroit Pistons’ta şampiyonluk sevinci yaşayan milli basketbolcu Mehmet Okur ise NBA’de şampiyonluk yaşayan ilk Türk oyuncu oldu. Mehmet, ayrıca geçen sene Utah ile anlaştı. İbrahim Kutluay’ın da geçen sezon Seattle Supersonics’e transfer olmasının ardından NBA’de ilk kez 3 Türk basketbolcu aynı anda forma giydi.

İLK AVRUPALI GRANİT

Avrupa’ya transfer olan ilk Türk basketbolcu ise Yalçın Granit oldu. Granit, Fransa’nın Racing Paris takımında oynamıştı. Fenerbahçe’den 4 sezon önce Yunanistan’ın AEK Atina takımına giden İbrahim Kutluay ise ilk kez bir Yunan takımına transfer olan Türk oyuncu olmuştu.
2001-2002 sezonunda Panathinaikos ile Avrupa Ligi şampiyonluğuna ulaşan İbrahim, bu kupayı kaldıran ilk Türk basketbolcu oldu. Panathinaikos, Avrupa Ligi finalini Hüseyin Beşok’un takımı Maccabi Elite Tel Aviv ile oynarken, ilk kez 2 Türk basketbolcu Avrupa Ligi finalinde karşı karşıya geldi.
AVRUPA’DAKİ İLK TÜRK ANTRENÖR ATAMAN
Avrupa’da profesyonel liglerde bir takım çalıştıran ilk antrenör ise Ergin Ataman oldu.
2001-2002 sezonunda İtalya’nın Montepaschi Siena takımını çalıştıran ve takımına ilk sezonunda Avrupa Raimundo Saporta Kupası’nı kazandıran Ataman, bu kupayı kaldıran ilk ve tek Türk antrenör oldu.

EFES PİLSEN’İN İLKLERİ

Efes Pilsen, 1996 yılında Avrupa Radivoj Koraç Kupası’nı müzesine götürerek, ilk kez bu spor dalında Avrupa kupası kazanan Türk takımı unvanını aldı.
Lacivert-beyazlılar, Avrupa kupalarında finale çıkan ilk takım olma özelliğini de taşıyor. 1993 yılında da Avrupa Kulüpler Kupası’nda final oynayan Efes Pilsen, Torino’da Yunan rakibi Aris’e 50-48 yenilmişti. Efes Pilsen, 1999-2000 sezonunda da Avrupa Ligi’nde dörtlü finale kalıp, Avrupa 3.’sü olarak bir ilke daha imza attı.
DİĞER “İLK” VE REKORLAR
- Türkiye ilk kez 1949 yılında Kahire’deki Avrupa Şampiyonası’na katıldı.
- 1951 yılında 7. Avrupa Şampiyonası’nda Türk hakem İzzettin Somer, Avrupa Şampiyonası finalini yöneterek, bu alanda bir ilke imza attı.
- 1959 yılında Türkiye tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yaptı.
- 1961 yılında Galatasaray, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası ilk turunda, Yunanistan’ın Pire Olympiakos takımını 2 maçta da yenerek, Avrupa kupalarında tur atlayan ilk Türk takımı oldu.
- 1980 yılında Eczacıbaşı Erkek Basketbol Takımı, Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nda çeyrek finale yükselen ilk Türk takımı oldu.
- 1981 yılında Avrupa Karması’na seçilen ilk Türk oyuncu Efe Aydan.
- ABD’de Evansville Üniversitesi takımıyla NCAA play-off’larında oynayan ilk Türk oyuncu Emir Turam.
- Uluslararası alanda ilk milli maç Yunanistan ile 24 Haziran 1936’da yapıldı. Beyoğlu Halkevi Salonu’nda yapılan maçı, Türkiye 49-12 kazandı.
- Uluslararası alanda ilk resmi maç ise Şili ile 7 Ağustos 1936’da oynandı. Berlin Olimpiyatları’nda yapılan maçı Türkiye 30-16 yitirdi.
- 1956 yılında yapılan ilk gençler Türkiye birinciliğini Fenerbahçe kazandı.
- Türkiye, Sofya’da 1960 yılında yapılan Balkan Şampiyonası’na ilk kez katıldı. Türkiye, 1981 yılında Balkan Şampiyonu oldu.
- 259 kez milli formayı giyen Efe Aydan, en fazla milli olan oyuncu oldu.
- Levent Topsakal, Türkiye-İrlanda yıldız milli maçında 78 sayı atarak, milli formayla bir maçta en çok sayı atan oyuncu unvanını aldı.
- 32. Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda (A) Milli Takım ilk kez Avrupa 2.’si oldu.
- (A) Milli Takım, 2002 yılında ilk kez Dünya Şampiyonası’nda mücadele etti ve 9. oldu.
- 2001-2002 sezonunda CSKA Moskova takımında forma giyen Mirsad Türkcan, Avrupa Ligi normal sezonunda en değerli oyuncu (MVP) seçilen ilk Türk basketbolcu oldu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
BAZI İLKLER
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Peygamberimizin, Hazret-i Alî’ye bazı nasihatleri
» bazı şehirlerimizin eski isimleri
» Küfür olmayan bazı sözler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DEFİNECİLER AKADEMİSİ :: KONU DEPOSU-
Buraya geçin: